Uyandığımda yere inmemiz için hazırlanmamızı anons eden sesle uyandım.Yere indiğimizde hemen valizlerimizi alıp otele ilerledik.
Etrafa bakınmaya başladım.Her yer masmavi...Çok güzel bir yer burası diye düşündüm. Hayalimdeki tatili yaşıyorum sanki...
Neyse otele gelir gelmez kendimi yatağa attım.Deniz manzarasına baktım.Ne kadar güzel.Birden karnımın acıktığını hissettim.Hemen aşağı indim.
Yemekhane otelin dışındaymış.Tam yemekhaneye doğru ilerliyordum ki benim şansıma fırtına gelmeye başladı.Herkes otele girmeye çalışıyordu.Koşan koşana...
Çok şükür odama gelmeyi başardım.O sırada birisi bana seslendi.
-Hey! Bakar mısın? Bu sanırım senin...
-Ahh...Evet benim.Teşekkür ederim.
Ufff! Elindeki benim narçiçeği bikinimdi.Düşmüş olmalıydı. İlk günden rezil olmayı başarmıştım. Yemek yemeden önce biraz denize girmiştim.Kurumaya bırakmıştım.Fırtına başladığında da hemen onları kapıp otele koşmuştum.O sırada düşürmüş olmalıydım. Çocuk şimdi benim aptal olduğumu düşünüyordu herhalde.
Bir an çocuğu yakışıklı buldum.Bense külkedisinin üvey kardeşleri....Aslında herkes beni güzel buluyor.Ama ben nedense kendimi güzel bulmuyorum.
Yemeğimi de yiyememiştim.Hemen yemekhaneye gittim.Annemi gördüm. O ilk günden kendine bir arkadaş bulmayı başarmış.
Yanındaki kadın kendinin bir erkek çocuğu olduğunu söyledi.Ve sonra:
-Hah! O da geldi.
Arkamı dönüp baktığımda bana bikini getiren çocuğu gördüm.
-Ahh..Merhaba.
-Merhaba.
-Benim adım Burç.Ya senin?
-Benim de Defne.Tanıştığımıza memnun oldum.
Annem:
-Siz tanışıyormusunuz?
-Yani diyebilirim anne.
Sanırım yeni bir arkadaş buldum.Annem de bu fırsatı kaçırmamamı istiyordur herhalde.Şansa bak.Yemeğimi yedikten sonra deniz kıyısına gittik Burçla...Sohbet ettik.
Sonra odama çıktım.Bugün gerçekten çok yorulmuştum. Bugünü gözden geçirdim.
Uçak yolculuğu, fırtına, Burç adlı yakışıklı çocuk...Yarın kim bilir beni neler bekliyor?...