04.08

94 28 3
                                    

Şimdi iki ayrı bahçe düşünün, iki ayrı gül var o bahçelerde birisini almak için çok uğraşması gerek, diğerini ise hiç uğraşmadan alabilir..

O uğraşmayarak alabileceği gülü tercih ediyor, çünkü o gül kıpkırmızı ve yaprakları çok güzel, güzel bakılmış, sulanmış ve harika gözüküyor.

Diğerinin ise yapraklı dökülmüş, sulanmamış ve kurumuş, berbat görünüyor ama hâlâ kokusundan ve duruşundan ödün vermiyor. Lakin alabilmesi için bayağı bir çaba sarfetmesi gerek.

Zaten kim olsa güzel görünen gülü koparır öyle değil mi?

Adam gidiyor ve o güzel gülü alıyor ama gülün dikenleri çok fazla ve eline batıyor, canı acıyor ama umursamıyor çünkü o onun güzelliğinin büyüsüne kapılmış.

Sonra bir rüzgar esiyor yaprakları dökülüyor gülün, görüntüsü bozuluyor artık eskisi kadar güzel değil ama hâlâ hoş duruyor.

Sonra adam gülü düşmemesi için daha sıkı tutuyor, canı daha fazla acıyor. Fakat adam o kadar çok istiyorki o gülü onun dikenleri canını acıtması uğraştırması hiç bir şey umrunda değil yeterki o gül onun olsun istiyor.

Ve bir rüzgar daha...

Gülün dört beş yaprağı daha dökülüyor, güçlü değil yaprakları hemen dökülüyor. Adam iki üç yaprağı kalmış güle bakıyor artık alsa da eskisi kadar ihtişamlı bir havası yok, eskisi kadar güzel değil.

Bir de diğer bahçedeki güle bakıyor, solmuş, bir kaç yaprağı dökülmüş ama hâlâ güzel görünüyor.

Adam elindeki gülü yere atıyor, çünkü artık bir işlevi yok, güzel değil hem canını da acıtıyordu, ne işe yarayabilir ki?

Sonra diğer bahçeye geçiyor ve o gülü koparıyor, gül o kadar huzurlu kokuyor ki adam hayret ediyor. Solmuş ve bir kaç yaprağı düşmüş evet, ama nasıl hâlâ bu kadar güzel durabilir ki?

İki farklı gül, biri güzel, diğeri soluk..
Biri güçlü, biri dayanıksız.

Şimdi siz olsanız da aynı şekilde güzel olana koşardınız öyle değil mi?
Çünkü onun dışı güzel, görüntüsü..

Diğeri hem uğraştırıcı hem de hoş durmuyor diye onu almazsınız.
Çünkü onun da dışı kötü ama güzel kokuyor ve hâlâ sağlam.

Adam kötü olanı aldı evet, ama ikisinin de hayatına son verdi. Artık ikisinin de bir işlevi yok. Güzel olanı alıp evine götürseydi de iki gün sonra kuruyup gidecekti, kötü olanı aldığında da.

Eğer o gül orada durmuş olsaydı, o büyür sulanır ve daha güzel olabilirdi. Fakat sırf güzel görünüyor diye koparıldı.

Dış görünüş ne kadar da önemli değil mi?
Kimse onun hayatını önemsemiyor sadece güzel diye koparıp alayım diyor. Çünkü o savunmasız.

Anlatmak istediğim şu; Bazen bir şeyi yaparken bir çok kez düşünün, ben gülden örnek verdim size mesela adam o iki gülü de almasaydı ve onları sulayıp baksaydı iki sonuç elde etmiş olacaktı, iki taraftan da kazanacaktı. Ama o koparmayı tercih etti. Siz de bir insanın dış görünüşüne bakarsanız, ne kadar güzelse o kadar iyi, ne kadar çirkinse o kadar kötü vs bir o kadar da kaybedersiniz.

Yalnız şunu hep unutuyorsunuz, o güzel deyip peşinden gittiğiniz ne varsa içini öğrenmeden gidiyorsunuz, karakterini bilmeden düşüncelerini bilmeden.

Ya çirkin olan daha iyiyse, daha düzgünse?
Umurunuzda değil tabii çünkü diğeri güzel, o yüzden kesin iyidir.

Dış görünüşe önem veren, içi boş sahte insanlar...

мeтanoι̇aHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin