Futakuchi-Onna ya da iki ağızlı kadın; başının arkasında gizli, korkunç bir ağzı olan kadın hakkındaki bir Japon efsanesidir.
Futakuchi-Onna ağzı küçük olan bir kadındır. Fakat başının arkasında saçlarının gizlediği büyük bir ağıza sahiptir. Kadının kafatası ayrılınca ortaya dudak, diş ve bir dil ortaya çıkar. Neredeyse hiç yemek yemese de, başının arkasındaki ağız yırtıcıdır ve çok miktarda yemek yer.
Bu korkunç ağzın, kendi aklı olduğu söylenir. Hatta kadınla konuşur, ona acımasız ve tehdit edici şeyler söyler. Ağız kadını taciz ederek ya da onu tehdit ederek yemek ister. Daha da korkunçlaşarak kadının canını yakar. Hatta bu ağız kadının saçlarını da kontrol edebilir. Yiyecekleri saçları uzuvlarıymış gibi kullanarak tutar ve boğazına atar.
Japonya'da Futakuchi-onna'nın kökeni ve nasıl ikinci bir ağza sahip olduğuyla alakalı anlaşmazlıklar var.
Bir tanesi küçük bir köyde kendi başına yaşayan cimri bir adam hakkında. Para harcamaktan nefret ettiği için hiç evlenmemiş. Bir karısı olursa yiyecek için para harcayacapını ve dolayısıyla servetine veda edeceğini düşünürmüş.
Daha sonra genç bir kadına rastlayıp ona evlenme teklif etmiş. Çünkü bu kadının, hayallerindeki çalışkan ve az yiyen kadın olduğunu düşünmüş. Çift evlendikten sonra çok mutluymuş. Bununla birlikte, yaşlı adam pirinç dükkanlarındaki yiyeceklerin bir şekilde azaldığını fark etmiş.
Bir gün, adam işten çıkar gibi yapıp karısını gizlice izlemeye başlamış. Hördükleri karşısında dehşete düşmüş. Çünkü kadının kafası yarılarak ortaya korkunç, büyük bir ağız çıkartmış. Saçları dokungaç misali hareket etmeye başlamış ve korkutucu ağzın içine bir yabak dolusu pirinci atmış.
Kadın kocasının sırrını gördüğünü farkettiği zaman, onun üstüne atlamış ve onu boğmaya çalışmış. Adam kaçmayı ve bir dağda saklanmayı başarmış. Haftalar sonra, geri dönmeye cesaret ettiğinde kadının gitmiş olduğunu ve dükkandaki tüm pirinçlerin yenildiğini görmüş. Yaşlı adam bir daha asla evlenememiş.
Başka bir hikayede ise, bir adamın karısı ölmüş ve ona bakması için geride bir kız çocuğu bırakmış. Adam tekrar evlenmiş, ama yeni karısı çok kaba ve kindar bir insanmış. Birlikte, başka bir çocuk yapmışlar, ikinci bir kız çocuğu. Ancak fakirlermiş ve herkese yetecek kadar yemekleri yokmuş. Yeni karısı diper kızı aç bırakrken kendi kızını beslemiş. Adamın kızı nihayetinde açlıktan ölmüş.
Çok geçmeden, adam ateş yakmak için odunları kesmesi gerektiğinden bahçeye çıkmış. Yanlışlıkla baltasını karısının kafasının arkasına saplamış. Etrafta çok fazla kan varmış ve adam, kadınının ölmesi bekliyormuş. Ama hayatta kalmış. Bunun yerine yarası, korkutucu dişleri ve dili olan büyük bir ağza dönüşmüş.
Kadın anlatılmaz bir acı çekiyormuş ve bunu durdurmanın tek yolu da bu korkutucu ağzı beslemekmiş. Ağız memnun olmayıp defalarca ve defalarca yemek istemiş. Sonunda, ağız sesler çıkarmaya ve konuşmaya başlamış. Bir gün kadın uyurken bu korkutucu be çirkin ağız, kadının kocasıyla konuşmuş.
"Onu lanetledim çünkü kızını aç bırakarak ölmesine sebep oldu!"
***
Selam. Yıllar sonra yb attım evet.
Bundan sonra istediğiniz bir efsane var mı? Gerçi geç gelir ama...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Japon Şehir Efsaneleri
TerrorŞehir efsanelerine ilgili misiniz? Japon şehir efsanelerini hiç duymuş muydunuz? Her kültürde görülen doğaüstü yaratıklar tabii ki Japon kültüründe de yer almakta. Hatta bu efsaneleri anlatmak geleneklerinde yer alıyor. Genelde bir odaya toplanıp he...