Okumaya başladığın tarihi yazar mısın?
Sahile gelmiş yürüyordum. Akşam olduğu için sessiz ve sakindi. Huzur doluydu. Kuvvetlice nefes aldım, bu anı hafızama almak için. Tek huzurlu olduğum yer burasıydı.
Evim, hiç te huzurlu değildi. Annem beni doğururken öldüğünden, babam sevgisini göstermez, soğuk davranırdı. Sevgiyi sadece, babaannemden görmüştüm ki oda 1 2 ay önce ölmüştü. Ansızın, oda göçmüştü.
Bir de ablam vardı tabii, hep imrendiğim. Çünkü o annemi görmüştü! Doyasıya vakit geçirmiş, onu öpmüştü. Sıkıntısını paylaşmıştı. En önemlisi, hatırlayacak bir anısı vardı.
BENİM YOKTU.
NE BİR SEVGİ,
NE BİR ANI,
NE BİR DERT ORTAĞI.
Babam için, önemli olan ablamdı. Hukuk okuyordu çünkü. Babamın hayalini gerçekleştirmek için uğraşıyordu. Ben ise bir şey olamamıştım. "Şımarıksın." Dedi babam sürekli. Sürekli ama sürekli. Oysa, biraz sevgi alabilmek için neler yapmadım ki?
Bi anda hissettiğim titreşim ile elimi cebime soktum. Ablam arıyordu. Göz devirdim. Ne zaman yalnız kalacaktım?
"Efendim?" Dedim bıkkınlıkla. Onun suçu yoktur diye düşündüm bir çok kez ama o... Babamın bana böyle davranmasına göz yumuyordu!
"Sana erken gel demiştim..." dedi.
"Bende bakarız demiştim?" Dedim alayla. Telefonun arkasından, göz devirdiğini hissedebiliyordum.
"Bak sevgilim akşam yemeğine geliyor. Bari bu gece yapmasan?" Dedi. Evet, ablamın 2 3 aydır sevgilisi vardı. Görmediğimiz sevgili...
"Tamam." Dedim kısık sesle ve telefonu kapattım. Hava soğumaya başlamıştı. Gitsem iyi olurdu. Yavaş yavaş yürüyordum, yine. Aynı yerde, aynı saatte, yalnız... Buraya tek gelirdim genelde. Kafamı dinlerdim ama sonra yine bir şey olur, huzurum kaçardı.
***
Eve geldiğimde, ablamın masayı hazırladığını gördüm.
"Sonunda gelebildin! Çabuk hazırlan gelirler birazdan." Dediğinde, göz devirdim ve odama çıktım. Dolabıma göz attığımda, mavi pantalonu ve üstüne beyaz askılı bir üst alıp, giydim. Özenmeye gerek yoktu. Saçımı salık bırakıp, odadan çıktım.
Ablamın odasından gülüşme sesleri gelince, kulağımı yasladım.
"Ya aşkım, nasıl bi şeysin sen? İyiki hayatıma çıkmışsın. Seni seviyorum." Dedi ablam hayranlıkla. Nidasında hayranlık vardı. Sevgilisiyle konuştuğunu anlamıştım, ah çok zekiyim.
"Evet canım, Beyza mı?" Diye sorduğunda kaşlarımı çattım.
"Beyza iyice sorumsuz olmaya başladı. Zar zor eve geliyor oldu." Dediğinde, sinirim bozulmuştu.
"Neyse boşver onu, ne zaman çıkacaksınız evden?"
Kulağımı kapıdan çekip, gerisingeri odama girdim. Sorumsuz muydum ben?! Zar zor mu eve geliyordum? Bide beni boşveriyor. "Sikik." Dedim ve ağzımı kapattım. Biraz sesli söylemiş olabilirdim, gelip ağladığımı görsün istemiyordum.
Ne demişti o? 'İyiki hayatıma çıkmışsın. Seni seviyorum.'
Bingo!
Onun canını yakacaktım. Evet bunu yapacaktım. Sıkılmıştım, artık. Canımı yakanın, canını yakacaktım.
Dolabımda duran, kırmızı elbisemi alıp giydim. Önü ve arkası açık, kısa bir elbiseydi. Amacım, sevgilisini tahrik etmek değildi (!). Hayır kesinlikle! Saçıma dokunmadan, biraz makyaj yaptım.
Babam ablama hep zeki kızım der başını okşardı. Ben ise hep mağdur kalmıştım sevgiden, aileden... Ama artık zayıf durmayacaktım.
Bu zamana kadar sevdiklerim, ablamı sevmişti. Ablama ulaşmak için kullanılan taraftım. Ama şimdi öyle olmayacak... Onun sevdiklerini bizzat ben alacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ablamın Sevgilisi +18
Teen Fiction+18 sahneler olacağı için rahatsız olanlar okumasın.