but you didn't come

1.5K 166 188
                                    

İlk kavgamızı hatırlıyor musun Louis?

Tatlı atışmalardan bahsetmiyorum.

Ne tatlı ne de atışma olmayan, ilk büyük kavgamızdan bahsediyorum.

O gün eve çok geç gelmiştin Louis.

Her zaman olduğu gibi o saate kadar eve, yanıma gelmeni beklemiştim.

Çünkü sana hiç söylemedim ama sensiz uyuyamıyordum Louis.

Normalde Eleanor ile dışarı çıkmak zorunda olduğun günler akşam 10-11 gibi gelirdin.

O gün saat 11 oldu.

'Trafiğe kapılmıştır, endişelenme.'

Daha sonra saat 12'yi vurdu.

'Her şey iyi olacak, Louis sana onun tek aşkı olduğunu söyledi. O sana yalan söylemez, sakinleş!'

Saat 1'i gösterdiğinde gözyaşları usulca yanağımı ıslatmaya başlamıştı.

'Belki de artık seni istemiyordur, belki de o kızı seviyordur.'

1.28'de kapı açılma sesi geldi.

Hâlâ gözlerimden yaşlar süzülürken sabırla odaya girmeni bekledim.

Odaya girdiğinde yüzünde şaşkın bir ifade vardı.

Sanırım o saate kadar uyanık kalıp seni bekleyeceğimi tahmin etmemiştin.

Tanrı aşkına Louis, ben seni hep beklerdim.

Uykuya ihtiyacım yoktu, sadece sana ihtiyacım vardı.

"Harold?"

Daha sonra gözlerimdeki yaşları fark ettin.

Kalbinin kırıldığını duydum Louis.

Kalbinin kırıldığını gördüm.

Sarılmak için bana doğru bir hamle yapmıştın.

Bir adım geri kaçıp bana sarılmanı engellemiştim.

Çok aptaldım Louis, özür dilerim.

"Louis söylemek istediğim şey eğer artık beni sevmiyorsan ve onu sevmeye baş-"

"Ne?"

Sesin fısıltı halinde çıkmıştı ama bağırsan bu kadar etkili olmazdı Louis.

Anında söylediğim şeylerden pişman olmuştum, ama beni de anlaman gerek Louis, çok korkmuş ve çok kırgındım.

Ne kadar pişman olsam da özür dilemedim veya sözümü geri almadım.

Ve sen de beni sakinleştirmeye çalışmadın.

İkimiz de inatçıyız, biliyorum.

"Sana olan sevgimden nasıl şüphe edebilirsin Harry?"

Hâlâ fısıldıyordun.

Bağırmanı ve kırıp dökmeni tercih ederdim.

Gözlerinden bir iki damla yaş düştü.

O yaşlara sebep olduğum için kendimi o iki damlada boğmak istemiştim.

"O kızı sevdiğimi nasıl düşünebilirsin?"

Düşünmedim Louis.

Sadece kalbim çok kırıktı.

Özür dilerim.

"Saatin kaç olduğundan haberin var mı Louis? Aklımdan neler geçtiğini biliyor musun?"

Özür dilerim.

"Asıl sen her o kızla yan yana gelmek zorunda kaldığımda kalbimin nasıl kırıldığını göremiyor musun?"

Görüyordum Louis, yemin ederim.

Özür dilerim.

"Bunu ikimizin iyiliği için yapıyorum, sırf yönetim sana bir zarar vermesin diye başka birini seviyormuş gibi davranıyorum. Seninle olmak için her şeyi göze alıyorum ve sen çıkmış aşkımdan şüphe ettiğini söylüyorsun."

Gözlerimizden aynı anda yaşlar süzüldü.

"Yazık Harry, seni aşkıma inandıramadığım için özür dilerim."

Ben daha hiçbir şey diyemeden kapıdan çıkıp gitmiştin.

Gittiğini bile birkaç dakika sonra fark etmiştim.

Bağırdım, ağladım, kırdım, döktüm ve daha çok ağladım.

Ama sen gelmedin Louis.

always in my heart |l.s.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin