özel bölüm

2.1K 172 458
                                    

"Selam çocuklar." diye gülümsedi.

"Gelmeyeli şu sinir bozucu otlardan çok birikmiş." diye devam etti gözlerinden yaşlar akarken ama gülümsemesini bozmayarak.

Niall böyleydi, kalbi kırık olsa da gülümserdi.

'Onların yanında üzgün olduğumu belli edemem,' diye düşündü. 'Yoksa onlar da üzülürler.'

"Uzun süredir gelemedim." diye söze başladı bir yandan otları yolarken.

"Siz gittikten sonra-" bir an duraksadı.

Siz gittikten sonra...

Ne acı bir cümleydi bu böyle.

Bir zamanlar sarı olan kahverengi saçlarını eliyle düzeltti.

"Bir çok şey değişti." dedi kısık çıkan sesiyle.

Gözleri yanyana olan mezar taşlarındaki Louis Tomlinson ve Harry Styles adlarına takıldı.

Harry'nin mezarı Louis'ninkine bitişik yapılmıştı.

Çünkü birbirlerini özlerlerdi.

Tam o sırada mezarların yanlarındaki kağıtlar dikkatini çekti.

Bunlar küçük notlar ve çizimlerdi.

'Sizi çok özlüyoruz.'

'Umarım gittiğiniz yerde özgürce el ele tutuşup birbirinizi sevebiliyorsunuzdur.'

'Bana aşkı öğrettiğiniz için teşekkür ederim. Sevgilerle, Darcy.'

'Bunların hiçbirini hak etmediniz sizi seviyorum, Melody.'

'Her zaman kalbimde olacaksınız. Saygılarımla, Diana.'

Diğerlerinden daha uzun bir yazıyı görünce okumak için eline aldı.

'Siz iki ruh eşi, her zaman birbirinizi tamamladınız. İşler sürekli ters gitse de birbirinize olan sevginiz hiç tükenmedi. Yer ve mekan önemli değil. Hep birlikte olacaksınız. Çünkü siz ruh eşlerisiniz, sevginin tanımısınız. Aranızdaki bağ kopamaz, ayrılamaz. Çok özelsiniz. Sizlerle sonsuza kadar gurur duymaya devam edeceğim. Sevgilerimle, Spring.'

Niall tüm bunları görünce mümkünmüş gibi daha da çok ağlamaya başlamıştı.

Hemen yerdeki kağıtları topladı, onları saklayacaktı.

Ve bir gün kendi elleriyle Harry ve Louis'ye teslim edecekti.

Hemen kendini toparlayıp gözyaşlarını sildi.

"Fanlar deliye döndü, birkaçı intihar etti." dedi sonlara doğru kısılan sesiyle.

"Ama üzülmeyin, herkes bunların sizin suçunuz olmadığını biliyor." diye ekledi telaşla, onları üzmüş olduğu ihtimalinin korkusuyla.

Sanki söylediklerini duyabilirlermiş gibi,

Sanki hâlâ bir şeyler hissedebilirlermiş gibi,

Sanki ölmemişler, hayattalarmış gibi...

"Herkes böyle bir sonu sizin seçmediğinizi biliyor." diye devam etti sesi gittikçe kısılırken.

Hüzünle başını elleri arasına aldı ve dakikalarca orada öylece ağladı.

İntihar edenler güçlü insanlardı, hayatını bitirmek cesaret isterdi.

Onları hayatlarını bitirmeye itecek kadar fazla acı çektiklerini gösterirdi.

Ama aynı zamanda bencillik değil miydi bu yaptıkları?

Arkalarında onca kırık kalp bırakıp, onları sevenleri öylece terk etmek, biraz düşüncesizlik değil miydi?

always in my heart |l.s.|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin