California

99 7 2
                                    

Taksiden indigimde kendimi rahatlamis hissediyordum. Kesinlikle rahatlatmisti kendimi ondan uzaklastirmak.

Basimi iki yana salladim. Hayir onu hatirlamak yoktu!

Ah su beklemek niye bu kadar zor?  

                                             

Bilet almaya giderken kalbim deli gibi atiyordu.        

Sakin ol dedim kendime.. Sadece sakin ol.

"Merhaba." 

"Merhaba bugun icin bilet almak istiyordum. En erken hangisi varsa o olsun lutfen."

                                                   

"Tabiki. Ucusunuz nereye olucak?"

2. Vatanim gibi gelen California'ya tabiki.

"California. Tek gidis olucak."

"Hemen bakiyorum. Evet bugun 2 saat sonraya ucus var. Istiyor musunuz?"

"Ah tabiki."

Bileti elime aldigimda yuzumdeki gulumsemeye engel olamadim. Yapiyordum iste!  Gidiyordum.

                                     

Kulakliklarimi takip beklemeye baslamistim. Tanrim zaman gecmek bilmiyordu.

En son Rizzoli&Isles'in yeni sezonunu beklerken bu kadar cok sabirsizlanmistim.

Gozlerimi kapatip muzigin ritmine kendimi kaptirdim.

The Cup Song'u dinlerken parmagimla dizimle ritim tutturuyordum.

Tanrim bu sarki tam bana goreydi.

"When im gone you are gonna miss me.."

Hala onu dusundugum icin kendime butun kufurleri saydirdim.

Salaktim. Salagin onde gideniydim. Hala nasil olurda onu dusunebilirdim anlamiyorum.

O seni aldatti salak hatirlasana!

#

"Hayatiim ben geldiim.. Bugun neler oldu tahmin edemezsin." Hic ses yoktu.

"Mert sevgilim evde misin?" Ceketimi koltuga birakip odamiza gectigimde ikisinide gormustum. En yakin arkadasim ve sevgilim yatakta cirilciplak yatiyordu. Tutulmustum. Felc olmus gibiydim. Hicbir sey diyememistim. Sadece gozlerinin icine bakiyordum. Hayatimda en cok guvendigim 2 insan. Biri sevgilim Mert digeri ise bir daha yuzunu bile gormek istemedigim Buse.

Hicbir sey demeden cikmistim odadan. Ah salak ben! Simdi olucaktim varya neler yapardim onlara.

Her zamanki gibi uzuldugumde yaptigim gibi yedikule barinagina atmistim kendimi. Hayvanlar yanlarinda mutlu oldugum tek varliklardi. Beni anliyorlardi.

Oysaki hayatimin en mutlu gunuydu o gun. Harvard'a master icin kabul edilmistim. Harvard oglum Harvard. En iyi okul. Tabiki hemen aklima Mert'den nasil ayrilacagim gelmisti.. Onu nasil birakicaktim?

Ama bu isi kendisi zaten kolaylastirmisti. Beni kendi elleriyle yolluyordu iste.

Birkac saat sonra eve gittimde ise Mert salonda oturuyordu. Ustu giyinikti. Basini ellerinin arasina almis oturuyordu. Benim geldigimi gorunce ayaga kalkti.

"Nerelerdeydin seni kac kere aradim." Yuzsuz moruk.

Yuzune bile bakmadan o lanet odaya gidip valizimi hazirlamaya baslamistim. Yanagimda islaklik hissettigimde agladigimi farketmemistim bile. O kadar duygusuz hissediyordum ki kendimi.

Kapiyi kitledim. Gelip beni oyle gormemeliydi pic kurusu.

Her seyimi hazirladigimda onunla yuzlesmeye hazirdim.

Adimin anons edildigini duyunca kendime geldim. Ah kendimi nasilda kaptirmistim. Lanet olasicalar agzima sicmislardi.

Kapiya geldigimde allahtan sira vardi. Ve o anda yapmam gerekeni yaptim. Telefonumdan hattimi cikartip cop kutusunun icine attim.

*********

Merhabalaar... Acikcasi burda kendi kendime hikaye yaziyormus gibi hissediyorum. Bolumu ilk yayinladigimda pek bir ilgi toplayamadim. Insallah bu durum duzelir.. Bu yuzdende bu bolumu yazmakta geciktim moralim bozuldu. Ama ne olursa olsun yazmak istiyorum. Aranizda okuyan varsa insallah begenir..

Benimle Dans EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin