"FLICKA!" Boğazımı yırtarak bağırmıştım. Bi bacağım onun altında kalmıştı. Çok hızlı nefes alıyordu hissediyordum. Herkes etrafıma toplanmıştı, ama gözyaşlarımdan bulanıktı her şey. Net olan tek şeyse Flickaydı. Onu o kadar zorlamamalıydım! Bir çift el kol atlarımdan tutup beni geri çekti. Kim olduğuna bakmadan Flicka'nın yanına atladım hemen. Hızlı hızlı nefes alıyordu.
"VETERİNER NERDE KALDI?!"
"Biri yardım etsin!" Bir çift el beni tutup Flicka'dan ayırdığında artık kendimi kontrol edemiyordum.
"BIRAK BENİ!" Ama bırakmıyordu. Veteriner olduğunu sandığım kişi Flicka'yı muane ediyordu.
"Acil kaldırmamız lazım, vücut şoka girmiş." Duyduklarımla hıçkırıklarım ve gözyaşlarım daha da arttı. Gazeteciler yine etrafa toplanmış resim çekiyorlardı.
"Bırakın beni nolur!" Kurtulmaya çalışıyordum ama hayır olmuyordu. O kadar sıkı tutuyordu ki.
"Şişstt sakin ol Vic. Ona bir şey olmayacak." Kevindi bu. Flickayı arabaya koymuşlardı. Arkasından sadece bakıyordum. Ayaklarım tutmuyordu. Yere düşecekken Kevin daha sıkı tuttu beni.
"Kevin bırak beni nolur gidiyim." Kevin beni bıraktığında araba çoktan yola çıkmıştı. Arkasından koşabildiğim kadar koştum. Daha fazla dayanamadığımda kendimi yere attım.
"Flicka bırakma beni..."
****
Gözlerimi açtığımda bembeyaz odadaydım. Hastanedeydim sanırım. Biri elimi tutup baktığımda Billy Amcaydı. Yüzü bembeyazdı. Yoksa..?
"Flic-"
"O klinikte kızım. Doktorlar tedavisini devam ettiriyorlar." Gözümle görmeliydim. İyi olduğunu görmeliydim. Yataktan kalkmaya çalıştığımda beni engellemeye çalıştı.
"Bırak beni amca! Onu görmem lazım!" Kapıyı açtığımda bizimkiler oturuyordu. Beni görünce hepsi ayaklandı.
"Beni ona götürün."
"Vic önce dinlenmelisin. Merak etme o iyi-" Mike'ın sözünü sertçe kesmek zorundaydım.
"BENİ ONA GÖTÜRÜN YOKSA BEN KENDİM GİDERİM!" Başlarını salladılar.
"Ben işlemleri yapıp gelirim."
"Tamam Billy Amca, biz onun yanındayız merak etme." Arabalara bindiğimizde bomboş hissediyordum kendimi. Ruhum çekilmiş gibiydi. Dışarı bakıyordum, ama sadece bakıyordum. Flicka'dan başka bir şey düşünmüyordum. Araba durduğunda kalbim küt küt atıyordu. Diğer arabadan Kevin ile Ros indi. Hararetli bir şekilde bir şeyler konuşuyorlardı. Umrumda değildi. Kimseyi beklemeden kapıdan içeri attım kendimi. Masada oturan şirin önlüklü bir kız vardı.
"Flicka'yı görmek istiyorum." Kız tam ağzını açmıştı ki beni görünce durdu. Gözlerindeki kararsızlığı görebiliyordum.
"Flickayı.görmek.istiyorum." diye bir kez daha söyledim. Buyrun size yardımcı olayım. Koridorda yürürken kalbim kulaklarımda atıyordu. Soldan bir kapıdan girince doktorun odasına gelmiştik. Hey bir dakika ben Flickamı görmek istiyordum.
"Flicka demiştim!" Kıza öfke dolu bakışlarımı atarken çaresizce doktora bakıyordu.
"Buyrun ben yardımcı olayım. Victoria Rims dimi?" Homurdanarak "Evet." dedim.
"Lütfen oturun." Nefesimi dışarı verdim.
"Bakın ben sadece Flicka'yı görmek istiyorum!" Kapı açıldığında bizimkilerde girmişti içeri. Hepsinin yüzü bembeyazdı. Allahım nolur düşündüğüm şey olmasın.
"Lütfen oturun Victoria Hanım." Çaresizce oturdum. Ros yanıma oturup elimden tuttu. Karşıma Mike ile Kevin oturdu. Angela yoktu.
"Bakın Victoria Hanım. Flicka'yı muane ettik ve kanında zehir tespit ettik. Sanırım yarışmalardan önce zehirlenmiş". Doğru duymuştum dimi? Şoka görmiş gibi doktora bakıyordum. Flicka o yüzden öyle huysuzdu. Ve ben onu çok zorlamıştım. Omuzlarım çöktüğünde Ros destek verircesine elimi sıktı. Yere bakıyordum öyle bomboş.
"Elimizden geleni yaptık, ama malesef kurtaramadık." Başımı kaldırıp doktora baktım.
"Benimle dalga mı geçiyorsunuz siz?!" Ayağa kalkıp ellerimle masaya vurdum.
"ŞAKANIN SIRASI DEĞİL BENİ ONA GÖTÜRÜN!"
"Victoria sakin ol." Kevin ile Mike beni tuttuklarında onlara baktım.
"Siz biliyordunuz dimi? BİLİYORDUNUZ VE BANA SÖYLEMEDENİZ ÖYLE Mİ?" Kalbim sıkışıyordu. Nefes alamıyordum. Güçsüzce bıraktım kendimi. Gözyaşlarım kendiliğinden akıyordu.
"Nolur bana şaka yaptık diyin, senle oynadık diyin başka bir şeyler diyin ama nolur o gitti demeyin.." Sesim çok çaresiz çıkmıştı. Kimseden ses çıkmıyordu. Hıçkırıklarım daha da arttı. Tanrım bu nasıl bir acıydı böyle? Sevdiklerim tek tek ellerimden gidiyordu.
"Beni ona götürün."
"Malesef bu mümkün değil efendim."
"Beni ona götür dedim! Bari vedalaşmama izin verin."
"Pekala, beni takip edin." Hıçkırıklarım dinmişti ama gözyaşlarım sessizce akıyordu yanaklarımdan. Gri bir kapıdan içeri girdiğimizde karşımda yatıyordu. Karnı inip kalkmıyordu. Gözleri kapalıydı. Öylece yatıyordu. Benim Flicka'ma yakışmazdı yatmak. O koşmayı hakediyordu. Koştukça uçuşmalıydı tüyleri. Yavaşça yanına gidip yanına çöktüm. Ellerimi tüylerinde gezdirdim. Hala yumuşacıktı.
"Flicka'm hadi kalk.." Kalkmıyordu, yatıyordu öylece. Başımı vücuduna koydum. Sessizdi. Kalbi atmıyordu artık.
"Flicka yapma böyle hadi kalk kızım. Kalkda koşalım beraber.." Hıçkırıklarım artmıştı. Gözyaşlarım yanaklarımdan onun tüylerine akıyordu. Ellerimi başında gezdiriyordum. O öldüğüm gözleri kapalıydı şimdi. Bakmıyorlardı bana.
"Niye gittin ki kızım? Beraber mutlu değil miydik?" Başımı kaldırıp yüzüne baktım. Tüyleri parlıyordu hala. Kim kıymıştı benim kızıma? Kim kapatmıştı o gözleri? Kim ruhunu özgür bırakmıştı onun? O benimdi... Benim her şeyimdi.
"Geri dön Flicka hadi! HADİ HADİ HADİİİ!" Bağırıyordum. Oysaki beni bağırtmazdı ki o? Flicka der demez hemen gelirdi yanıma. Ne kadar çok uğraşmıştım eğitmek için onu. Kaç kere atmıştı beni üstünden.. Kaç kere morarmıştı her yerim. Yine razıydım! Yeter ki geri gelsin benim kızım..
"Yeter artık bu kadar yattığın hadi kalk." Ayağa kalktım.
"Hadi bekliyorum kızım. HADİ!" Yok. Kalkmıyordu. Gitmişti. Beni bırakıp gitmişti. Omzumda el hissettiğimde geriye döndüm. Ros ağlıyordu.
"Rossy! Veterinersin sen. Hadi geri getir onu bana. Ben yapamam onsuz. Oda bensiz yapamaz. Tek başına ne yapar o? Beni arar. Huysuzlanır. Kim sakinleştirir onu?" Ağlayarak yere çöktüm. Ros'un ayağına yapıştım.
"Yalvarırım Ros. Onu bana getir." Ros başını geriye yaslamış ağlıyordu. Yanıma eğilip alnımdan öptü. Gözyaşları benimkilere karışmıştı.
"Yapamam Vic. O gitti." Hayır gidemez! Konuşamıyordum. Sesim çıkmıyordu. Çocuklar beni kaldırmaya çalışıyorlardı ama yere yapışmıştım. Bırakamazdım onu. Onun bana yaptığını yapamazdım. Onu orda bırakamazdım. Kevin bacaklarımdan ve belimden tutup beni kucağına aldığında bağırdım.
"Nolur nolur nolur götürme beni Kevin nolur." Dinlemiyordu beni. Yürüyordu.Bakışlarım yerde yatan kızımdaydı. Gittikçe uzaklaşıyordu görüntüden. Kapı kapandığında kalbimede kapanmıştı sanki. Biri göğsümü çekiyor kalbimi dışarı çıkartıyordu. Başımı Kevin'in omzuna yaslayıp sessizce çığlıklarımı serbest bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benimle Dans Et
Romansa"Izin ver kollarin benim olsun. Vucudun bana ait olsun. Sadece dans et benimle. Kucuk bir dans.." Aldatildiktan sonra kendini bambaska hayata adayan bir genc kizin hikayesi..