ÖNCELİKLE HERKESE MERABA *-* 2.BÖLÜMLE SİZLERLEYİM UMARIM BEĞENİRSİNİZ YORUM VE OYLARINIZLA BENİ DESTEKLERSENİZ SEVİNİRİM :)) MEDYADA BADE VE AYLİN' İN CAFE SELFİESİ ;) ;) Arkadaşlar yazım hatam olduyca kusura bakmayın!
PLAYLİST DE BADE'NİZ ZİL SESİ *-*
Ağaşıdan tıkırtıların sesiyle gözlerimi araladım. Annannemden başkası değildi. Sabahın erken saatinde nasıl uyanıyor hayret ediyorum. Bana kalsa öğlenin sonuna kadar uyurdum ama annannem öyle değildi saat sekiz dedimmi ayaktaydı. Gözlerimi ovuşturarak yatakdan kalktım. Ben kalkmasam annannem beni ayağıma kadar gelir çağrırdı. Sabah sabah ne yapıcaksam ben sanki.
Her zaman ki gibi yürüyüş iyi gelir diye pembe panterli geceliğimi çıkarttım ve dolabımın karşısına geçtim. Yürüyüş için siyah tayt ve beyaz rambo atletimi aldım . Üstümü giyindikten sonra elime spor ayakkabımı ve telefonumu aldıp banyoya girdim. Yüzümdeki çapaklardan kurtulduktan sonra diş fırçama fasulye kadar macun koyup fırçalamaya başladım. Sonra saçımı tepeden sıkıca bağladım. İşim bittikten sonra banyodan çıktım ve merdivenlerden aşağı indim. Mutfakdan sesler gelmiyordu. Aksine televizyondan annannemin her sabah izlediği doktorumun sesi geliyordu. Bu kadının bu yaşda taş gibi olmasına bu doktorlara borçluydum.
Salonun girişinden kafamı uzattım ve annannem televizyona kitlenmiş bir şekilde izlemesine gülümsedim. Bu yaşıma kadar bana annelik yapmıştı. Asla hakkını ödeyemezdim. Annanneme bu yüzden çok bağlıydım. Gülümseyerek yanına gittim ve
"Günaydın annannelerin en güzeli" diyerek boynuna sarıldım. Onunda güzel suratınn güldüğünü hissedebiliyordum. Bana sımsıkı sarılarak karşılık verirken;
"Günaydın kuzuum" geri çekilildik ve o yumuşacık yanaklarına sulu bir öpücük bırakıp
"Biraz yürüyüş yapıp geliyorum. Sende bana leziz bir kahvaltı hazırla anlaştık mı?"
"Anlaştık kuzum"
Ayağa kalkıp annanneme el salladıktan sonra çıkışa yöneldim. Spor ayakkabımı ayağıma geçirdikten sonra kulaklığımı kulağma takıp yabancı müzik eşliğine evden çıktım.
Sahil boyunca hızlı adımlarla koşmuştum. Bu beni formda tutuyordu. Karşı yolda bi market gördüğüme çok sevindim çünkü gerçekten yorulmuştum ve suya çok ihtiyacım vardı. Ağır adımlarla karşı yola geçtim ve marketin içine girdim. Su reyonunu bulmak için gezerken gözüme bir çocuk takıldı. Sanırım benimle aynı yaş civarlarındaydı ve oldukça yakışıklıydı. Esmerdi ve saç rengiyle çok uyumluydu teni.Siyah bir tişort ve altınada siyah pantalon giymişdi ve oldukça yakışmıştı. Uzak olmasına rağmen suratı pürüzsüzdü. Dışarda kimsenin suratına bakıp incelemezdim ama bu çocukda ayrı bir şey vardı. Elindeki sepete birşeyler alıp atıyordu resmen. Anlaşılan oda benim gibi alışverişlerden nefret ediyordu. Birden gözleri beni bulunca gözlerimi hemen başka bir tarafa çevirdim. Arkamı tam dönücektim ki elleri dolu bir amcayla çarpışmamız bir oldu. Elindeki yiyecekler yere düştüğü için eğildi ve hemen ellerine sığdırmaya çalışıyordu. Hala yerden bir şeyler toplarken;
"Önüne baksana be kızım senin yüzünden düştüğüm duruma bak!" dedi işde buna sinirlenmiştim.
"Çok özür dilerim amca ama o kadar şeyi eline sığdırmaya çalışacak kadar da sen bencilsin. Sepet diye bir şey var." dedim dişlerimi birbirine sürterken. Cevap vermeyince bende eğildim ve amcaya yardım ettim. Ayağa kalktığımızda;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
˜YALNIZ˜
Teen FictionOnları çok özlüyordum. Daha dünmüş gibi acısı içimi yakıp kavuruyodu. Bu boşlu kimsenin dolduramayacağnı biliyordum. Çocuk yaşda kahramanımı ve meleğimi kaybetmiştim. Onların ölümünden sonra annannemle yaşamaya başladım. Ne kadar sevmesem de bir te...