BKM-3 "Bir Melek Gördüm Sanki"

63 7 47
                                    

Helebilmem kaç yıl sonra yeni bölüm atan bir yazar var, umarım size denk gelmemiştir :) 

Şaka bir yana, bu bölüm geç geldiği için özür amaçlı diğerlerinden daha uzun yazdım. Keyifli okumalar.

⚜️⚜️⚜️  

Boynunu mengene gibi sıkıp, tek işi onun nefessiz kalmasını sağlamakmış gibi duran papyonu işaret parmağıyla tutup çekiştirdi; biraz da olsa nefes alabilmek adına. Pek işe yaradığı söylenemezdi zira bıraktığı gibi kaldığı yerden Jungkook'u boğmaya devam etmişti.

Kaşlarını çatarken yüz ifadesinin: elinden şekeri alınan beş yaşındaki bir çocuk gibi olduğundan zerre şüphesi yoktu. Yine de bunu göz ardı etti.

"Giyinmeyi hâlâ bitiremedin mi Kook?"

Yüksek sesle konuşarak odanın kapısını aralayıp içeri dalan Chanyeol, Jungkook'u gördüğü zaman sustu ve gözleriyle, tabir-i caizse, bedenini baştan aşağıya süzdü.

Jungkook boğazını temizleyerek Chanyeol'ün ona bakmasını sağladı. Yeol gözlerindeki parıltı ve yüzündeki, Kook'un anlamlandıramadığı, garip  ifadeyle ona yaklaştı ve ellerini omuzlarına koydu.

"Benim tatlı küçük kurabiyem!" Hafifçe Jungkook'un bedenini sarstı ve devam etti. "Harika görünüyorsun." Bir elini çekerek işaret parmağını gözünün üzerinde hareket ettirdi ve hayali gözyaşını sildi. "Şu anda gururlu bir anne gibi hissediyorum."

"Bu konuyu irdelemek istemiyorum. "Jungkook mırıldanarak bedenini geriye çekti ve bu sefer de o, Chanyeol'ü süzdü.

Jungkook'un giydiği koyu lacivert takımın aksine Chanyeol siyah bir tane giyiyordu. Fakat ismi takım olmasına rağmen Chanyeol takım olarak giymemiş, Jungkook'a zorla gömlek giydirip papyon taktırtmasına rağmen o, ceketinin içine beyaz bir badi giymekle yetinmişti.

Jungkook şimdilik bunu göz ardı etti. Umuyordu ki: Chanyeol'ün üzerine biri yanlışlıkla içeceğini döküp beyaz ve rahat badisinde bir lekeye sebep olmazdı. Bunu en içten duygularıyla diliyordu.

"Pembe sihir küpü nerede?"

İsim belirtmemiş olmasına rağmen lafın kendisine olduğunu bilen Jimin, kafasını kapıdan içeriye uzattı fakat elleriyle gözlerini kapatıyordu.

"Ruh sağlığımı bozabilecek, mükemmel ötesi gözlerime zarar verebilecek herhangi bir görüntü yoktur umarım. Siz çocuklar tamamen giyinik misiniz?"

"Aslında," alayla mırıldandı Jungkook. "Hava çok sıcak ve bilirsin, kıyafetler de hiç yardımcı olmuyor. Bu yüzden tamamen anadan doğmayız. Umuyoruz ki sen de bize katılırsın?"

Diliyle dudaklarını yaladı Jimin. "Beni zor durumda bırakıyorsun ama bebek kurabiye." Parmaklarını hafifçe araladı. "Giyinik olduğunuza inanıyorum." Elini yüzünden tamamen çekti ve gözlerini aralayarak odaya girdi. "Vay be! Harika." Heyecanla Jungkook ve Chanyeol'e doğru koşturdu ve tam Jungkook üzerlerine atlayacağını sanarken Jimin; eliyle onları kenara itekleyerek camın önündeki çiçeğe ilerledi.

"Bu çiçekten yaşadığım yerde yok ve hep görmek istemişimdir." Parmağını tüy hafifliğindeki çiçeğin yaprağının üzerinde gezdirdi.

Jungkook onu tamamen görmezden gelerek odadan dışarı çıktı ve koridor boyunca yürümeye başladı. Birazdan Chanyeol ve Jimin'in onun arkasından geleceğini biliyordu ve öyle de oldu.

Sağ omzundan geri bakarak Jimin'in üzerinde gözlerini dolaştırdı Jungkook. "Kanatların nerede senin?"

Omuzlarını silken Jimin biraz daha hızlanarak Jungkook'un yanında yürümeye başladığı sırada konuştu. "Gerek olmadığı zamanlarda onları saklıyorum. İnsanların etrafımda dolanıp bana dilek hakkı vermem için söylenmelerini dinlemekten bıktım. Oradan bakınca ne gibi duruyorum, Lamba Cini mi?"

Bir Külkedisi Masalı (VKook)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin