"Park Chanyeol!"
Kyungsoo'yu yani yedi yıldır en iyi arkadaşımı, adımı seslenirken duydum. Yavaşça arkamı döndüm ve sırıttığını gördüm.
Bu iyi değildi!
Derin bir nefes alıp, halsizce geriye doğru sallanıyorum. Kollarım biraz titriyordu. Biliyorum ki yaklaşmakta olan bu trajedi, kurgulardaki bir karakterin ölümünden bile daha kötü olacak. Ya da basitçe söylemek gerekirse, kahramanın benden başkası olmayacağı utanç verici bir an.
Kyungsoo her zaman böyle yapar.
Lisedeki ilk yılımızda neden tiyatro klübüne kaydolduğumuzu hatırladım. Çünkü Kyungsoo, tiyatro klübünün başkan yardımcısı olan Kai'yi seviyordu. Klübün diğer üyeleri tarafından yargılanmaktan korktuğu için de tek kaydolmak istemedi ancak orası bir tiyatro klübüydü ve hiç kimse kimseyi yargılayamazdı. Onu reddettiğimde bana hemen vicdan muhakemesi yaptırdı ve kulaklarım gerçekten bunu duymaktan bıkmıştı. "Sorun değil, yalnız yapabilirim. YALNIZ. Y-A-L-N-I-Z. Benden başka hiç kimse arkadaşsız, yalnız değil."
Ya da şöyle bir şey; "Yedi yıldır beraberiz, senin yanından hiç ayrılmadım. Köpekler tarafından kovalandığında bile geri dönüp sana yardım ettim. Tam anlamıyla senin için siper oldum." ve bu konuşmaların sonunda tiyatro klübüne kaydoldum.
Ne yapabilirdim ki?Ancak pişmanlıklar her zaman sonradan gelir. Tiyatro klübü mü? Cehennem gibiydi. Başından beri tiyatronun benim için olmadığını biliyordum. İlk olarak, nasıl davranacağımı bilmiyordum. İkicisi, nasıl davranılacağını bilmiyordum.
Yaşıma göre çok uzundum, bu yüzden grubun önünde bir kesit canlandırmak zorunda kaldığımda tüm gözler üzerimde oluyordu, sinirlerim ve kaslarıma yayılan endişeden dolayı sol gözüm kontrolsüzce seğiriyordu. Vücudum titriyor ve herkesi korkutuyordu.
Gerçekten nasıl davranacağımı bilmiyordum.
Ama, tiyatro klübünün yıllık okul etkinliğine katıldım ve danışmanımız sonunda beni övdü.
İyi yaptığımı söyledi.
Bir ağaçtım...
Kyungsoo'nun beni trajik bir duruma soktuğu ikinci kez, Kai'nin dans dersine kaydolması olmuştu. Benden habersiz ikimizi de dans dersine kaydetmişti. O zamanlar başka seçeneğim yoktu. Kyungsoo bana ölümcül hançer çıkarırdı ben de korkup ona katılırdım.
Dans klübü harikaydı, birçok insanla tanışmıştım... Gerçekten kimi kandırıyordum ki? Dans klübü, drama klübünden daha kötüydü.
Düştüm, takıldım, birisini ittim ve dans profesörümüzü bile devirdim. Yani, bir hafta sonra dersten ayrılmak zorunda kaldım.
Üçüncü trajedim ise Kyungsoo'nun benim için Kai'nin davet edildiği bir baloya biriyle randevu ayarlamasıydı. Ona karşı geldiğimde bu, onun günlerce sürdürdüğü mantrası olmuştu. Kyungsoo, Kai'nin arkadaşlığımızı yanlış anlayabileceğini düşündüğü için onunla birlikte gitmemi istememişti. Bir çift gibi görünme fikrine oldukça soğuk bakıyordu.
Balo zamanı gelmişti ve ilk beş dakika her şey oldukça iyi gidiyordu.
Kendimle gurur duydum. Hiç bu kadar duymamıştım.
Sulli'ye benimle dans etmesi için sormuştum -ve bu da gecenin en büyük hatası olmuştu- Yerimden kalkmamalıydım.
Yanlışlıkla sol ayağına bastım, çelme taktım ve 600.00 won değerindeki elbisesine şarap döktüm. Neden olduğum kargaşayı düzeltmek için yardım girişimin sonunda, yanlışlıkla elbisesini yırttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yirmi yedi ekim / chanbaek
Teen Fiction27 Ekim 2008, Baekhyun ile karşılaştım. 27 Ekim 2009, Ona aşık oldum. 27 Ekim 2010, Ona aşık olduğumu itiraf ettim. 27 Ekim 2011, O bana aşık olduğunu itiraf etti. 27 Ekim 2012, Hayatımı onunla geçirmek istediğime karar verdim. Ve şimdi, 27 Ekim 20...