Pratik odasındaydık. Dans ediyordum fakat Hoseok'un nasıl dans ettiğini de bakmadan duramıyordum. Müzik kulağıma boğuk geliyordu ama aldırmadım. Muhtemelem ses sorunu olabilir. Seçmeleri kazanmalıydım. Hayallerimin peşinden gitmeliydim.
Bütün yüzümü kaplayan terimi silmek için soyunma odasına doğru yol aldım. Dolabın kapağını açarken bile onu düşünmek... Acaba bana yaptığı iyilik içimi ısıttığı için mi böyleydi?
Dinlenmek için elim oturacak bir koltuk arıyordu. Kolum da bir sıcaklık hissettim. Bunu bana neden yapıyordu? İstemiyorum seni anla artık. Bağırsam mı ağlasam mı ikileme arasında kaldım. Elimi hızlıca çektim, fakat kafam karıştırılıyor gibiydi. Başım, gözlerim. Göremiyor muydum? Kör mü oldum?
Revir olarak algıladığım bir yerde sedyeye yatırılmıştım. Serum kokusu içime kadar işlemişti. Ama ben başka kokular duymak istiyordum. Sarılmak ve nefesini içime çekmek.
Yüzümü buruşturarak ağır hareketlerle doğruldum. Elimin üstünden başımın yukarısına doğru bir kablo vardı. İşte! Nerede kaldın desem, seni göremeyince korktum desem, sarılsam ne olur? Yine beni rahatlatan o gülüşünü atmak için yanıma doğru geldi.
"Galiba yorgunluktan, bayıldın. Sana dinlenmen için ısrar etmek istemedim ama böyle olman beni korkutuyor. Seçmelere de seneye katılmalısın. Hasta olman iyi olmaz." Ebeveynim gibi davranmayı ne zaman kesiceksin demiyeceğim çünkü böyle yapması hoşuma gidiyordu. Beni düşünüyordu. Hasta olmamdan korkuyordu. İyiliğimi istiyordu. O da beni seviyordu. Ama olmaz yapmam Hoseok, affet beni."Dışarı çık!"Ne yaptım ben böyle? Seni istiyorum sakın gitme. Kal yanımda, okşa damarlı ellerinle saçımı. Elimi tut kalbin de ki sıcaklıkla beraber. Gülüşünü göster bana daima. Ama gitme sakın. Lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yeis ↵sᴏᴘᴇ ғɪᴄ
RomanceEllerin. Sıcak veya soğuk tam olarak ısısını kestiremediğim tenim. İçime çekilen ruhum. Ve sen. Yaralı boynum. Yaralı kalbim. Senin o gülüşün. Ve yeni kavuştuğum onarılmış bedenim. Dudaklarımın arasında dans eden dilin. Yuvasından fırlayacak olan si...