Bir Garip Melek

Aya Elsa ile tanışıyor

  "Baba?" arkadan gelen ayak sesleri profesörü rahatsız etmişti.

   "Aya şimdi sırası değil, git!" profesörün bir robot gibi kalın ve ürkütücü sesi arkasındaki irili yapılı, hafif esmer tenli, yakışıklı çocuğa herhangi bir tesir etmemişti. Gözleri kabinin içindeki kıza kaydı. Metrelerce saçı vardı. Sapsarı...

  "Bu kim? Bir insan mı yoksa?" Aya nın gittikçe heyecanlanan sesi yüzüne biraz renk getirmişti.

  "Evet, sana arkadaş demek çok isterdim ama arkadaşlığınız çok uzun süremez Aya üzgünüm."

  Profesör gözlerini işinden ayırmış, arkasına dönmüş ve Aya ile konuşuyordu.

  "Yoksa..."

  "Evet Aya, dünyaya göndereceğim. Sonsuza kadar burada kalamayacak çok üzgünüm."

"Sorun değil, biraz vakit geçirsek bile yeter. Adı ne olacak ki?"

"Zaten bir adı var Aya."

  "Ayy unuttum, sanki yeni doğan megana isim veriyormuş gibi hissettim. Sanırım çok heyecanlandım."

  "Adı Elsa. Panik yapma ve odana git şimdi."

***

Makine pıss diye bir sesle yavaşça açılırken etrafı duman kaplamıştı. Saçları metrelerce olan gözleri kapalı oldukça güzel bir kız duruyordu. Yavaşça göz kapaklarını açtığında Aya'yı karşısında gördü. Mosmor gözleri bir yıldızdan bile daha parlak ve iriydi. Profesör kızı bir sandalyeye yavaşça oturttu. Eline kocaman bir makas almıştı. Saçları tıpkı Aya ya benzemişti. Profesör kökünden kesmişti. Aya hayran olmuş ve biraz da saçlardan dolayı üzülmüş gözlerle Elsa ya baktı. Gözleri parıl parıl parlarken Aya kızı elinden tuttuğu gibi odasına götürmüş orada olan her şeyi heyecanla göstermeye başlamıştı. Elsa ise hiç konuşmuyor ve sadece yavaşça gözlerini kırpıp açıyordu. Sadece..