1.Ölüm

168 9 30
                                    

Medyada Melek


Güneşin parlak ışıklarıyla yeni bir güne başladım. Hayatım güzeldi her nekadar annesizlik çeksemde, gerçekden ağır zamanlar geçirsemde yinede hayat devam ediyordu sonuçda. En azından canım babam yanımda.

Henüz yatağımda debelenirken Gülten ablanın isyankar sesi evin içine dolmaya başlamışdı bile

"Kızım hadi ama kalk bak öylen olucak hem sana en sevdiyin şeyi yapdım"

Her nekadar yatakdan kalkmak istemesemde hem Gülten ablayı hemde pek sevdiyim menemeni kaçırmak istemediyimden güç bela yatakdan kalkdım.

Genel işlerimi yapdıkdan sonra aşağı kata zıplaya-zıplaya indim ve tabiki ilk durak mutfak oldu malum güzel kokuları takip etmek lazım.

Gülten ablaya arkadan sarılınca korksada benim olduğumu bildiyinden rahatladı.

"Ah deli kız korkutdun yine geç oturda menemeni getireyim"

Söylediyini yaparak salona geçib masanın arkasında oturdum. Aslında babamın büyük bir holdingi olmasına bakmayarak küçük şeylerden bile mutlu olan biriydim. Bunda en çokda Gülten ablanın payı vardı. Hep bana insanın küçük şeylerden bile mutluluk duyması gerekdiyini söylerdi. Hem zaten babamdan çok onunla vakit geçirdiyimden onun söyledikleriyle büyümüşdüm binebi

Aslında babamın fazla parasının olması beni mutlu etmekden çok hüzünlendiriyordu.

Yanlış anlaşılmasın hani bu kız nasılda kadir bilmez biri falan sölemeyin, kim benim yerimde olsa böyle düşünürdü sonuçda. Ben babamın parasından çok ilgisini istiyorum oysaki, bana çok az hissetdirdiyi ilgisini.

Ben oturmuş kara-kara düşünürken Gülten abla çokdan gelmiş ve menemenide masaya koymuşdu. Tam mutlu ve huzurlu bir şekilde yemeye başlayacakken kapı zili buna engel oldu. 

Kim gele bilirdiki bu saatde.

Aklıma gelen fikirle hizmetlilerin kapıyı açmasına izin vermeden koşarak kapıyı açdım .

Sonuçda babamın gelme ihtimali bile beni sevinçden uçura bilecek nitelikdeydi.

Nerden bile bilirdimki o kapının arkasında en son duymak bile istemeyeceğim bir haberle karşılaşacağımı .

2 saat once

Yazardan:

"Efendim çok kalabalıklar hemen burdan ayrılmamız lazım"

Dedi genc adam.

50 li yaşlarındakı saçlarındakı beyazlıklara rağmen siyah saçlı takım elbiseli adam kapana kısıldığının farkındaydı. Belkide herşeyin sonu geliyordu zaten bu sabah uyandığıda anlamışdı birşeylerin kötü olacağını. Sırf bu yüzden kızını uyandırmadan odasına gidib sanki son kez öpercesine öpmüşdü güzel kızının saçlarından son bir kez bakmışdı ay yüzlüsüne, son bir kez çekmişdi ciyerlerine kızının huzur kokan kokusunu. İsmi kadar melek gibiydi kızı. Ona hiç benzemıyordu tıpkı annesine çekmişdi hem güzelliyi hemde karakteri .Belkide sırf bu yüzden bukadar çok seviyordu kızını adam. 

Daha fazla direnemiyeceyinin farkındaydı aslında kendiside ama son bir kez kızı için hayata tutunmaya çalışacakdı.Çünki biliyordu o olmazza kızının başına geleceklerden.

"Çabuk arabaları çalışdırın dağ evine çekiliyoruz" diye tedirgin ama bir okadarda sakin sesiyle emir verdi adam.

Henüz düşmanları yanlarına ulaşmamış olsada adamlarından kalabalık bir şekilde yanlarına geldiklerinin haberini almışdı ve burada dursalar yaşama şansları sıfırın altında bir olasılıkdı. Bu kadar kısa bir sürede okadar adamı toplayamazdı her nekadar arkası sağlam biri olsada.

EmanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin