Multimedya-> Berfin
Sabah erkenden kalkıp Esattan işi almak için yola çıktım. Şu lanet işler beni cidden sıkmıştı. Benden başka adam yokmuş gibi her gün iş her gün iş! Ben yokken oturuyolarmı ne yapıylarsa artık memnunlar heralde bundan.
Geldiğimde tam içeri girecektim ki içeriden konuşma sesler duydum. Ne olup bittiğini merak edip dinlemeye başladım.
" ...duymaması gerekli. Ben onu oyalarım. Bu işe özellikle dikkat etmeni istiyorum. Beni anladın mı ?"
Konuşan Esattı. Kimle konuşuyordu bu? Ne işinden bahsediyorlardı?
"Anladım. Berfini bugün hallediyorum. Kimsenin haberi olmayacak."
Bu sesi tanıyordum. Bu ses Bahaya aitti. Her zamankinin aksine kendinden emin bir şekilde konuşuyordu.
Bir dakika, Berfin mi!? Neden bahsediyordu bunlar? Berfini mi öldüreceklerdi?
Aah lanet olsun! Dertleri ne bunların!?
Her neyse. Ne Esattan ne de Bahadan laf alamayacağım belli. Berfin.. Kimsin sen lanet olası!
Konuşma bitmişti. Baha az sonra dışarı çıktığında ben çoktan saklanmıştım. Gözden kaybolduktan sonra içeri girdim.
"Ah, Mete bende seni bekliyordum. İşin bir yankesici. Adamlarımdan biriyle atışmış. Şu kağıtta bilgileri ve bulunduğu mekanlar yazılı." deyip masanın üzerindeki kağıdı gösterdi. Bu muydu yani oyalama yöntemi? Çeteden herhangi birinin yapabileceği bi iş görünümlü zaman kaybı mıydı beni oyalayacak olan? Göz devirerek kağıdı alıp dışarı çıktım. Aklım Berfindeydi. Kararımı vermiştim, onu kurtaracaktım. Hemen gidip Oğuzu buldum. Eline kağıdı tutuşturup "Yeni iş" dedim. "Tamam" anlamında başını salladı. Bende Bahanın peşinden gitmeye başladım.
Ne yapmam gerektiğini hiç mi hiç bilmiyordum. Baha tam Berfini öldürecekken durdurup kızı kaçırsam mı, veya Bahayı öldürsem? Yok, bu olmaz. Baha gitmeden hemen Berfini bulup güvenli bir yere mi götürsem? Evet ama nereye, bulunmamız lazım.
Buldum! En iyisi evime götürmekti. Orda her şeyi öğrenebilirdim.
Tamam. Şimdi tek sorun Berfini Bahadan önce bulmaktı. Ama nerdeydi ki bu lanet kız !? Hay lanet! Numarası filan da yoktu ve nereye gitmem gerektiği hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Umutsuzca Bahayı takip ediyordum.
Uzun bir süre takibi sürdürdüm. Berfinle buluştuğumuz parka gelmiştik. Hay lanet! Planım yattı. Şu kız Berfin değilmi? Oooff, ne yapacaktım şimdi ben! Baha, Berfine doğru emin adımlarla giderken ben hemen yeni bir plan yaptım. Baha, Berfini öldürmeden ben Bahayı.. ahh; Hayır, hayır! Öldürmeyecektim, sadece bayıltacaktım. Berfin, bir bankta oturuyordu ve kulaklıkları takılıydı.
Park bom boştu. Sabahın bu saatinde tek başına böyle bir yerde ne işi vardı bu salak kızın!? Bahayı henüz farketmemişti. Baha, Berfinin tabiri caizse dibine kadar girdi. Gerizekalı herif! Güpegündüz öldürecekti kızı. Yakalanma korkusu yokmuydu bunda!? Sanırım iş o kadar önemliydi ki onu bile düşünmüyorlardı (!).
Baha, Berfine o kadar odaklanmıştı ki yanına geldiğimi farketmedi bile. Yerden bulduğum boş bir gazoz şişesini alırken çöp kutusundan haberdar olmayan insanlara içimden teşekkür ettim. Yavaşça Bahaya yeterince yaklaştıktan sonra başına sertçe vurdum. Baha bir anda yere yığıldı. Berfin hafif büyük bir çığlıkla arkasını dönmüştü.
Kolundan tutup arabaya götürürken "Noluyo napıyosun o adam kimdi" gibisinden sorular soruyordu. Ağlayacak gibiydi. Arabaya binip Bahaya saniyelik bi bakış attım. Baygın halde yerdeydi ancak elinde birşey yoktu. Öldürmeyi planlamıyor muydu ki bu? Neyse, hızlı olmalıydım. Son sürat eve sürerken Berfin şok durumundan kurtulamamıştı.
Evime geldiğimizde Berfini içeri alıp kapıları kilitledim. Oturma odasına götürüp sertçe koltuğa ittim. Perdeyi çekip ışığı yaktım.
"Herşeyi öğrenmenin zamanı geldi, Berfin. Esat ismi sana bir şey ifade ediyormu?"
Lütfen beğendiyseniz voteleyin :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimliksiz(Durdu, Devam Edecek.)
Teen FictionAilesini kaybeden Mete'nin hafızası büyük ölçüde kaybolur. Eskiden kalan tek varlığı, Esat'tır. Ancak Esat bir çete lideridir ve Mete, Esatın pis işlerini yapmaya başlar. Bir gün Mete dışarda bir kızla karşılaşır. Kız adının Berfin olduğunu söyleyi...