BÖLÜM-3

81 20 13
                                    

BU BÖLÜMÜ KÜBRA'MA İTHAF EDİYORUM BANA TAVSİYELERDE VE FİKİRLERDE BULUNDUĞU İÇİN:)

ESLEM'DEN:

Tuğra ile olan anılarımız zihnime doluşurken hem güzel hem de yaralı olduğumuz yılların içinden kendimi kurtarmak istiyordum ama bir türlü kurtulamıyordum..

Birgün elinde karışık çiçek demetiyle okulun kapısında beni beklediğini gördüm.Gülümseyerek ona doğru yürüdüm.

''ıı şey bunlar bana mı?'' dedim şaşırarak ve utanarak.

 ''yoo.yani şey sen bugün erken gelmedin mi?''diye gevelediğinde salak ayağına falan yatacak değildim demek çiçekler bana değildi..

''kime bu çiçekler? Tuğra sabah derse girmeden kime verecektin çiçekleri?bir de bizi herkes biliyor kim o utanmadan bi de senle..''diye sesimi yükseltecekken kahkahalara boğulan Tuğra'yı görünce cinlerim(üç harflilerim asdgfg) tepeme çıktı.

''Seni kıskanç tosbağa senii'' diyerek sarıldı ''ya yılışma hemen sarılıp arada kaynatacak gerizekalı''diye söylendiğimde hala gülüyordu.

''Bugün beden öğretminimiz var ya Murat hoca onun nişanlısı okula gelecekmiş bende birlikte hediye ederiz diye aldım'' dedi gülümseyerek içimden kendime saydırırken ''hıı baştan desene'' diye mırıldandım.

Kolunu omzuma attı okula doğru ilerledik.

Murat Hoca'nın nişanlısı gelmiş kantinde kahve içiyor ve bir kaç öğrenci ile sohbet ediyorlardı.Tuğra ile masaya doğru ilerledik çiçekleri bana verip bizim için başka masadan iki sandalye çekti.Nişanlısı ile selamlaşıp çiçekleri uzattım.''Aa ne gerek vardı çok teşekkür ederim.Yoksa siz meşhur Tuğra-Eslem çifti misiniz?'' dedi göz kırparak.Bu kadına içim ısınmıştı.''Murat Hocanız sizden hep bahseder umarım hayatınız boyunca hiç ayrılmazsınız.Çok yakışıyorsunuz.''diye yorum yaparken gülümseyerek''Teşekkürler sizde çok yakışıyorsunuz.''dedim samimi bir şekilde.

Evet sadece o günü değil bir çok kez Tuğra'yı kıskandığımı belli eden davranışlar sergilemiştim.Elimde değildi ama sonuçta seven insan kıskanır haksız mıyım?

Omzumu delmek üzere olan hostese kızgın bakışlarımı çevirdim.''Kusura bakmayın Hanımefendi size sesleniyorum duymadınız.Yiyecek bir şeyler alır mıydınız?'' dedi.

Başımı olumsuz anlamda salladım.Hostes arkasını dönüp gideceği sırada''Pardon su alabilir miyim?'' dedim.''Tabi.Afiyet olsun.''

Yine anılara dalmaya başladım..

Ailemi 18 Aralık'ta kaybetmiştim.Yılbaşından sonra Tuğra ile tanışmış o yılın yaz tatilinde bana çıkma teklifi etmişti.18 Temmuz Doğum günüm..O gün aslında en unutulmaz günlerimden biriydi.Ailemin mezarını ziyarete gitmiştik.

Ailemi kaybettiğimden beri mezarlarına gitmemiştim.Yani gidememiştim.Tuğra'nın uzun uğraşlar sonucu gönüllü anne ile birlikte mezarlığa gidip onları ziyaret ettim.Bakımsız ve taşları kirlenmiş bir mezarlıkla karşılaştığımda hıçkırıklarım daha da çok artmıştı.Ben burada her ne kadar Tuğra olsa da kimsesizdim onların da mezarları kimsesiz kalmıştı.Herkesin mezarı çiçekli olmuyormuş meğer..Hele ki kimsesizlerin mezarıysa kirden pastan görünmez oluyormuş mezar taşları..

Orada ne kadar ağladım bilmiyorum.Tuğra gelip sarıldı ve ''hadi gel temizleyelim hem annen sonra bana kızar kızımı neden ağlatıyorsun diye.hem ağladıkça üzülürler, üzme onları.''diye fısıldadı,kafamı sallayarak kollarından çıktım.Tuğra biryerden su getirmeye gittiğinde gönüllü anne ile birlikte dualar ettik ve mezarlarındaki otu çöpü temizledik.Tuğra elinde çiçekler ve su ile geri döndüğünde minnettar bir şekilde ona baktım.

MERHABA! BEN TURUNÇGİLLERDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin