TAŞINMA

272 18 1
                                    

azcık daha v & c istiyorm yav çok mu

"Lanet olsun bunu neden yaptın ki şimdi?!" diye Louis'ye bağırdım.

"Sikiyim seni Tomlison. Amacın ne?" Liam da üstümüze dökülen suya en az benim kadar tepki vermişti.

"Çocuklar benim kanepemde sarmaş dolaş uyursanız aynen böyle yaparım."

Gerçekten de sarmaş dolaştık.

İlk olarak Louis'nin isteği üzerine aksiyon filmi istemiştik. Filmin sonuna doğru sıkılnca ve zamanımız artınca biz de romantik komediye başlamıştık. Ama yarılayamadan uyuyakalmıştık.

"Hassiktir saat kaç?"

"6.30" diye cevap verdi Louis. Geç kalmıştım. Kapıya doğru yöneldiğim sırada kıyafetlerimin ıslak olduğunu fark ettim. Liam da bunu anlamış olacak ki "Sana bir kıyafet verebilirim." dedi ve odasına gittik. Benimkine benzer lacivert bir t-shirt bulduk ve üzerime geçirdim. Ve geç kalıcağımı haber vermek için Bonnie'yi aradım.

"Selam. Şey... biraz geç kalabilirim."

"İstersen seni yarım saate oraya götürebilirim." diye lafa giren Liam hayatımı kurtarmıştı. Hemen koşup boynuna sarıldım ve Bonnie'nin bana saydırdığı şeyleri dinlemeye devam ettim.

"Tamam tamam. Sakin. Geç kalmıycam. Ama birilerini getirebilir miyim?"

"Kim olduğuna bağl-"

"Yola çıkmam lazım bb" diyip telefonu yüzüne kapadım. Ve Liam'la kapıya doğru koşar adım yürürken Louis yanımıza gelip "Bensiz gidebileceğinizi mi sanıyorsunuz?" dedi. Liam'la kısa bir bakışmadan sonra itiraz etmemeye karar verdik. Liam'ın arabası fazlasıyla lüks ve konforluydu. Tıpkı kolları gibi. Neler düşünüyorum ben? Biz sadece arkadaşız.

Liam'ın da dediği gibi yarım saatte bara vardık. Geç kalmamıştım ama Bonnie, Jeff ve Matt çoktan oradaydı.

Geldiğimi görünce hepsi ayağa kalktılar ve yanıma geldiler. Selamlaştıktan sonra gözleri arkamdaki Liam'la Louis'ye kaydı. Öyle bir bakışları vardı ki 'yanlışlıkla mı geldiniz siz' diyordu.

Onları süzüşleri bittiğinde birbirleri arasında bakışmaya başladılar. Sanki 'Noluyo burada?' der gibilerdi. En sonunda dayanamayıp "Oturalım mı?" dedim. Başlarıyla onayladılar ve daha önce oturdukları masaya yöneldik.

Sadece dört sandalye vardı centilmen Louis benim için ayrılan sandalyeye çoktan yayılmıştı. Liam'la berber sandlaye almak için başka bir masaya gittik. Tam ben sandlaye alınca Liam elimden alıp "Prenseslere taşıtmak olmaz." deyince en tatlı gülüşümü takınıp Liam'a baktım. Biz de masaya gidince siparişleri verdik. Daha doğrusu siparişi. Herkes bira istemişti.

İlk olarak Jeff ve Matt'le konuşmaya başladım çünkü partiye gidemediğim için suçlu hissediyordum. 15-20 dakika onlarla konuştuktan sonra Liam'ın ne kadar yanlız olduğunu fark edip onunla konuşmaya başladım. Bu sırada Louis de Bonnie'yle konuşuyodu. Gayet eğleniyor gözüküyorlardı ve yakınlaşmışlardı. Liam'la konuştukça rahatlıyorum. Beraber eğleniyorduk. Beraber takıldığımız ilk ve şuanlık tek gün olmasına rağmen sanki onu çok uzun zamandır tanıyor gibiydim. İkinci biraları söyledikten yaklaşık 5 dakika sonra bir grup sahneye çıktı. Hepimiz kendimizi müziğe kaptırmıştık.

"Şuraya bak." Liam'ın bana gösterdiği yöne baktığımda şok olmuştum. Anlaşılan Bonnie kendini müziğe değil dudaklarını Louis'ye kaptırmıştı.

Resmen ağzım açık kalmıştı.

Uzun bir zaman kalakaldıktan sonra ağzımı kapatmam gerektiği hatırladım. Yanıma baktığımda Liam bana bakıyordu.

ÇETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin