Her sabah olduğu gibi solgun ve bıkkın yüzümle kalktım yatağımdan. İlk 2 dakikam niye hala yaşıyor olduğumu sorgulamakla geçti. Sonra,hayatımda olduğu için midemi bulandıran insanlara küfür etme ritüelimi gerçekleştirdim. Ve her gün ettiğim duama yarın gerçekleşecekmişçesine tekrar başladım:
Tanrım,lütfen ya canımı al ya da bana bu hayatı sevdir. Öyle biri gelsin ki,unuttursum tüm acılarımı. Cam kırıkları gibi un ufak olsun tüm hayal kırıklıklarım,lütfen Tanrım,lütfen...
Kalktım ruhum gibi ölü renkleri olan yatağımdan. Odamın kapısını açtım,lavaboya doğru yürümeye başladım. O 15 saniyelik yolda bile varlığımı sorguluyordum. Niye vardım, niye burdaydım? Geçmişimin bana kazandırdığı neydi, ben geleceğimi nasıl şekillendiriyordum? Neydim, ne olacaktım, kimdim,kim olacaktım?
×Her zamanki gibi silmemiştim makyajımı. Koyu bordo rujum dudaklarıma işlemiş, oradan çıkmamak için çabalıyordu adeta. Rimelim akmış, eyelinerım neredeyse silinmişti.
İkinci defadır yüzümü sabunluyordum. Ama hala geçmemişti lanet makyaj kalıntıları. Umutlarım gibi, diye geçti aklımdan. Şu zamana kadar ne çok insan temizlemeye çalışmıştı umut kırıntılarımı. Gerçi başarmışlardı da... Olsun,dedim. Belki bir şey olur. Geri gelir tüm umutlar. Belki bi insan gelir, gidenlerin hepsine teşekkür ederim teker teker. Belki...
°
°
°
Herkese selam! Evet,ilk hikayem,ilk wattpad deneyimim. Bunu göz önünde bulundurarak yazdıklarım hakkında yorum yaparsanız gerçekten çok mutlu olurum. Eleştirilere her zaman açığım, ama lütfen saygı çerçevesinde olsunlar. Hepinizi öptüm!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölüm, Yaşam ve Ben
General FictionBu kitabı,defalarca düşündüğüm ölümden beni gülüşleriye,mesajlarıyla,sözleriyle ve mimikleriyle vazgeçiren insanlara ithaf ediyorum. Onlar,iyi ki varlar...