2 | Küçük Yaratıklar

173 25 29
                                    


Yoongi tam o anda bunun bir kabus olmasını ve Hoseok'un her sabah olan bağırtılarıyla uyanmak istedi. Bunun gerçek olmasını istemiyordu.

Bacaklarının gücünü yitireceğini anlayınca tutunmak için yer aradı. Yere düşmek istemiyordu çünkü adamotları aşkına Seokjin'in karşısında da güçsüz görünmek azıcık olan güvenini alıp uzak diyarlara uçururdu.

Seokjin ise gözlerindeki şaşkınlıkla neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yani sonuçta yatakhaneyi yangına vermek isteyen birini daha önceden görmemişti. Pekala kendisi birkaç kez denemiş olabilirdi. Görünmez birkaç küçük yaratık halıların altında gezinip uyumasını engelliyor olması içini onları yakma isteğiyle dolduruyordu. Tabii ki de bu yaratıkları, ortak salonda bulunan ve simli stickerlarla süslenmiş, üzerinde ise Dumbledore'un gülümseyen hareketli bir fotoğrafının bulunduğu Hogwarts Şikayet ve Dilekçe Kutusu'na uzun ve sinirinden dolayı yazım yanlışlarıyla dolu mektubunda yazmış olduğu gibi kaba bir dille şikayet edip atmıştı -mektubun yazılış şekli çok komik ve saçma olduğundan Müdür Dumbledore odasında kimseler duymasın diye küçük bir kahkaha atmıştı, kaba diye bahsettiğimiz mektubun içinde sadece bir tane argo olması ve onun da 'Burumlarına dımuz kıçı kılundan yapılnış asa soptuğumn gsrip yaratıkları hr nasılsa hep Quifditxh msçı ya da sınavlaedan önceki gecr beymimin içine lqnet olası lakırfılar sokup uykumum içinr edilmesine sebep oluyprlar.' gibi komik bir cümlenin içinde olması Müdür'ün kahkaha atmasına sebep olmuştu. Dediğimiz gibi, Hogwarts'ta hayat zordu.-

Seokjin'in tam şu anda fark ettiği şey ise Yoongi'nin odayı değil, bir mektubu yakmak istemesiydi. Yerde kırmızı bir zarf ve siyah bir mektup duruyordu. Zarf ona kıçını döndüğü için amblemi göremiyordu. Ama arkasına bir adres yazılmıştı.

Little Hangleton Mezarlığı.

Seokjin inanmazlıkla Yoongi'ye bakınca çocuğun zaten bayılmak üzere olduğunu gördü. Koşarak yanına gidip onu tuttu. Bu çocuk başına nasıl bir bela almıştı?

"Hey Yoongi bayılma, bayılırsan..." Devamını getiremeyip kolunu gencin boynunun altına koydu. "Bayılırsan meraktan çatlarım ve Madam Pomfrey'in azarını işitirim, o sürekli soru soran arkadaşına hesap vermek zorunda kalırım, herkes başımıza üşüşür... Hacı, kısaca bayılma işte ya." Yanaklarına hafifçe vurup Yoongi'nin ayılmasına yardımcı oldu.

Yoongi ise ayık olmasına rağmen etrafın döndüğünü hissediyordu. Nedense bir anda garkenezlerin kanatları çıkıvermiş başının tam üstünde el ele tutuşup kutu kutu pense oynuyorlardı. Kimin arkasını döndüğünü anlamaya çalışacağı zaman burnunda keskin bir koku hisseti. Bir dakika bu...Tüküren bezelye miydi?

Aniden gözlerini açıp başını kaldırınca hissettiği sadece acı olmuştu. Bağırıp elini alnına götürdü. İçinden çarptığı şeye lanet okurken bulanık olan görüşü netleşmeye başladı. Yere saçılmış olan tüküren bezelyeleri ve...Seokjin'i gördü. Gözünü acı içinde tutan ve dudaklarını birbirine bastırmış olan Seokjin'i. İşte o zaman kimin asasının odununun ağacını yetiştiren adama küfrettiğini anladı.

"Hacı ağzına acı kaymakbirası sokayım," diye mırıldandı Seokjin. "Maçlarda Bludger yerine senin kafanı kullansak çok iyi olur."

Yoongi başındaki ağrıyı yok saymaya çalışarak istemeden de olsa kafasını kırdığı gencin yanına gitti. Malum, çarpmanın etkisiyle iki metre öteye uçmuştu. "Özür dilerim." Başını mahcubiyetle indirmişti, her ne kadar ifrit gibi şişmiş olsa da.

"Off," sarı pijamalı elini gözünden çekip ofladı ama şu an önemli olan o değildi. Yanındaki çocuk az önce az daha bayılıyordu yahu! "Beni boşver de, o mektup neyin nesi?"

absorbe proteus | yoonjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin