Sabah kalkıp aşağı indim.
"Karı ben gidiyom," diye bağırdı Maho.
"Nereye?"
"Düeti tamamlayacağız bugün. Bir daha onu görmeyecen Bilo."
Başımla onaylayıp kahvaltıyı hazırlamaya koyuldum.
Maho akşam gelince elinde bir kaç poşet vardı.
"Onlar ne?"
"Poşet."
"Muho."
"Al lo, senin bunlar."
"Benim mi? Ay Muho!"
Koşup poşetleri aldım ve açtım.
"Bunlar ne? Evlilik yıldönümü hediyen, halay takımı." Evlilik yıldönümümüz!
"Ay Muho! Ben unuttum," deyip ağlamaya başladım.
"Ağlama lomk garısı. Yaptığıma pisman etme."
Gözlerimi silip hayranlıkla hediyeyi inceledim. Ne kadar da asillerdi öyle.
Düşünceli bir erkeğim vardı, ah şükürler olsun Allahım!
"Hadi giyinip gel de halay tepek seninlen," diyerek beni dürttü.
Koşarak odaya çıktım ve getirdiği halay takımını giydim. Bir şalvar, üstünde gerdanlık şeklinde kocaman bir pul olan penye ve mavi bir halay mendili. Üstelik mendili üstünde kalp şeklinde pullar vardı. Ah bu adama her geçen gün aşık oluyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğum Sendromu
Fiksi Penggemar*Sendrom serisi 2. kitap* Hayatım harikaydı. İyi ki VS de Mahmut'u görüp aşık olmuşum, iyi ki onunla kaçıp Türkiye'ye gelmişim. VS benim için bitmişti uzun süre önce. O zamandan beri sadece Muhom vardı benim için. Beni sevmişti. Bende seviyordum Mah...