Media:Pera Özay(Pera kız ismi diye düşünenler var ama bence erkek ismi olarakta kullanılabilir zaten bir süre sonra bölümde bir şey atacağım o zaman anlayacaksınız.:) )
Gözlerimi araladım. Sırtımda ve karnımda bir ağrı hissedince huzursuzca kıpırdandım. Kafamı kaldırıp etrafıma bakındığımda karanlık bir odada yerde yattığımı gördüm.Yer soğuktu , odaysa kirli ve izbe bir yerdi.Etrafıma bakınıp cam gibi bir şey bulmaya çalıştım. En azından nasıl bir bölgede olduğumu bilirsem,daha hızlı düşünürdüm ve bu da kaçmam için bir fırsattı.Ama ne cam vardı ne de...
Doğrulmak istediğimde ellerimin bağlı olduğunu fark ettim. Bir iple değil, kalın bir zincirle bağlıydı.Zincirin nereye bağlı olduğunu anlamak için doğrulmaya çalıştım.Ansızın karnıma giren sızıntıyla kaskatı kesildim. Bu acı değişikti. Çaresiz hissediyordum.
''Demek uyandın seni küçük pislik.Beş gündür o pislik gözlerini açamadın.''kapıdan giren adama baktı. Aynı adamdı.Yine cevap vermedim . Çünkü bazen susmak hem en büyük cevap hem de en büyük tehlikeydi. Zihnimdeki yapbozun parçaları uçuşuyor bir bir eşlerini buluyorlardı. Buradan kaçacaktım. Er ya da geç bir yolunu bulacaktım.
''Noldu küçük pislik dilini mi yuttun ?''adama dik dik bakmaya devam ettim.Umursamayacaktım aksi takdirde burada olacakları düşünmek bile istemiyordum.
''Kalk gidiyoruz.''adam beni yerden fırlatırcasına kaldırdı ve ayağımdaki zinciri çözdü.Elindeki zincirin anahtarını bir köşeye fırlatıp beni sürüklemeye başladı. Ve o anda bir şey oldu.Hiç ummadığım bir şey.Çok özlediğim bir ses...
''Bırak lan beni şerefsiz!Gebertirim ulan seni nerede lan kız nerede ?!''Burak'ın sesi evin içinde yankılanırken yutkundum. O burada olamazdı. Gitmeliydi. Onu görürsem asla her şey eskisi gibi olamazdı.
''Çek lan elini kolunu yok kız mız burada !Kafana sıkmadan çek git buradan !''dışarıdaki tanımadığım ses ona karşılık verirken yalnızca sustum ve dinledim.
''Almadan gitmem. Kızı ver gideceğim.''Burak yine konuşunca karşımdaki adamın elinden kurtuldum ve karşısına geçtim.Anlaşılan o da benim gibi onlara dikkat kesilmişti.
''Onu buradan gönderebilirim sadece bir dakika yeter.''
''Yok yaaa! Senin ne kadar zeki bir kız olduğunu bilmiyoruz sanki. Sen o bir dakikada saman altından su yürütürsün . '' adam ellerini tekrar koluma sarınca irkildim.
''Yürü! yoksa keserim sesini bir daha da konuşamazsın . Anladın mı beni ?''yine tepkisizce adama baktım. Bomboş gözlerimle seyrettiğim o surat anında kaskatı kesildi ve kolumu sımsıkı tutmaya başladı.
''Anladın mı lan beni ?!''adamın gürlemesiyle ağzımı oynatarak 'anladım'dedim.Boyun eğmiştim. Hem de düşmanıma.
Bulunduğum odanın kapısı bir hamlede açılınca bir anda bakışlarım oraya kaydı. Kapıdan giren kişiyi görünce yutkunamadım. İşte şimdi tam karşımdaydı. Yıllardır yüzleşemediğim gerçek tam şu anda karşımda duruyordu. Kalbimin tozlu raflarına birer ağırlık çökmüştü. Bedenime ele geçiren titreme hissi de bunun kanıtıydı.Gözleri gözlerimi esir aldığında bir süre yutkunamadım. Siyah saçları biraz uzamıştı. Her zamankinden daha da dağınıktı.Upuzun boyuyla kapıda dikiliyordu. Üstündeki beyaz tişörtün omuz kısmında küçük bir yırtık vardı. Bir adım attı. Gözlerimi üzerinden çektim. Daha fazla bakamazdım. Çünkü...bu his çok kötüydü. Acı vericiydi.
''Kızı bırak lan !''Sesi şimdi hem çok yakından hem de çok uzaktan geliyordu.Sanki ben başka , o da başka bir ülkedeydi.Ayaklarımın bağı çözülüyor gibiydi.Özlediğim sesini duymak,gözlerine bakmak bile beni mahvetmeye yetmişti.