6|nefesinden tanırım seni
Saat 24:00 olduğunu belirten alarmıma sövmeden kalktığım günlerimden bir tanesiydi.
Rutin işlerimi halletkten sonra,saçımı tarayarak,spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim,yeşil montumu aldıktan sonra.
Fazla özenmemiş gelmiştim,çünkü biliyordum ki hem Jungkook beni böyle seviyor hem de o birazcık..kıskanç..azıcık ama.Neden bu tuhaf ilgiyi ona besliyorsun hala, diye sorsanız da bir cevap veremezdim. Seviyordum ama aynı zamanda iğreniyordum, beni bırkatığı günler aklıma gelince.
Parka geldiğimde çotan bankta oturuyor beni bekliyordu. Her zaman buluşacağımız saatten 20 dakika erken gelirdi. Yüzüme yayılan gülümsemeyle ona doğru yaklaşırken,onun arkası dönük olduğu için beni görmiyordu.
Ancak öyle sessizce gitmeye de çabalamadığımdan dolayı,sessiz parkta adım seslerim duyuluyordu. Arkasına dönüp baktığında beni görünce tavşan dişlerini gösterene kadar gülümsediğini gördüm. Tam bir tavşandı. Bu çocuk vampir olabilir miydi? Hayır ama,olmuştu işte. Peki Jungkook'da aldatabilecek bir tip varmı? O da yok. Ama olmuştu işte.
"Hiç gelmeyeceksin sanmıştım."
Bana doğru söylenerek gelirken bende ona doğru ilerliyordum.
"Gelmek zorundayım. Çünkü açlıktan bayılacağım. Başımda ağrıyor üstelik." diye söylendim
"Bunu bana önceden söyleseydim bunların hiç biri olmazdı."
Omuz silktim. "Bak,şurdaki kadını görüyor musun?"
Eliyle bankta oturmuş,telefonla ilgilenen kadını gösterdiğinden "görüyorum."dedim.
"Güzel. Şimdi beni iyi izle."
Kadına doğru ilerleyeceği sırada kolunu kavradım,"ölmüyor değil mi?"göz devirdi,
"Sen öldün mü?"
"Tamam be." Söylendiğimde bunu sanki çekmek istemiyormuş gibi hızla avını kaybetmeden oraya yöneldi. Bende pür dikkat onları izliyordum tabii.
Jungkook kıza yaklaşınca tabi kızın da dikkati Jungkook'a kaymıştı. Orosbu olduğu belliydi bu kızın. Saat 24:00 da mini kot etek giyildiği nerde görülmüş?
Jungkook'da anlamış olacakki o tür yaklaşımlarda bulunmaya başlamıştı.
Oturduğum yerden tırnağımı yerken aynı zamanda gözümü kırpmadan onları izliyordum.
Jungkook kıza her adım attığında kızda ona adım atıyordu. Ve piç sırıtmasını yüzüne takıyordu.
Jungkook ve kız artık birbirlerine yaklaşmış,Jungkook elini kızın beline götürmüştü.
Kızda çok geçmeden Jungkook'un boynunda elleri dolaşmaktaydı. Ama ben bu kızı yolarım.Sinirlerime hakim olmaya çalışarak pür dikkat izlemeye devam ettim. Jungkook kızın kulağına bir şeyler fısldıyordu.
Tanrım,dayanamıyorum!
Tırnaklarımı bankta sürterken,
Jungkook kaçamak bakışlarla bakınca sinirlendiğimi anlamış kızın boynunu çok geçmeden ıstırmıştı. Kız onu kendinden itmeye çalışırken zaten bir süre sonra bayılmış Jungkook'da onu kenara ,çalılıkların oraya gizlemişti.Sırıtarak yanıma doğru ilerlerken aynı zamanda dudağını yalıyordu.
"Selam mort!"
Göz devirdim. Cidden kıskandığımı mı düşünmüştü yoksa? Ben ve kıskanmak? Hıh! Götüm!
"Kız uyandığında seni polise şıkayet edebilir."
"Hayır edemez, büyük bir ihtimal hiç bir şeyi hatırlayamayacaktır."
"Ama ben hatırlamıştım?"
"Ben senin kanını içmedim. Vampir olmanı sağladım."
İyi bok yaptın,aferin.
"Jungkook açlıktan öleceğim."
"Merak etme. Birini buluruz."
Parkta bi süre sessizce oturduk. Oturduk,oturduk. Kimse yoktu anlaşılan.
"Jenn-"
Jungkook'un sözünü kesen şey,içmiş iki gençti. Sokakta anırıyor olmaları dikkat çekiyordu.
"İşte bu!"
"Ne demek işte bu? Bunlar olmaz."
"Jungkook açlıktan öleceğim."
Diyerek Jungkook'u takmadan onlara doğru ilerledim. Tamam belki uyanan bir jennie güzel olmaya bilirdi ama işlerine de yarardı sonuçta.
"Selam,"
Bana doğru ilerlerken ürkmemişte değilim.
"Selam. Bu güzelliğin burda dolaşması yasak değil mi?"
Tanrım, iğrenç. Bana doğru iyice yaklaşmışlarken ,kür kütük sarhoş oldukları bir metre uzaklığımda olmalarına rağmen, aldığım kokuyla isbat ederdi.
Yüzümü buruşturdum. Kesinlikle yapamazdım.
İki mal bana doğru yaklaşmışlarken Jungkook çoktan yanımda yerini almıştı."Basın gidin lan!"
"Sanane ibne!"
Kesinlikle Jungkook'u sinirlendirmeyin.
Jungkook adamların elindeki içki şişesini bir çırpıda aldı.
Adamlar iki kişiydi ancak sarhoş olmaları nedeniyle fazla bir şey yapamıyorlardı."onu bana geri ver! Polis çağırırım!"
Jungkook göz devirerek elindeki içki şisesini kafalarında kırdı. Adamlarda yere serilmişti çoktan."Şimdi kanlardından içebilirsin."
Yüzümü iğrendiğimi belli edercesine bir hale soktum. O ise bu yaptığıma sadece kıkırdıyordu,
"Hızlı ol. Biri görsün istemeyiz değil mi?"
Uyarısı doğruydu. Kafamı salladım. Yere çömeldim. Dişlerim kendiliğinden sivrileşmeye başlarken aslında bunun o kadarda kötü olmadığının farkına vardım. Hassas vampir burunum kanı koklamamı sağladı. Tek kelimeyle,
Enfesti.
Dişlerimi boynuna sapladım ve kanını emmeye başladım.
Bir güzel,iğrenmeden içtiğim kanla hala doymadığımın kararına vardım. Kaç saattir açtım sonuçta. Adamalara dalmadığıma şükretmemiz lazım.
Tekardan diğer adama sokulduğum sırada Jungkook eliyle beni durdurdu. Hadi ama onun kanı daha güzel!"Olmaz,çok içtin. Adam ölebilir."
Doğru ya, ölebilirdi. Hala doymamış olan karnımı zorda olsa önemsemeden kalktım.
Gerçektende lezizdi. Tarif edemeyeceğim güzellikteydi."Saat kaç?"
Kolundaki saate bakarak cevapladı,
"1:30"
"Gitmem lazım."
"Seni bırakayım mı?"
Kafamı salladım, "olur."
Elini elime kenetlediğinde,bana yaptıkları aklıma geliyordu. Ellerimi ondan çekeceğim sırada gerçektende özlediğimi fark etmiştim. Kalbim bırakmıyordu. Bırakmak istemiyordum bu damarlı elleri. Çünkü hala seviyorum,çok açık değil mi?
"En çokta ne koydu biliyormusun Jungkook?"
"Ney?"
Ellerimi ondan çektim,
"Beni beceripte gitmen."
Çoktan yüzü,tokadımı yemişti.Belkide hala nefret ediyorumdur
,çok açık değl mi?▪▪▪▪
Uzatabildiğim kadar uzattım.
Umarım seversiniz.
Vote lamayı unutmayın sakın.✅
Kendinize iyi bakın,görüşmek üzere.
♥
![](https://img.wattpad.com/cover/167383755-288-k162081.jpg)