Kalbimin bana verdiği acıyı nasıl tanımlayabileceğimden bir haberdim. İçimdeki acı giderek büyüyor ve katlanılamaz bir hâl almıştı. Adımlarımı ona doğru ilerlettim. "Ne yani? Bittik mi biz şimdi?" dedim, bana ait olduğundan emin olamadığım güçsüz bir ses tonuyla.
O da üzgün gibi görünüyordu ancak şu anda sanırım onun üzülmesinden ziyade kendime üzülmeliydim. "Jennie, biraz fazla abartmıyor musun? Gerçek bir ilişkiye sahip değildik, sadece biraz takıldık diye sonsuza kadar beraber olmamız mı gerekiyordu?" dedi. Üzgün olduğu konusunda yanılmışım, ukala.
Gücümü korumalıydım, en azından daha sonra pişman olmamak için."Üzgün olduğumu kim söylemiş? Senden kurtulduğum için seviniyorum bile Kim Seokjin!" deyip ağladığımı görmemesi için oradan uzaklaştım.
O sırada önümü birisi kesti. "Bu çocuğun üzüntüne değdiğini mi düşünüyorsun?" dedi. Kim olduğunu görememiştim çünkü kafamı kaldırırsam ağladığımı görecekti ve Jennie'nin yıkılmış halini bu okuldaki kimse görmemeliydi; hiçkimse.
Ses tonumu ağladığım belli olmasın diye ayarlamaya çalıştım. "Sen de kimsin be? Üzüldüğümü de nereden uydurdun?" Çok geç... Sesim titrek bir biçimde çıkmıştı.
"Sesin de bunu inkar etmeseydi keşke... Ben nakil öğrenci; Min Yoongi. Tanıştığıma memnun oldum üzülmediğini inkar edip ağlayan kız." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Solo #Yoonnie
FanfictionYıllarını verdiği insanın başka bir insana aşık oluşunu izleyen Jennie...