Yazılış Tarihi: 15 Ağustos 2014.
Saat, 00.12
Küçük Kız
Hava çok sıcak. Uyumama izin vermiyora benziyor. Neredeyse odamdaki bütün pencereler açık ancak hava uyumama engel olacak kadar sıcak. Pijamalarımın da inceliğine bakarsak terlemekten uyuyamamam tuhaf.
Yatağımdan kalkma isteğimden kendimi alamıyorum. Yavaşça doğrulup balkona çıktığımda evimizin karşısındaki parkta beni şaşırtan bir şey fark ediyorum. 6 ya da 7 yaşlarında küçük bir kız çocuğu dizlerini birleştirip çenesine kadar çekmiş. Elleriyle dizlerine sarılmış küçük bir kız.
Bir süre onu izliyorum. Park tamamen boşalıyor ama kız hala aynı pozisyonunu koruyor. Daha sonra annesinin benim göremediğim bir yerde oturmuş olabileceğini umuyorum. Saat epey geç olmuş. Ancak her ne kadar yatağıma dönmek istemesemde sabah erken kalkmanın verdiği zorunlulukla yatağıma dönüyorum.
Ancak yatağımda uyumaktan başka herşeyi yapıyorum. Sağa sola dönüyorum. Yastığımı kabartıyorum ama uyuyamama neden olan ne aşırı sıcak ne de yerimin rahat olmaması. Tek sorun kızcağızın aşağıda tek başına oturması.
Bundan rahatsız oluyorum ve tekrar balkona çıkıp kızı gözetliyorum. Üşümüşe benziyor. Bu epey sıcak olan havada bile üşüyebilecek hassas bir teni var demekki.
Ancak küçük kızın daha fazla dayanamayacağını anlayınca bende daha fazla dayanamıyorum ve üzerime ince bir hırka alıp odamdan çıkıyorum. Hızla anahtarlıktan anahtarı çekip kapıyı açıyorum. Tüm apartmanı inletecek şekilde elimde olmadan kapıyı çarpıp koşarak apartmanın merdivenlerinden ayrılmam yalnızca 10 saniyemi alıyor. Bahçe kapısını örter örtmez kızın oturduğu banka doğru yürüyorum. Kız beni görünce hiç tepki vermiyor. Hafifçe yüzüne doğru eğilerek, "Merhaba," diye fısıldıyorum. Gözlerini, gözlerime sabitliyor ve bir süre baktıktan sonra aynı şekilde karşılık veriyor. Yanına ani bir hareketle oturup, "Gecenin bu saatinde burada ne yapıyorsun? " diyorum.
"Annem beni almaya gelecek. Burada beklememi söyledi."
Konuşması tane tane ve akıcı. Kibar ve akıllı bir kıza benziyor. Annesi onun için önemli olmalı. "Ah, haydi seni evine bırakayım." Diyorum, "Yolu tarif edebilir misin?"
"Hayır! Annem burada beklemem gerektiğini söyledi. "
Elimi sırtına koyuyorum ve onu rahatlatmaya çalışıyorum. "Ama tatlım epey geç oldu. Haydi kalk," diyorum.
Bana öncekilerden daha sert bir tavırla hatta bağırarak, "Sana burada beklemem gerektiğini söyledim," diyor.
Üstelemiyorum ama banktan da ayrılmıyorum. Arada bana bakıyor. Ama o da, bende sessizliğimizi koruyoruz.
Daha sonra banka doğru yürüyen telaşlı kadının annesi olduğunu tahmin ederek yerimden kalkıyorum. Genç kadın, "Burada mıydın? Tüm akşam seni aradım. Niçin evden habersiz ayrılıyorsun?" Diye kızıyor küçük kıza.
Küçük kız da ayağa kalkıyor ve, "Annem burada beklemem gerektiğini söyledi teyze. Beni almaya gelecek." Diyor.
Teyzesi, "Ah! Bırak inadı da benimle gel. Uyku vaktin çoktan geçti." Diyor ve kızın eline yapışıp yürümeye çalışıyor. Ancak kız elini sertçe bırakıyor. "Annemi bekleyeceğim. " diyor. Teyzesi ile kavga edeceğinden korkarak teyzesine doğru, "Ben karşı binada oturuyorum. Onunla burada annesini bekleyebilirim. Hiç sorun olmaz." Diyorum gayet uysal bir şekilde.
Ancak kadın bana karşı ürkütücü bir tavırla, "Tabiki olur ama annesi gelecek olsaydı! Yeğenimin annesi, yani ablam geçen ay vefat etti. Bu çocuk ise her akşam parka gelip aynı şeyleri tekrarlıyor. Yürü dedim sana!" Diyor ve bu sefer kızı kolundan tutup çekiştiriyor. 2 dakika kadar sonra ise yalnızca lambaları aydınlattığı bu sessiz sokakta yalnızca ben kalıyorum. Oysa küçük kız, annesinin geleceğini ne kadar da inanarak söylemişti. Oldukça yavaş adımlar ile evime doğru yürüyorum. Bu sefer eve çıkmam neredeyse 5 dakikamı alıyor. Belkide aylarca parkta bekleyecek annesini. Kendimi yatağa attığım zaman ise, bu gece ve diğer gecelerde uyuyamayacak küçük kızı düşünüyorum. Ve en azından benimde bu gece uyuyamayacağımı biliyorum.
Serenay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafamın İçinde Uzay Var
Short Story"Kafamın içinde uzay var." dediğim zaman ne demek istediğimi anlamazlardı. Oysa bu mecazi cümle tanımlıyor ancak zihnimi. Kafamın içinde galaksiler var, gezegenler var. Karadelikler, yıldız kümeleri... Belki de ben her güne farklı biri olarak uyanı...