No.1

4K 245 91
                                    

Baekhyun, yağmurlu bir gün de herkes evindeyken kütüphanede tezi hakkında araştırma yapıyordu. Biliyordu. Eve gitmesi gerekirdi ama ne eve gidesi vardı ne de bu yağmurlu havada onu koruyabilecek bir şemsiyesi. Fazlasıyla yalnız ve bir o kadar da ıssız olan kütüphanede tüm gecesini çürütecekti. Hep yaptığı gibi.

Derin bir nefes aldı ve saçlarını karıştırarak fobiler hakkındaki tezine döndü. Psikoloji okumak onun fikri değildi. Ama bu bölümü sevmişti. En azından onu evden uzak tutuyordu. Onu evden uzak tutan her şeye bayılırdı zaten.

"Fobiler, bir travmadan ya da kişinin kendi kabuslarına yenik düşerek beynin korku merkezini uyarmasıyla o-" Bir anda tüm ışıklar gittiğinde Baekhyun korkmuştu. Elektrikler kesilmiş ve şarjı bitmek üzere olan laptobuna bakmıştı hüsranla. Çünkü şu anda kapanıyordu. Şansa bakın ki Baekhyun'un telefonunun şarjı da bitmişti. Tüm gece burada kalmaya mecbur bırakılmıştı. Burun kemerini sıktı ve bilgisayarını topladığına emin olduktan sonra kafasını masaya yaslarak sinirle inlemişti.

"Argh! Gidecek zamanı buldun sanki!" Sinirle oflarken cebindeki telefonunu sımsıkı tutuyordu. Kendisinin de bir fobiye sahip olması normaldi elbet. Ama bu insanlar için alışılagelmişin dışında olan korkulardan olduğu için kimseye bundan bahsetmemişti. İçindeki korku artarken gözlerini kapatmış ve çalışmayan telefonuna sövmüştü. Ve sonra ayak sesleri duydu. Ona iyice yakınlaşan ayak sesleri...

İçini bir korku kaplarken derin bir nefes almış ve nefesini vermemek için her çabayı göstermişti. Birkaç hışırtı sesi duyduğunda tamamen öleceğine dair bir korkuya kapılmıştı. Gözlerini kapattı ve ölmeyi bekledi. Her saniye hışırtı sesleri artarken saçlarını okşayan kocaman bir el hissettiğinde titremişti.

O el, başının tepesinden ense köküne kadar gittiğinde işaret parmağını dişleri arasında sıkıştırarak çığlığını bastırdı. Ense kökünü okşayan eller içine bir sıcaklık yaysa da bunu kabullenmeyerek daha sert ısırdı etini.

Sonunda eller gittiğinde sakinleşebilmişti. Gözlerini kapattığı gibi açtı ve etrafına bakındı. Birkaç saniye sonra ise elektrikler gelmişti, sanki hiç gitmemiş gibi. Etrafına baktığında hiçbir eşyasının çalışmadığını aksine toparlandığını görünce şaşırtmıştı. Bu aklına o şefkat dolu koca eli getirse de kafasını iki yana salladı. Keşke bir şemsiye ve de yağmurluk bıra-

"Yüce Tanrı'm. Başka bir şey istesem olacakmış demek ki." Çarprazındaki şemsiye ve yağmurluğa uzandığında üstünde "Add and Message me. ID: No.8834" yazan nota baktı. Atmalı mıydı yoksa atmamalıy mıydı emin değildi. Bu yüzden notu cebine atmış ve üzerine bilgisayar çantasıyla normal çantasını giydikten sonra uzun yağmurluğu üstüne giymişti her şeyin. Şemsiyesini açarken bir kez daha neden son baharı sevmediğini anlamıştı.

Yağmurları sevmezdi. Asla da sevmeyecekti.

Y/N: Bu hikayenin ana hatlarını oluşturmam da bana yardım eden TOBBYan ablama teşekkürlerimi ileterek yazar notuma başlayayım dedim*-*

Ciddili oldum

Ciddili olmak benlik değil dmdkdk

Neyse umarım bu masum ChanBaek ficini seversiniz çokça dkdkdkd

Ben de sizi seveyrum çokça

Ben gideyrum çokça

Bb

Byü

Bye!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
No.8834 [chanbaek·texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin