No.20

1.5K 157 90
                                    

No.8834
Bu akşam saat sekizde Deşarj Kafe'ye gel Baekhyun
Geç kalmamanı diliyorum
En sondaki duvar kenarında oturuyor olacağım

***

Baekhyun ona gelen mesajla dudaklarında bir gülümseme oluşmuştu.  Demek sonunda kimliğini açıklayacaktı ona, ha? İşte bu onu mutlu ederdi. Günü çok yoğun geçmişti ve dersi de tam sekiz buçukta bitecekti. Yurda uğramadan onunla buluşacaktı demek. Chanyeol onu merak etmezdi diye umuyordu.

Amfideki sırada gerildi ve hocanın gelmesini bekliyordu. Bir buçuk saat sonra buluşacaktı onunla. Heyecanla bekliyordu bu anı. Hatta normalde olsa dersten dahi kaçardı ama şimdi çok önemli bir dersi vardı. Ek dersti zaten. Ama bu saatte ek ders mi yapılırdı be?

Sinirle homurdanmaya başlamıştı hoca içeri adım atarken. Ah, bu paspal halle gitmek zorundaydı. Lanet olsun ki...

Derin bir nefes almadan önce telefonunu açtı ve Chanyeol'e ufak bir mesaj yazdı, geç geleceğine dair.

***

Baekachu
Yeolliepuff!
Bugün biraz geç geleceğim
Beni bekleme tamam mı?

Yeolliepuff
Tamam tamam
Benim de zaten kütüphanede işlerim vardı, Baekhyun

Baekachu
Tamam, Yeolliepuff
Gece odada görüşürüz
Bye!

Yeolliepuff
Bye, Baekhyun

***

Sonunda ders bittiğinde yirmi dakikası kaldığını görmesiyle aceleyle kendisini bir taksiye attı ve adama yeri tarif etti. Elleri ve ayaklarını sallıyor, heyecanını almasını bekliyordu. Tanrı biliyordu ya şu anda onu salsalar çığlık ata ata tüm evde dolanabilirdi. Çok acayip heyecanlanmıştı. Düşüncelerini toplayamıyordu.

Taksi durmayı becerdiğinde bir dakikası olduğunu gördüğünde adama parayı vermis ve üstünü almadan hemencecik kendini kafeye atmıştı. Kafeye nefeslenerek girdiğinde tarif ettiği yere doğru gitmişti. Arkası dönük kapuşonlu birisini gördüğünde nefesini tutmuş ve oraya doğru ilerlemişti. Ağzı maskeli ve gözü loş ışıktan dolayı gözükmeyen adama baktığında kalbinin heyecandan teklediğini hissedebiliyordu.

"Otur, Baekhyun. Biraz bir şeyler yiyelim acıktığına eminim." Kalın ve metalik bir ses çıktığında onun ses değiştirici kullandığına inanamıyordu. Tanrım, bu onu sinirlendirmişti. Hani kendisini belli edecekti bu adam?!

"Sadece seni hazırlıyorum, Baekhyun. Bakma bana öyle kötü kötü. Daha önce bunu kimseye yapmadım. Açıkçası, özellikle de sana yapma girişimindeydim ama nedense sana hayır diyemiyorum. Asla da diyemedim. Sadece..." durdu ve soluklandı Bay Gizemli. Ellerindeki siyah eldivenleri çıkararak Baekhyun'un elini tuttu. Bu sıcaklık ve bu eller oldukça tanıdıktı Baekhyun'a. Ama yine de onun elini tutan eli tutmuştu.

"Sadece, kim olduğumu öğrendiğinde benden nefret etmenden korkuyorum. Benden nefret etmeni istemiyorum. İnsanın aşık olduğu kişi için öleceğini bile senden öğrendim ben."

"Ah, Bay Gizemli.."

Baekhyun attığında gözlüklerini çıkarmıştı Bay Gizemli. Şimdi ise loş olsa da o yoğun bitter rengindeki gözleri görebiliyordu Baekhyun. Bu kıvrımları biliyordu. Bu koca gözleri biliyordu. Bunlar onun aşık olduğu gözlerdi. Yine de karıştırdığına inanmak istiyordu. Tanrım, utanıyordu deliler gibi.

"Baekhyun, seni ilk gördüğümde bir melek olduğunu ve bir ressamın elinden çıktığını düşünmüştüm. Bir yıldız gibi parıldıyordun. Ve gökyüzü kadar, masmaviydin. Senin bir parçan olmak isteyen buluttum ben ise. Okulun ilk günü gözüme çarpmıştın... Ve sana bakarken dünya durmuştu. Bu işe başlamamın sebebi de sendin. Seninle konuşacağım bir kelimeye bile muhtaçtım hep." Baekhyun'un güzeller güzeli elinden elini çekti ve maskesini indirdi. Ses değiştirici aleti de çıkardı. Gözlerini Baekhyun'a dikerek şapkasıyla kapüşonlusunu indirdi. Baekhyun ise gördüğü yüzle gözleri dolmuştu.

No.8834 [chanbaek·texting]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin