ANSEL GRACE

67 6 2
                                    

Kendimi denizin derinliklerine bıraktım.

-ANSEL GRACE-

Ta ki bir el beni kendine doğru çekene kadar.Gözlüklüğüm suya düşmüştü.Tam olarak kim olduğunu göremedim.İyice yakına yaklaştım.Gözleri,gözleri...Evet bu Maskeliydi.İstemeden bir şey daha yapmıştım.Dudaklarını öptüm.Ve oradan hızlıca uzaklaştım.Daha sonra arkama baktım.Orada yoktu.Denizin yanına gidip gözlüğümü aradım ama bulamadım.Arkamı döndüğümde Maskeli'ye çarptım.Kolumdan tuttu.Kaçmaya çalıştım.Ama gözlerimin içine baktı.Ve bana doğru yaklaşık kulağıma''Ben Ansel Grace.''dedi.Yüzüne bakıp tebessüm ettim.Şapkasını çıkardı.Ve elimden tuttu.Ben ilk başta fazla yakınlaşamadım.Bana''Aç olduğunu biliyorum.''dedi.Bu ona yakınlaşmamı sağladı.Çünkü o kadar açtım ki , yanımda para olmadığından tek çare o olacaktı.Beraber bir kafeye gittik.Ve moral bozulması yaşadığım nokta.Bir anda ağlamaya başladım.İçten içe ölüyordum sanki.Ansel ne olduğunu sordu.Yutkundum.Sanki birisi karnıma sert darbeler vuruyor,gibiydi.Ansel beni bir sandalyeye oturtturdu.Karşımdan onu gördükçe daha sesli hıçkırıyordum.''AUGUSTUS DAWSON''Bana bunu yapmaya hakkı yoktu.Beni öylece bırakıp o esmer sürtük ile beraber olamazdı.Bunu yapamazdı.Ama yaptı.Beni görmezden geldi.Ansel'a''Buradan çıkabilir miyiz ?''dedim.Başını sallayarak dediğimi onayladı.Ve kolumdan tutarak beni dışarı çıkardı.Beni yoldaki banka oturtturdu.Bir yere gitti.Sakin olmaya çalışsam da yapamadım.Ayağa kalkıp denize doğru yürüdüm.Denizin dibi karanlıktı.İçinde neler olup bittiği gözükmüyordu.Tıpkı benim gibi...Üşüdüğümü farkettim,kollarımı ovuşturmaya başladım.Arkadan birisi üstüme bir şal örttü.Bu Ansel olmalıydı.Arkamı dönüp tebessüm ettim.Ama bu Ansel değildi.Hiç olmaması gereken biriydi.Bu kişi Augustus'tu.Onu ittim.Üzerimi yürüdü.Ve bana ''Burayı hatırladın mı ? Burada beraber uçurtma uçurmuştuk.''.Ben ''Kapa çeneni dedim.''O konuşmayı sürdürdü.Ağlamaya başladım.Ve kulaklarımı kapadım.Onu duymak istemiyordum.Ne de görmek.Sonra kulağıma fısıldadı.''Hepsi eskidendi.''dedi.Onu ittim,ve avazım çıkana kadar Ansel'a seslendim.Augustus'un başına yediği yumruk bayılmasına sebep olmuştu.Onu öylece orada bırakamazdım.Ansel'in elini bıraktım.Ve Augutus'un başını okşadım.Gözlerini açtı.Ve bana teşekkür etti.Kulağına yaklaşıp''Sen tam bir aptalsın.''dedim.Ve beni rahatlatan bir hareket yaptım.Karnına tekme attım.Ansel beni kendine doğru çekti.Augustus'a yaptıklarımın biraz fazla olduğunu düşündü.Fakat ben onunla aynı fikirde değildim.Hatta bence o Augutus denilen ucubeye az bile yapmıştım.

GÜNAHKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin