6

160 16 1
                                    

Lisa'dan;
Ne zaman üzgün olsam buraya gelirdim. Ablamın yanına. Elimi toprağa daldırıp tırnaklarımı sürttüm.
"Abla..."
Elimi topraktan çıkarıp diğer elimle çiçekleri düzenli bir şekilde yerleştirdim. Elimi mezar taşına götürüp gözlerimle yazıyı takip ettim.
"I loved it all."
O ablasını görmese de ablasının onu gördüğüne inanıyordu Liz. Gözlerini ovuşturup, ağırlığını diğer ayağına verdi. Mezar taşının köşelerini yıkadıktan sonra çiçekleri tekrardan düzeltti.
"Abla, ben bir hata yaptım ve nasıl çıkacağım bu işin içinden bilmiyorum. Galiba ben birine aşık oldum. Ona zarar verdim. Fiziksel olarak değil, ruhsal olarak. Bana güveni kalmadı, onu görmeyeli 1 ay oldu. Acaba beni affetmiş midir? Sevdiğim bir şeyi buldum ve onun beni öldürmesine izin verdim. İçimi söküp alıyor. Uyusam da geçmiyor bu acı. Senin yokluğun gibi acısı."
Ellerini ovuşturarak elindeki toprak kalıntılarını temizledi.
"Ve abla, ben artık bağımlı olmayı bırakacağım. Bu bana ve Jennie'ye zarar verdi. Bağımlılığım yüzünden neredeyse ona zarar geliyordu. Umarım benimle bu kararım için gurur duyuyorsundur abla. Bir şey şey, ben seni özledim. Ne zaman geleceksin?"
Lisa kendi kendine dolu gözleriyle gülümsemişti.
"Ben de öyle düşünmüştüm."
Ellerini saçlarının arasına götürüp geriye atmıştı Lisa. Dolu gözlerini silip arkasını döndü. Gitmek istiyordu ama kopamıyordu ablasından. Geriye döndü.
"Lanet olsun her gelişimde seni burada bırakmak canımı yakıyor. Senin bu siktiğimin toprağının altında olduğunu bilmek canımı acıtıyor. Yokluğuna, sensizliğine dayanamıyorum artık abla. Uğruna öldüğün kişi mutlu. Seni hatırlamıyor bile. Değdi mi? Değmedi! Seni hatırlamayı bırak, adın geçtiğinde gözleri bile dolmuyor. Tüm gözler bana bakıyor. Canımın acıdığını sanıyorlar ve ben güçlü kalmaya çalışıyorum. Evet, öyle. Canım çok acıyor ama belli etmiyorum. Sen de canımı söktün, Jennie de canımı söktü. İkinize de teşekkür ederim."

Heal my heart, hurt my soulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin