7

176 17 1
                                    

Jennie'den;
Lisa ile uzun zamandır görüşmüyorduk. O olmasaydı bugün her şey farklı olabilirdi. Hayatım kötü de olsa iyi de olsa nedeni o idi.
Onu affetmem gerekiyordu. Evine gittiğimde kapıyı açmamıştı. Telefonlarıma bakmıyordu bile. Çilingir çağırtıp girerim ben de.
Dediğimi yapmıştım. Kapıyı hafiften üstüne örtüp çilingire parayı ödedikten sonra içeri girdim. Televizyon açıktı, perdeler kapalıydı, her yer karanlıktı. Gözlerimi kırpıştırıp Lisa'yı aramaya başladım. Onu bulduğumda yerdeydi. Küvetteki jilet ve kan izleri korku salmıştı. Lisa yerdeydi ve bana gülümseyerek bakıyordu.
"Jennie, gelmişsin... geldin."
"Geldim."
Yanına koşup onun kafasını dizime koydum.
"Sakin ol Lisa."
"Hey sorun yok ölmeyeceğim. Bağımlı biri olmayı bırakıyorum ve bu biraz zorlu geçiyor. 14 senedir kullandığın bir şeyi bırakmak zor tabii. Hoş, ben birkaç aydır tanıdığım şeyi de bırakmakta zorlanıyorum ama olsun."
Jennie'den bahsediyordu fakat Jennie bunu anlamak istemiyordu.
"Neden kendine bunu yaptın?"
"Çünkü zorlanıyorum ve kesikler krizi önlüyor."
"Bıraktın mı gerçekten?"
"Jennie ben seni kaybettikten sonra işi de bıraktım. Hayatımda senin istemediğin ne varsa çıkardım. Keşke o hatayı yapmadan önce bıraksaydım ama iş işten geçti."
Etrafı sessizlik kaplamıştı. Lisa ayağa kalkmış aynanın karşısına geçmişti. Çamaşır makinesinin üzerindeki sigarasını kanlı ellerinin arasına alıp dudaklarına götürdü. Dolaba doğru elini götürüp yeni bir jilet aldı. Kaşının tam kenarından kesmeye başladı. Jennie bunu izledikçe kötü oluyordu.
"Yapma Lisa."
"Yapmam gerek."
Jileti kenara koyup külü birikmiş sigarasının külünü döktü. Ellerini yıkamak için ileri uzattı fakat suyu kapadı. Lavaboya yaslanıp ağlamaya başladı.

Jennie'den;
Onu ilk defa böyle görüyordum. Çaresizdi. Çaresizliğini dibine kadar hissetmiştim. Yerden kalkıp onun yanına gittim. Benden uzun olduğundan onun kafasını boynuma yaslayamıyordum. Ellerimi beline sarıp kafamı göğsüne koydum. Göğüs kısmı çok kanlıydı. Yerdeki beyaz tişörte gözlerim kaydı.
"Yapma bunu kendine, yalvarırım."
Kanlı ellerini saçına götürdü Jennie'nin.
Jennie de bu sırada kestiği kaşına öpücük kondurmuştu.
"Seni bıraktığım için özür dilerim."
Lisa ağlamasına engel olamıyordu.
"Jennie hepsi benim suçum."
"Ne senin suçun biriciğim?"
"Her şeyi mahvediyorum. Ablam..."
"Ablan?"
"Jisoo."
"Ne?"
"Öldü ve tamamiyle benim hatamdı Jennie. Onu koruyamadım. Denedim, her seferinde denedim ama onu uzak tutamadım. Ben, ben özür dilerim. Onu özledim."
Lisa kendini yere bırakıp haykırarak ağlamaya başlamıştı.
"Mezarına gittiğimde onu orada bırakıp evime dönemiyorum. Yanında kalmak istiyorum ama izin vermiyorlar. Jennie ben onu bizim evimize getirmek istiyorum."
"Yapma böyle. Ne diyeyim hiçbir fikrim yok."
Lisa kollarını Jennie'nin kollarının altından geçirmişti.
"Sadece..."
İç çekip konuşmaya devam etmişti.
"Çok acıyor. Sadece çok acıtıyor bu."
Gözlerini Jennie'nin gözlerine sabitleyip ona baktı.
"Sen de onun gibi gitme bir daha tamam mı? Seni de kaybedemem."
"Hey, gitmek yok."
"Yok mu?"
"Asla."
Lisa kafasını sevdiği kızın omzuna koymuştu.
Jennie onun böyle olmasına şaşırmıştı. Ablası konusunda iki kat şaşırmıştı. Yoongi'nin eski sevgilisi olması daha da şaşırtıcıydı. "Onu uzak tutmaya çalıştım ama yapamadım." derken Yoongi'den bahsediyordu herhalde. Bu konuyu onunla konuşmalıydım.
"Lisa biraz uyusan iyi olur."
"Pekâlâ."
"Önce yaralarını temizlemeliyiz."
Lisa küvete doldurduğu sıcak suya girdi. Acıyla inlemişti. Jennie de yanına çömelip canının acıyıp acımadığını sordu.
"Acıyor."
"Yapma bunu bir daha."
"Yapmayacağım."
"Yaparsan yanında olacağım ve seni engelleyeceğim."
"Yanımda olacaksın, engelleyeceksin. Yanımda olacak mısın?"
"Söz veriyorum."

Jennie, Lisa'nın vücudunu iyice kuruladıktan sonra yatağa yatırdı onu.
"Biraz uyumalısın."
"Yanımda yatar mısın?"
Sözünü ikiletmeden yanına kıvrılmıştı sevdiğinin. Gülümseyip saçlarını öptü.

Heal my heart, hurt my soulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin