Kerem

27 6 0
                                    

Can gittiğinden beri kendimi garip hissediyordum. Eve kendimi kilitemiştim ama ağlamıyordum, üzülmüyordum sadece umudumu kaybetmiştim. Dışarı da çıkmıyor, her şeyin boş olduğunu kendime hatırlatıyordum. Saatlerce dizi izleyip tıkınırken evde pişirecek makarna kalmadığını fark ettim. Makarnadan başka bir şey pişirmeyi bilmeyen beceriksiz biri olduğum gerçeği tekrar yüzüme çarptı, böldü, topladı, çıkardı.

Yazarın iğrenç ötesi mizah anlayışından dolayı üzgünüz. Allah kendisine en kısa zamanda akıl fikir versin.

Aynı zamanda üşengeç de olduğumdan  yandaki Necla Teyze den makarna istemeyi düşündüm. Ama sonra "bu kadar üşengeçlik yeter" diyerek makarna almaya çıktım. Şimdi böyle birden Sultan Süleyman'ın sefere gidişi gibi ayağı kalkınca insan kendini bir şey sanıyor. 

Ama aslında dışarıdan tweety pjamalı ayıcık terlikli saçı gözü dolaşmış garip bir yaratığa benziyorum.  

Yürüyeceğim on metre yol, ininden dışarı çıkmış bir yaratık için büyük bir adım. O güneş gözüme gözüme geldikçe kendimi gözlerini kısan vampirlerden sandım bir an. 

Hani murphy kanunları diye bir şey vardır. Mesela tabak düşürünce hep yiyecekli bölüm, ya da çikolatalı çöreğin hep çikolatalı bölümü geldiği gibi. 

Ben de ne zaman süslenip püslenip Adriana Lima'nın yeğeni gibi sokağa çıksam sokakta hep deli deli amcalar olur. Ama ne zaman evlat olsa sevilmez bir tiple çıksam tüm karizmatik çocuklar orada oluyor.

Bu da o günlerden biri sanırım, neyse.

Doğal yaşam alanından dışarı çıkan Elçin canlısı, sokaktan sola dönerken gördüğü insan avlarına ağzında salyalarıyla bakarak bakkal isimli yere geliyor.

Elçin canlısı yılın bu mevsiminde aşırı huzursuz tavırlarıyla ağzına layık bir yiyecek ararken karşı cinse güzel görünmek için diyet kola aldığı tespit edildi. Diyet kolanın yanından makarnasını eksik etmeyen canlı, parayı ödeyip yaşam alanına geri dönmek üzere ayrılıyor.

Bu arada Bakkal Mehmet Amcanın şaşırtıcı sinsi bakışları ise ayrı bir merak konusu.

Aman allahım! İşte beklenen oldu!

Elçin canlısı adı bilinmeyen karşı cinsten gözünü alamadığı için tarihte ilk olan bir hareket sergiledi.

Yavaş çekimde izlediğimizde Elçin canlısının ilk önce elini saçına kaldırdığı, ardından bir ayağını diğerine dolayarak yere kapaklandığını anlıyoruz. Düm düz yolda ayağını kendine dolayarak düşen başka bir tipe daha rastlamadık. Ama asıl dikkat çekici olan ise yüzüstü düşen Elçin canlısının taa milattan önce aldığı telefonunu nasıl da anne şefkatiyle koruduğu. Yüzü ezildiği halde telefonunu korumak için eli yukarıda olan Elçin canlısının davranışları gerçekten hayret verici.

Gerçekten de çocuğun ayaklarının dibine kapaklanmıştım. Ardından ilk düşündüğüm ise beni kaldıracağı ve "ay bir şey oldu mu ya canım, hadi evlenelim" diyeceğiydi.

Ancak tabii ki de öyle olmadı. Ağzını yaya yaya bana güldükten sonra

"Hahaha sen de kimsin?"

dedi. Ben de toparlanıp kalktıktan sonra sadece

"Komşu" dedim çünkü sinir olmuştum. İnsan bir kaldırır gerizekalı ayı.

"Valla ben de gülmekten kaldıramadım ahaha nasıl da düştün öyle"

Sanane benim nasıl düştüğümden! İstediğim gibi düşerim istersem parende atarak bile düşerim sana mı sorucam?

"Ayağım takıldı da."

"Sen burada mı oturuyosun?"

He gel adres veriyim. Bizim ev yol geçen hanı olarak bilinir.

"Evet."

"Ben Kerem"

Yapmacık sırıtışımı yüzüme yerleştirdim.

"Memnun oldum Kerem, benim gitmem gerek."

Arkamı dönüp gidiyordum ki tekrar seslendi.

"Adın yok mu senin?"

Ona dönüp,

"Bana Sakar Kız dersin"

diyerek göz kırptım.

Ve neden göz kırptığım hakkında hiç bir fikrim yoktu. Bazen böyle garip olabiliyordum. 

Sokakta yürürken kasabın camına yansıyan görüntüme baktım. Gerçekten içler acısıydı. Artık bir kuaföre gidip şu Kara Fatma halimden kurtulmalıydım. Hem bu dünyada Can'dan başka erkekler de vardı. 

Mesela Kerem gibi.

Kocası onu yeni doğmuş çocuğuyla terkeden anneannemi hatırladım. Bize her zaman derdi ki,

"Erkeklerin iki amacı vardır, ilki kızların kalbini kırmak ve ikincisi de kızların kalbini kırmak."

Belki haklıydı ama belki de değildi. 

Çünkü bir ükede bir şey çalınıyorsa bu tüm halkın hırsız olduğu anlamına gelmezdi. 

Ya da ben değerli kafamı böyle şeylerle çok yormamalıydım. 

Arkadaşlar kısa bir bölüm olduğunun farkındayım ama okuyan herkese çok teşekkür ederim. Lütfen yorum yapın çünkü benden çok, sizin ne düşündüğünüz benim için daha önemli. Hikayeye yeni başladığım için hatalarım olabilir üzgünüm. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 20, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

El-çinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin