Sessiz bir geceydi. Uykum bölünmüş, gözüm pencereden yüzüme vuran sokak lambasına takılmıştı.Her ne kadar gözümü alsada, umursamıyor gözlerim dolana kadar bakmaya devam ediyordum. İlk göz yaşımla beraber, kendimi daha fazla tutamıyor, göz yaşlarıma hakim olamıyordum. Kapanmış göz kapaklarımın ardında babamı görüyordum. Hiç olmadığı halde, hiç uğramadığı halde rüyalarıma bile. Ardında babaannemi, bana sarılışını görüyordum, üstümü örtüşünü beni sevişini. Aylar olmuştu onu kaybedeli, aylar olmuştu onun kokusunu içime çekmeyeli. Hıçkırıyordum, hıçkırıklar arasında uykuya dalıyordum.
Soğuk ama güneşli bir güne uyanmıştım, annemin sesiyle. Hiç bir zaman erken uyanmayı sevmemiş ve hiç bir zaman da uykumu alamamıştım. Okula gidecek olmamın zorunluluğu ile sıcacak yatağımdan çıkıp banyoya yönelmiştim. Gözleriminin ve dudaklarımın şişliği aynadan yüzüme vururken.Çeşmeden akan soğuk suyun yüzüme değmesi ile artık tamamen uyanmıştım.
Annemin hazırladığı o güzel kahvaltının tadını çıkarmak yerine, yaklaşan okul saatim ve annemin işe yetişme acelesi ile hızlıca atıştırıp, kendimi okula hazırlıyordum. Liseli olmanın en kötü yanı benim için okula olan uzaklığımızdı,daha erken kalkmak zorunda olmak ve her gün o kadar yolu çekmek zoruma gidiyor, giderken de zamanı geçirmek için tüm arkadaşlarıma mesajlar atıyordum. En yakın arkadaşım meleği arıyor ve okul yolunda buluşma noktamıza kadar konuşuyorduk. Sevdiğim bir bölümü okuyordum ancak kalbim de hep istediğim başka bir bölüm vardı. Ressam olmak istiyordum, sevdiğim her şeyi çizmek, duygularımı karalamak ve yaşamak.
En yakın arkadaşım Melekti her şeyimi biliyor, her şeyini biliyordum. Bana göre biraz daha atılgan biraz daha girişken bir karaktere sahipti. Bazen onu insanlarla konuşurken kurduğu samimiyeti görünce çok şaşırıyor ve özeniyordum. Bir gün çok sevineceğim bir haberle gelmişti. Bir resim kursunun afişlerini görmüş ve gitmemiz gerektiğini, değişiklik olacağını yeni insanlarla tanışma olasılığını anlatıyordu.
Çok mutlu olmuştum. Mutlu olma sebebim sevdiğim, hayalini kurduğum bir şey hakkında daha çok bilgi sahibi olacak ve daha çok şeyler öğrenecektim. Ancak Melek için sadece yeni insanlarla tanışmak ve kaynaşmak yeterliydi.
En kısa zamanda kayıtlarımızı yapmış, büyük heyecanla kurs gününü bekliyorduk. Monoton bir hayatım vardı, okuldan eve, evden okula, ara sırada arkadaşlarımla da cafelere gidebiliyordum. Bir erkek arkadaşım vardı ancak çok az görüşüyor bir şeyler paylaşamıyor, hatta bazı zamanlar aklına bile gelmiyordum.
Kurs günü gelmişti çok heyecanlıydım, en güzel kıyafetlerimizi giymiş kursa gitmiştik.
Çok kalabalık ve çok güzel bir yerdi. Melek hemen iletişime geçmiş herkesle sanki uzun zamandır arkadaşmış gibi olmuştu. Ben de yanında ona ayak uydurmaya çalışıyordum. İlk haftanın dersi bir birimizi tanıma üzerineydi. Herkes bir biriyle tanışıyor ve sorular soruyorlardı bana gelen her soruda heyecanlanıyor yüzümde gülücükler eksik olmuyordu.
O gülücüklerin arasında birinin beni dikkatlice izlediğini fark ettim. Kendini tanıtmıştı ancak ben o sıra Meleğin hareketlerine dalmış ve kaçırmıştım. Kim diye sormuştum Meleğe, Efe demişti. Yıllardır burada olduğunu, kurs sürecinde bize destek olacağını, eğitimlerde yardımcı olacağını belirtmişti.
Bir an dikkatimi çekmeye başladı ve onu izlemeye başladım. Herkesle çok iyi anlaşıyor, herkese yardımcı olmaya çalışıyor, ekibimizin fotoğraflarını çekiyor. Ara da bir bana bakıp tebessüm edip gözlerini kaçırıyordu.
İlk ders bitmişti, eve gitmeyi planlarken, Meleğin ekipten bazı arkadaşlarla Bar'a gidip bir şeyler içelim ve kaynaşalım teklifi ile planlar değişmişti. Ben de kabul etmiş ve gitmek için yola çıkmıştık, konuşa, konuşa, yürüye, yürüye gidiyor, giderken de daha çok kaynaşıyorduk. Ekipten üç beş kişi vardı ve Efe yoktu. Bar'a gelmiştik yaşımız Melek ile yaşımız daha 17 olduğu için biraz korkuyordum ancak Meleğin umurunda bile değildi ve eğleniyordu. Bir süre sonra kursdan, eğitmenlerden biri geldi ve bizi gördü. Kibarca uyarıp, biraz da kızıp bizleri evlerimize kadar bırakmıştı.
Bar çıkışı uzakta, yol kenarında Efe'yi görmüştüm. Yürüyordu ve aklım ona gidiyordu.