DahMin//Because I Love You

Başlangıç//Bar [1]🍃

         {Jimin'in ağzından}

Sabah kalktığımda başımda duran Tae'ye kısa bir bakış attım ve yavaşça kalktım. ardından saate göz attığım anda sabahın 09:00'u olduğunu fark ettim. Tae'ye dönüp dudaklarımı büzdüm.
JM:ben neden bu kadar erken uyandım ki?
Tae:başında müzik dinliyorum ya ondandır.
JM:ne dinliyorsun bakayım sen?

yavaşça Tae'nin yanına gittim ve kulağındaki tek bir kulaklığı alıp kendi kulağıma taktım. Twice'ın 'One In A Million' şarkısını dinlediğini fark ettim. Dahyun'a bayılıyordum. bazen sesi o kadar tiz çıkıyor ki. hoşuma gitmiyor değil. ah! şimdi hatırladım! bugün bara gideceğiz! Tae'ye heyecan ile dönüp konuşmaya başladım.
JM:Tae! bugün bara gideceğiz! kalk hazırlan 3 saate çıkıyoruz!
Tae:bu saatte hazırlanıp 3 saate çıkmak? Jimin iyi misin?
JM: ben sanırım, Dahyun ile kafayı bozdum yah...

Tae'nin kıkırdama sesini duyunca ona baktım. onu görmeyi gerçekten çok istiyordum ve bu hayalimi gerçekleştirmek için elimden gelen her şeyi yapacaktım. en sonunda aklım başıma geldi ve kısa bir duş almak için banyoya yöneldim. saçlarımı karıştırarak yürürken içeri girdiğimde kapı kolu aniden elimde kaldı. hızlıca yerine takmaya çalıştım fakat olmadı. bağırıyordum fakat işe yaramıyordu. bu sırada zil çaldı. aniden gelen sesleri kapıdan dinlemeye başladım.
DH:şey, banyonuzdan ses geliyor sanırım?
Jin:oh, nasıl? gelin siz içeri.

         {Dahyun'un ağzından}

güzellik uykumdan daha uyanmamışken başımda gezinen Sana unnim ile gözlerimi açtım. hızlıca yerimden kalktım ve saate baktım.
DH:tanrı aşkına! kim bu saatte uyanır ki!?
Sana:Tofu, iyi misin?
DH:iyiyim~
Sana:huh, pekâlâ.

gözlerimi hafiften devirip tuvalete gittim. ellimi ve yüzümü yıkayarak açıldım ve bakım kremlerimi yüzüme sürerek çıktım. daha doğrusu tam çıkacakken yan komşumuzun tuvaletinden gelen ses ile ürktüm ve kapı açık bir şekilde kolunu kırdım. neden hep böyle şeyler benim başıma gelir? hiç bilmiyorum. daha sonra odaya gittim ve üzerimi kıyafet odasında değiştirdim. akşam Sana unni ile bara gideceğimiz için güzel şeyler giymeye özen gösterdim. ardından yan komşumuza uğramak için kapıdan çıktım ve kapıyı çaldım. kapıyı 20-25 yaşları arasında bir beyefendi açtı.
DH:şey, banyonuzdan ses geliyor sanırım?
Jin:oh, nasıl? gelin siz içeri.

yavaşça içeri girdim ve eve bir bakındım. hoştu, dekorasyonu muhteşemdi. yukarıdan bağırarak 'One In A Million' söyleyen birinin sesi geldiğinde merakıma yenilip yukarıya çıktım. ardından kapıyı yavaşça itip aradan söyleyen kişiye baktım. kapının sesini duyan kişi kapıya baktı. aman tanrım! Tae bu!
Tae:Dahyun?

kapıyı yavaşça açıp içeri girdim. gülümsedim ve Tae'nin yanına doğru yürüdüm.
Tae:oh! seni özlemişim!

Tae ayağa kalktı ve bana sarıldı. sarılmasına karşılık verdiğim anda beni karşısına oturturup sorular sormaya başladı.
 
         {Jin'in ağzından}

gelen kişi Dahyun'du. tanrım! saçları morun tonlarıydı. o kadar hoş duruyordu ki. o sırada ben koşarak yukarıya çıktım. tuvaletteki kişinin Jimin olduğunu anlayınca kapıyı dışarıdan açtım ve yerde gözyaşlarına boğulmuş Jimin'e baktım.
Jin:hey, hey.. sakin ol, geçti.

ardından Dahyun koşarak yanımıza geldi ve yerde duran Jimin'e baktı. yanına yavaş bir şekilde çömelip bana beklemem için işaret verdi. o sırada Jimin'i kolları arasına alıp saçını okşamaya başladı...

         {Jimin'in ağzından}

Jin hyung beni çıkardığında yarım saattir ağladığımı fark ettim. arkadan gelen nefes sesleri ile Tae olduğunu zannedip ağlamaya devam ettim. o sırada beni kolları arasına alan iki minik ve yumuşak elin sahibine bakmak için gözlerimi açtığımda, Dahyun'u gördüm. kalbimin depar atışını hissedebiliyordum cidden.. sevdiğim kişi benim yanımdaydı ve minik elleri ile saçlarımı okşuyordu. hayallerim erken mi gerçek olmuştu?

ilk bölüm ile merhaba! umarım hoşunuza gitmiştir. hiç düşünmeden yazdığım bir kurgu olduğu için arada yanlışlıklar olabilir. İlk kitabım ve ilk okuyucularım olmalarını istediğim bir çok insan var. umarım güzel bir gün geçirirsiniz. mutlu günler!💙