Gözlerimi açtığımda göğsümde uyuyan küçük Jimin'e baktım. Mışıl mışıl bir kedi gibi uyuyordu. Yavaşça kafasını tutarak yastığa koydum. Daha sonra da diğerlerini kontrol etmek için diğer odalara ilerledim.
İlk girdiğim oda Jungkook'un odasıydı. Yanına yaklaştığımda düzenli nefesleri beni rahatlatmaya yetti. Dişleri hafifçe açılmıştı. Ayaklarını battaniyesinden dışarıya çıkarmıştı. Yavaş yavaş kış ayı da geldiği için üşümesinden endişelendim.
Onun üstünü tamamıyla örtmüştüm. Jungkook biraz dağınık uyurdu. Jimin'i daha beraber uyuduğumuz ilk gecede üstünü hiç açmadığını anladım. Jimin göğsümde uyuyakalmıştı. Sabahleyin de göğsümde yatıyordu. Galiba bu yatışı biraz bana da çekmiş olabilirdi. Çünkü bende dağınık yatmaz yattığım pozisyonda uyanırdım.
Jungkook'un düşmüş olan İron Man oyuncağını alıp rafa yerleştirdim. Rafta duran diğer oyuncaklarına baktım. Fazlasıyla İron Man'ı seviyordu. Hemde fazlasıyla.
Odasının kapısını kapatıp yavaş yavaş kendi yatak odama gittim. Namjoon da üstünü açmıştı. Gidip onun da üstünü örttüm. Daha sonra giyinme odasına girip kıyafetlerimi giydim.
Odadan çıkıp güzel bir aile sofrası hazırlamak için mutfağa ilerledim. Mutfağımı çok seviyordum. Restoranttaki mutfağımı da beğeniyordum. Ama kendi mutfağım muhteşemdi.
İlk önce hızlıca kahvaltı için çeşit çeşit peynir, zeytin ve bal, reçel gibi malzemeleri masaya yerleştirdim.
Jungkook dil peyniri ve beyaz peyniri severdi. Namjoon ise otlu peynire ve tuzsuz peynirlere bayılırdı. Onların ne sevdiğini hep bilirdim. Ama Jimin için birkaç çeşit daha peynir koydum. Jimin'in en sevdiği şeyleri bilmem gerekiyordu.
Omlet yapıp masaya koyduğumda herkesin odasına gidip bir bir uyandırmaya gittim.
İlk Namjoon'un odasına gittim. Alnına bir öpücük kondurduğumda hafifçe kıpırdanmaya başladı. Birkaç kere daha onu öptüğümde gözlerini yavaşça açtı.
"Hmmm... Günaydın."
Uyku sersemiyle bunu söylediğinde hafifçe kıkırdadım. Diğer yastığı elime aldığımda hafifçe Namjoonie'nin suratına vurdum.
"Kalk. Kalk hadi. Uykucu kocam benim kalk."
Yastığı tutup banyoya girdi. Gülümseyerek odadan çıkıp bir diğer aile üyesinin yanına vardım.
"Jungkook-ah."
"Hmm."
Saçlarına götürdüm elimi.
"Hadi kalk oğlum. Sabah oldu."
"Biraz daha uyusam."
"Olmaz. Hadi kalk."
Somurta somurta yataktan kalktı. Bende onu odada yalnız bıraktım. Daha sonra kendi oğlumun yanına gittim. Ne kadar emin olamasam da ben Jimin'in babası olabilirim. Yıllar önce Jungkook'u kabul ettiğim gibi Jimin'i de kabul edebilirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Son
FanfictionKapak tasarımcısı : @Badgirldown__ Bir anda karşıma çıkan oğlumu ve diğer ailemi korumalıydım. Belkide bunu başardım. Ama belkide hiç başaramamış olabilirim. Yeni gelen aile üyemiz evdeki herkesle çok iyi anlaştı. Bir aile olduk tekrar ama gözden ka...