4 - Dinlemişler.

82 11 0
                                    

Restoranın önüne geldiğimizde ikiliye döndüm ve "Geldik. Hadi kemerlerinizi çıkarın." dedim.

Bende hızlıca kemerimi çıkararak arabadan çıktım. Daha sonra da çocukları beklemeye başladım. İkisi de kısa sürede arabadan çıktıklarında ellerimi tutmaları için onlara uzattım.

Karşı yola geçmemiz gerekiyordu. Arabayı yer kalmadığını bildiğimden ötürü karşı yola  parketmiştim.

İkisi de hemen ellerimi tuttular. Daha sonra da trafik ışıklarına baktım. Bir süre sonra 'Karşıya geçebilirsiniz.' sesini duyunca karşıya geçirdim kendimizi.

İçeriye girdiğimizde Jungkook ellerimi bıraktı. Direk Jimin'in ellerinden tutup ezbere bildiği pastane bölümüne ilerledi.

Karşı taraftan gelen yardımcım sorar gözlerle bana bakmaya başladı.' Bu çocuk kim?' manası taşıyordu bakışları.

Çünkü ben restorana bu zamana kadar sadece Jungkook'un en yakın arkadaşı olan Taehyung'u  getirmiştim. Sorması normaldi yani.

"Hoşgeldiniz Jin Bey. B-bu çocuk kim?"

Pasta seçen ikiliye göz ucuyla baktım. Daha sonra Jungkook'tan biraz kısa olan oğlum Jimin'i süzdüm. O fazlasıyla masumdu.

"Oğlum..."

"Yetimhaneden çocuk mu aldınız?"

"Hayır. Geçmişte olan birşey."

"Yani eskilerden."

"Evet öyle. Daha detaylı öğrenmek istiyorsan mutfağa geçelim. Çünkü çok işimiz var."

Eline benim önlüğümü aldı. Daha sonra da bana uzattı.

Önlüğüme dikkatlice baktım. Jungkook her yıl restoranın açılışını kutlarken bana yeni bir önlük yapıyordu. Daha doğrusu artık iki oğlum da bana önlük yapacaktı. Yani Jimin isterse.

Anılar gözüme bir bir doluştu. Daha sonra düşüncelerimden sıyrılarak önlüğümü taktım. Yardımcım ise beni beklemeden mutfağa girmişti.

Bende kapıyı açtım ve özlediğim mutfağa kendimi attım. Hemen birkaç sebze çıkardım ve dilimlemeye başladım.

Stresli olduğum zamanlarda bu mutfaktan hiç çıkmadığım zamanlar olmuştu. Stresli olduğum zaman gereğinden fazla yemek yapardım. Şu son aralar da stresten uzak olamadığım için yemek pişirmeye yoğunlaşacaktım.

"Bir gün önce kapıdan çıktığımda bu çocuğu gördüm. Ağlıyordu. Dizlerini kendine çekmiş ağlıyordu."

Doğradığım biberleri tabağa yerleştirip soğanları aldım. Soğanları hızlıca soyduktan sonra doğramaya başladım.

Yardımcım ise bir kulağı bende diğer taraftan da iş yapıyordu.

"Konuştum. Adının Jimin olduğunu öğrendim. Minicik gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Kıyamadım."

Soğandan dolayı hafif acıyan gözlerimi yumdum ve bir daha açıp işime devam ettim.

"Elinde bir kağıt tutuyordu. Bende ona adımı söylediğimde şaşırdı. Daha sonra o kağıdı bana uzattı. Kağıdı açıp okuduğumda şaşırdım. Benim bir oğlum... Düşüncesi garip gelmiyor değildi."

My SonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin