gözlerin kapalı

1K 81 75
                                    

İtaat etmek.

Hayatım boyunca en iyi yaptığım şey denilebilir. Boyun eğmek ve olacakların isteğim dışında gelişmesi yaşamımın özetiydi.

Küçük ve çelimsiz bir bedenim olduğunu söylerlerdi, korunmaya muhtaçmışım gibi konuşurlardı ve durmadan bir şeyler isterlerdi benden. Louis Tomlinson nazik ol, Louis Tomlinson sesini yükseltme, Louis Tomlinson babasının liderliğine sahip olmak için yeterli değil, Louis Tomlinson evlen ve sürünün devamlılığını sağla.

Kimse Louis Tomlinson'un fikrini sormazdı. Çelimsiz olduğumu söylediklerinde, içinde taşıdığım güçlü kalbimden bahsetmezlerdi. Babamın çatılı kaşlarının sağladığı güç gösterisini takdir ederlerdi ama kimse farkında değildi ki güç hiçbir zaman güveni taşımıyordu. Oysa ki ihtiyacınuz olan tek şey, birine güvenmekti.

Ben de babama güvendim. Ya da onun gücüne. Çünkü ihtiyacım vardı. Aynanın karşısında, beyaz gömleğimin fırfırlarını düzeltirken güvenimden pişman olmamaya çalışqtım.

Ama pişman olamayacak kadar aptaldım.

Dışarıdan gelen bağırış ve çağırışlara aldırmıyordum. Ne de olsa bugün sürü lideri Mark Tomlinson'nun oğlu evleniyordu. Sürünün tek safkanı evleniyordu. Bu onlar için mükemmel olmalıydı.

Ortadan ikiye ayrılmış saçlarım tarıyordum, kapının önündeki muhafızın adımı haykırdığını hatırlıyorum. Sonra acı dolu inlemeleri.

Gerisi takip edemeyeceğim kadar hızlı gelişmişti. Tonlarca alfanın arasında kokumu gizleyip annemi veya Zayn'i bulmaya çalışmıştım. Annemin yardım çığlıklarını duyduğumda yanına gitmemi engelleyen Zayn'di. Çünkü ikimizde biliyorduk, o, ölmüştü.

Zayn'in sözlerini aklımdan hiçbir zaman çıkaramayacağım sanırım.

"Louis Tomlinson, bugün sana daima yanında olacağıma dair bir çok şey için söz vereceğim gündü ama ben aynı gün içinde sözümden dönecek kadar aciz biriyim. Senden tek istediğim kaçman, kurtulmanı istiyorum Bu yüzden git Louis. Seni seviyorum, bir abi olarak seni korumak için yanında bulunamayacağım ve bu yüzden sana bunu söylemeye hakkım yok ama seni seviyorum "

Bu sözleri unutamazdım çünkü, ilk defa ağlamıştım. İlk defa, hiçbir şeye sahip olmadığımı fark edip, bundan korkarak ağlamıştım. Ben ne güce sahiptim ne de güvene.

Tomlinson sürüsünün değerli safkanı Louis Tomlinson, bir zavallıydı.

Öyle büyük bir zavallıydım ki, kaçtığımda asıl mezarıma geldiğimi fark edemeyecek kadar yıkıktım. Bir an sınırları unutup, ateşi tünelin ucu gibi zannettiğimde koşmuştum nefesim tükenene kadar. Oysa ki geldiğim yer tünelin karanlık sonuydu.

Gözlerimi açtığım ilk an da sorulan soruyla gerçeklerin farkına varmıştım.

"Nerede olduğunu biliyor musun?"

İnce, boğuk sesi duyduğumda susmam gerekirdi. Her zaman yaptığım gibi başımı eğip itaat etmeliydim ama bir şey engel oldu. Kurdumun öfkeyle hırlamaya başladığını hissettim ve bu bana cesaret vermişti, zaten biraz da cesarete ihtiyacım vardı yoksa sanki hiç omega yokmuş gibi sadece alfa kokan bu evde beni çiğ çiğ yiyebilirlerdi.

Karşımdaki çocuğun çatılı kaşlarına baktığımda, babamı hatırlamıştım. Üstümde güç kurmak istiyordu. Herkes gibi.

"Bilmiyorum." Elimden geldiğince düz bir sesle konuştum. Bakışlarımı ondan çekip tavana baktım uzunca, olanları tekrar tekrar düşündükçe kafayı yiyecek gibi oluyordum. Annemin çığlıkları kulaklarıma kir gibi yapışmıştı, gözlerimin önünden gitmeyen Zayn ise sınır noktamdı sanırım. Çünkü göz yaşları, göz yaşlarım olmuş gibi ağlıyordum onu hatırladıkça. Lütfen kurtulmuş ol Zayn, yalvarırım yaşıyor ol.

Gözyaşlarımda öpücüklerin saklı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin