çizginde durdun

817 53 58
                                    






Işıkları kapatmıştık.

Ay ışığı doğrudan saçlarına vuruyordu ve yüzünde hafif bir gölgenin oluşmasını sağlıyordu. Ama yeşil gözleri yıldızlardan ve aydan daha parlaktı. Çoğu zaman, gözlerine her bakakaldığımda, yeşililiğin arasında asaletle öne çıkan siyah gözbebeklerine oturup ayaklarımı sallandıra sallandıra şarkı söylüyor gibi hissederdim. Bütün güzel şeyleri, onun gözlerine çıktığım yolculukta keşfetmiştim.

Mesela elleri çok büyüktü, her ellerini belimin
iki yanına yerleştirdiğinde parmakları birbirine değecek kadar uzun ve iriydiler. Benim ellerim ise küçücüktü, özellikle onun avuçları arasındayken daha da küçülürlerdi sanki.

Benim minik ellerim, kalbimin yansımasıydı aslında.

Belki ellerim sığdıramazdı kendine onun iri ellerini ama, kalbim onun kocaman bedeni de dahil her şeyini kabullenmişti.

Bu gece, gözleri yıldızlardan daha güzel adamı, yeşil gözlerini çevreleyen uzun siyah kirpiklerinden öpmek isterdim, saçlarına parmaklarımı daldırıp her bir tutamını okşar, kızarmış dudaklarında gezinirdim bu gece ve bu gece Harry Styles'ın güzelliğini hissederdim doya doya.

Güzelliği titretirdi beni, tıpkı şu an kulağıma eğilmiş, bir şeyler söylemesini beklerken sıcak
nefesinin gömleğimin içine kayıp beni delirtmesi gibi. Soğuk dudaklarını kulağımın altına varla yok arası yerleştirdi, biraz aşağı inse şah damarımı bulur bir de oradan öperdi beni, isterim yani.

"Nasıl hissediyorsun?" diye fısıldadı.

Nasıl mı hissediyorum? Dudakların beni öldürmek ister gibi nefesini tenime değdirirken, parmaklarını kalçamın biraz üstünde hissetmek nasıldı? Yuvamız olduğunu söylediğin, çiçeklerin arasında evrenin mucizesiymiş gibi duran evin çatı katında Chopin eşliğinde seninle dans etmek nasıldı? Çıplak tenine değse parmaklarım bağımlılık yapardı tenin, bu yüzden gömleğin avuçlarım arasında buruş buruştu, nasıl bir his bu? Ciğerlerimin aşina olduğu kokun, her seferinde daha huzur vericiydi, nasıl bir histi bu? Hem parçalayıp hem de şefkatle okşayan bu his nasıldı?

Anlatamam ki Harry. Kolların arasında güzelliği bulduğum an, unuttuğum kelimelerle sana ne anlatabilirim? Güzelliğinden mi başlayayım yoksa sevgimden mi?

"Değişik." Duygularımı özetleyen kelime buydu. Senin kıkırdamanı sağladı, benimse sarsılan omuzlarına hayranlıkla bakıp güzelliğine bir kez daha âşık olmamı. Zaman bile önemli değildi, kısa bir süre de yağmurunun altında sırılsıklam olmuştum ve yolumu kaybetmiştim. Eğer
durmazsan da sonsuza kadar sende kaybolacaktım.

İlk tanıştığımızda yaptığın gibi, çenemi yukarı kaldırmadan önce baş parmağınla yavaşça okşadın, içim titremişti. Sonra gözlerimiz buluşmuştu, ama parmakların hâlâ tenimdeydi. Ağlamak istedim, gülmek istedim, yaşadığım her şeyi anlatmak istedim, seni kaybetme korkumu anlatmak istedim, bütün gece ailemi ve sürümü elimden alanların senide alabileceği düşüncesiyle kafayı yiyip uyuyamadığımı anlatmak istedim. Ama sen dudaklarıma eğildin, bütün isteklerim kanatlanıp uçtular benden.

Yumuşak dudakların gülümsememe izin vermedi ama gözyaşlarımın bıraktığı izleri de tek tek öptü, yaşadıklarımı anlamış gibi şefkatle, korkularımı biliyormuş gibi sımsıkı öptün beni. Kollarını etrafıma doladın, benim için daha güvenilir bir alan olamazdı.

Nasıl mı hissediyorum Harry? Aşık gibiyim sana, çok fazla âşık.

"Sınırlarımı zorluyorsun güzel safkan." Nefes nefese ayrıldım senden. Fazla uzaklaşamamıştım ama, dudaklarımız hâlâ sürtünüyordu birbirine.

Gözyaşlarımda öpücüklerin saklı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin