"Kara ellerini çekti çocuğun üzerinden. Artık vurmanın bir anlamı olmadığını düşünüyordu çünkü hareket etmeyen bir şeye vurmak öfkesini dindirmiyordu. Dışarı çıkıp kapıyı arkadan kilitledi. Oda günün ortasında kapkaranlık bir mahzene dönüştü. Çocuk gözlerini açtı ama hâlâ kapalı tuttuğunu sandı. Öldüğünü düşündü. Ölümün bu karanlık olduğunu düşündü. Çocuk aklı denip geçilemezdi bu düşüncesine çünkü ona kimse ölümden bahsetmemişti. Bu kadarını tahmin etmesi en bilgiç insanın bile işi değildi. O sırada küçük çıtırtılar duydu. Evin toprak damından düşen parçalar açık gözlerine doluştu. Ellerini oynatabilse gözlerini acıtan toprağı temizleyecekti ama yapamadı. Duyduğu acıyla beraber yukarı baktı. Bir kuş gagasının deldiği tavandan giren ince ışık huzmesini gördü. Ve ölümün kuşla gelen bir aydınlık olduğunu düşündü."
"Bunu sevmedim ama seni seviyorum."
Tahta sandalyeye yasladığım sırtım gerildi. Ayaklarımı geri çekip parmak uçlarıma bastım.
"Buna ihtiyacım yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mozart'ın tablosu
Short Story"Bu Mozart'ın tablosu." "Mozart müzisyendi." "Eh, bir resim yapsa buna benzerdi." dedi etrafına çöplerin yığıldığı fıçıya bakarken.