•3•

89 9 1
                                    

Askerler şaşkın bir halde krallarının emrini yerine getirirken Monet bileklerini ovdu. Nasıl tepki vereceğine dair bir fikri yoktu. Odada sadece Monet ve Doflamingo kalınca odaya sessizlik hakim oldu.

Hayatı boyunca gördüğü o kadar işkenceden sonra nefeslerini gizlemeyi öğrenmişti, yeşil saçlı güzel kız. Yorgunluğunu anlatan tek şey güzel gözleriydi. "Neden beni öldürmedin?" diye fısıldadı, "Zaten bir sürü adamın var. Başka hizmetkâra ihtiyacın olduğunu sanmıyorum."

"Ama hepsinin senin kadar güzel gözleri olduğunu sanmıyorum." Arsızca sırıttı ve devamını getirdi. "Bana benim küçüklüğümü andırıyorsun."

"Küçüklüğünü mü?" dedi Monet başını usulca kaldırıp, "Fantezin falan mı var?" Denizcilerden bunları çok çekmişti, "Doğru, Savaş Lorduydun sen."

"Bu cesurca tavırlarını görmezden geleceğim, bana sadık olacağına yemin edebilir misin, yoksa seni öldürmemi mi tercih edersin?"

Derin bir nefes verdi, kralın önünde dururken, "Ne demem gerekiyor?"

"Bu senin seçebileceğin bir konu, hayatına benim karar vermemi mi istersin?" Gülüşünü derinleştirdi, Doflamingo.

Gözleri donuklaştı o anda, "Hiçbir zaman hayatımı nasıl yaşayacağıma karar vermek gibi bir seçeneğim olmadı." dedi buz gibi bir sesle. Ardından ona baktı, "Yemin edeceksem, ederim." Ayağa kalktı ve zaten karşısında duran Doflamingo'ya biraz daha yaklaştı, "Sana sadık olacağım," Gözleri parlamıştı, "Yemin ederim."

"Bunu duymak güzel." Sağ elini sarı ve yumuşak görünen saçlarına daldırırken söyledi bunu Doflamingo.

"Benim..." diye fısıldadı yere bakarken güzel kız, "Ne yapmam gerek?" Sesindeki donukluk sanki yerini hüzne ve kaybolmuşluğa bırakmıştı, "Sana nasıl sadık kalabilirim? Bunu bana kimse öğretmedi." Sırtındaki simge acı dolu geçmişi anımsattı kıza, köleleştirilmiş biri hayat hakkında neyi öğrenebilirdi ki?

"Bunu nasıl açıklamam gerektiğini bilmiyorum..." soğuk ve acı dolu bir sesle söylemişti bunu. "Demek istediğim, hayatının sonuna kadar bana itaat edecek ve seni korumama izin vereceksin." Şartını koydu ve Monet'ten gelecek olan cevabı bekledi.

"Eğer sana ihanet etmeyeceğimi söyleseydim, bana acısız bir hayatın sözünü verebilir miydin?" dedi Monet, yorgunluktan kapanmaya yüz tutan gözlerine inat.

"Buna kesin bir şey söyleyemesem de, verebilirdim." Gözlüklerini daha da geriye ittirirken gülümsedi.

Buna karşılık başıyla onayladı yeşil saçlarının önüne düşmesine izin verirken, "Sana itaat edeceğim, fakat korkumdan değil." Birkaç adım geri çekildi, hafiften tökezlemişti. Uzun zamandır uyumuyordu bu yüzden iyice düşmüştü güçten.

"Şimdi anlıyorum, bu adaya gelmenin kaderin bir parçası olduğunu." Kalacağı odayı işaret ederek gitmesine izin verdi, savaş lordu olan kral.

First Meeting Story [DoNet]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin