2. bölüm

107 13 8
                                    

Saate baktığımda dokuz olmuş. Zaman su gibi akıp geçmişti. En son saate baktığımda otobüse yirmi dakika vardı şimdi ise üç otobüs birden kaçırmıştım. Yürümekten başka çarem kalmamıştı. Yurt şehrin dışında yaklaşık iki saatlik yürüme mesafesindeydi. Yolda giderken sürekli Sait'i düşünüyor içimden "şimdi yapıyordur" diyordum. Saat gecenin onbiri insanlar istirahate çekilmiş, sokaklar boşalmıştı. Bu konuyu düşünürken farkında olmamış yurda doğru yaklaşmıştım. Ayakkabımın bagcıgının çözüldügünü farkedip durdum. Bağlamaya çalışırken yaklaşık elli metre geride iki kişinin beni seyrettiğini farkettim. Kimdi bunlar? Benden başka geç kalanlarda mı vardı? Yurdun yolunu bildiğim için tedirgin olmuştum çünkü bu saatte kimse olmazdı.
Elimi montumun cebine sokup adımlarımı hızlandırdım. Sağ tarafıma baktığımda yurdun ışıklarını görebiliyordum. Yurtta aramızda büyük çınar ağaçlarının arasında kalan üzüm bağları vardı. Yürüdüğüm yol bu bağların etrafından dolaştığı için mesafeyi uzatıyordu ama üzüm bağlarıda karanlık ve ürkütücüydü. Çaktırmadan arkama doğru baktığımda onlarında hızlı adımlarla yürüdüğünü görmüştüm. Amaclarının ne olduğunu öğrenmeliydim. Derin bir nefesle cesaretimi toplayıp koşmaya başladım. Arkama baktığımda onlarında koştuğunu görmüş ve beni takip ettiklerini anlamıştım. Yolu aydınlatan sokak lambaları sayesinde beni kolayca takip ediyorlardı. Bu yolda ilerleyemezdim ama direk ormana giremezdim. İleride sağa doğru dönen bir viraj vardı belki orda gözden kaybola bilirdim. Virajdan sağa döndüğümde sağda toprak yol olduğunu gördüm. Arkama baktığımda kimse yoktu, toprak yola girip yavaşladım çünkü zifiri karanlığın içinde kaybolmuştum. İstemsizce ellerimi ileri uzatıyor , gözlerimin karanlığa alışmasını bekliyordum. Işık yapamazdım ormana girmiş olabilirlerdi. çaresizce ilerliyordum. Ne yapacağımı düşünürken kendimi aşağıya doğru yuvarlanırken bulmuştum canım yanıyordu.
Etrafıma baktığımda üzüm bağları vardı. Toprak yumuşaktı belliki yeni işlemişti. Ayağa kalkıp yurdun yönünü bulmaya çalışıyordum. Duyduğum koşma sesleriyle çömeldim. Yaklaşmışlardı. ağaçlardan dökülen kuru dalların üzerinden geçerken duyulan "çıt" sesleri yaklaşan tehlikenin habercisi gibiydi.

"Al işte yol bitti. Hani nerde "

"Bilmiyorum"

"Salak adam hani görmüştün onu"

"Az önce gördüm buradaydı"

" Bak gerzek ne zaman sana inansam kendimi çıkmazda buluyorum onu geçtik erzal'a ne diyeceğiz"

"Aşağıya inmiş olamaz mı"

Yüreğim kütküt atıyordu aşağıya inerlerse yakalama bilirdim. Yukarı baktığımda ikisininde siluiletini görebiliyordum.

" Şansını zorlama istersen. Zaten buraya kadar boşa geldik, yürü ! Gidelim."

Biri gözden kaybolmuştu ama diğeri sürekli benim bulunduğum alana doğru bakıyordu. Tedirgin olmuştum. Duyduğum tokat sesiyle irkildim. Tekrar yukarı baktığımda
ensesinden tutarak.

" Yürüsene ! gerizekalı "

İçimden derin bir oh çekmiştim kalbim yerinden çıkacak gibiydi hemen polisi aramalıydım.
Telefonu cebimden çıkardığımda ekran param parça olmuş çalışmıyordu.
" Hay aksi " Cesur olmalıydım zaten başka çaremde kalmıştı...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 19, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MasivaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin