O stüdyoya girdiğimde tam üzerimde 6 kişinin gözünü hissediyordum. Aslında bu bir düet olacaktı. Ancak yıllar önceki nefretimiz birbirimizden eksik olmadığı için beraber söylemeyi kabul etmemiştik.
Oysa o istese ben kabul ederdim. Namjoon'a karşı beslediğim nefreti sonuna kadar silebilirdim. Ama olmadı işte.
Kulaklıkları kulağıma geçirip şarkı için hazırlanmaya başladım. Müzik danışmanı ve yıllarımı bir çırpıda yok eden adam o camın arkasındaydı. Yanında da beş kişi daha.
Şarkıyı söylemeye başladığımda sözlerin içinde kayboluyordum sanki.
어느 날 달에게
(Bir gün Ay'a)길고긴 편지를 썼어
(Uzun uzun mektup yazdım)너보다 환하진 않지만
(Senin kadar aydınlık olmayacaktı)작은 촛불을 켰어
(Küçük bir mum yaktım)Anlam yükleyemediğim sözler vardı karşımda. Söylemeye içimi bu müziğe dökmeye devam ettim.
어스름한 공원에
(Loş bir parkta)노래하는 이름모를 새
(Şarkı söyleyen isimsiz bir kuş)Where are you
(Neredesin?)Oh you
(Ah sen)왜 울고 있는지
(Neden ağlıyorsun?)여긴 나와 너 뿐인데
(Burada tek başımızayız,seninle ben)Me and you
(Ben ve sen)Oh you
(Ah sen)Yoongi ve Jimin bu sözleri yazarken hangi kafada yaşıyorlardı? Şarkıya kendimi o kadar kaptırdım ki son anda fikrini değiştirip benimle düet yapmak için içeriye giren Namjoon'u bile farketmedim.
깊은 밤을 따라서
(Derin gecenin ardından)너의 노랫소리가
(Senin şarkı söyleyen sesin)한 걸음씩 두 걸음씩
(Kırmızı gündüzü getirdi)붉은 아침을 데려와
(Bir adım...Ve başka bir adım)새벽은 지나가고
(Şafak geçip giderken)저 달이 잠에 들면
(Ay uykuya daldığında)함께했던 푸른빛이사라져
(Bana eşlik eden mavi gölgeler de kayboldu)Sonra tam devam edecektim ki Namjoon'un reddettiği rapi yapmaya başladığını gördüm. Anlamamıştım neden bir anda fikir değiştirdiğini?
오늘도 난 적당히 살아가
(Bugün de ılımlı şekilde yaşıyorum)발맞춰 적당히 닳아가
(Yıpranmış şekilde adım adım yürüyorum)태양은 숨이 막히고
(Boğuyor beni güneş)세상은 날 발가벗겨놔
(Ve çırılçıplak soyuyor beni dünya)난 어쩔 수 없이 별 수 없이
(Elimden bir şey gelmez başka yolu yok)달빛 아래 흩어진 나를 줍고 있어
(Ay ışığı altında parçalanmış olan beni topluyorum)I call you moonchild
(''Ay çocuğu'' diyorum sana)우린 달의 아이
(Nerede ayın çocukları?)새벽의 찬 숨을 쉬네
(Soğuk gecenin havasını soludum)Yes we're livin and dyin
(Evet,hem yaşıyoruz hem ölüyoruz)At the same time
(Aynı anda açabilirsin)But 지금은 눈 떠도 돼
(Ama gözlerini şimdilik)그 어느 영화처럼 그 대사처럼
(Tıpkı o filmdeki gibi, O sahnedeki gibi)달빛 속에선 온 세상이 푸르니까
(Ay ışığı altında tüm Dünya masmavi)Hafif bir sırıtışla bitirdiği rapinden sonraki nakaratı söylemeye başladım tekrardan.
Şarkıyı içimden geldiği gibi söylemeyi seviyordum ki ben koskoca bir şirket sahibi bir adamdım. Bu tarz işlere Namjoon'un sevgilisi olan Jin hyung soktu beni.
İstemiyordum onu görmek. İstemiyordum canımı yakışlarını. İstemiyordum yüzünü görmeyi.
Ama işte. Hiçbir şey olmamış gibi davranan da bizlerdik. Sanki hiçbir şey yaşanmamış. Ancak hala üstümüzdeydi bu acı. Birbirimize karşı soğuktuk.
Neyse kendi kişiliğimi bırakalım biraz.
Stüdyodan çıktığım gibi yanıma üşüşen Jin hyung ve HoSeok hyunga garip bir şekilde baktım.
"Çok güzel söyledin." dedi HoSeok hyung.
"Jimin sürekli sana bakıyordu. Sana bakmaktan düzenlemeyi unuttu. Bu yüzden biz gittikten sonra yapacakmış."
"Banane. J-jimin ile beni ne karıştırıyorsunuz? Biz bittik. Tam dört sene önce biz bittik."
"Neden öyle diyorsun ya? Belki bir barışma umudu vardır. Hemen karamsarlığa kapılma."
"Yıllar önce olanları biliyorken bu kadar kolay mı düşünüyorsunuz? O şerefsizle asla bir araya gelmemeye çalışıyordum. Ama sağolsun Jin hyung beni ona yaklaştırmak için onunla çalışmamı istedi. Koskoca şirket sahibiyim uğraştıklarıma bak. Ya benim evde mimari proje çizmem gerekiyor. Neden buradayım bir şey söylesenize? "
"Tamam bir ihtimal verdim ama olmadı. Bende düşünmemiştim. Olur demiştim. Ama bir yıldır olmayan şey şimdi olur diye de düşünmüyorum değil."
Sessizce odada bulunan takımımın ceketini aldım ve giydim. Daha sonra da diğerleriyle bir konuşma sürdürmeden çıkacaktım ki Yoongi Hyung tuttu kolumdan.
"Sesin çok güzel oldu bu şarkıda. Seninle çalışmayı bu yüzden seviyorum işte."
"Yıllar önce yaptıklarına karşılık sana olmaması gereken bir iyilik yaptığın için senden nefret ediyorum. Beni bu hallerden birine sokan da sensin."
"Öyle düşünme. Geçmişte yaptığım herşey için özür dilerim."
"Benim burada olmamam gerektiğini en iyi sen biliyorsun. Koskoca mimarım. Yönetmem gereken büyük bir işletme var ama ben buradayım."
"Bir sene daha dayan. İki senelik sözleşme yaptık seninle."
"Ben gidiyorum."
Sessizce gittim oradan arabama binip uzaklaştım.
Jin Hyung
Yarın saat 1'de bizim eski okula gel.
Yıllarımı bıraktığım okula beni neden çağırıyordu ki?
Daha sonra kısa bir yolculuktan sonra büyük şirketimin önüne geldim.
Daha sonra içeriye girip uykusuz gecelerime merhaba dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Leave Me (VMin)
FanfictionKapak Tasarımcısı : @Badgirldown__ Bana ne kadar acı çektirsende yine seni seviyorum yine seni seveceğim. Unutmaya çalıştım seni ama olmadı. Şimdi kendimi senin dalgana bırakıyorum sevgilim. Seni herşeyinle kabul ederek.