Kollarında uyumuştu sevdiği. O öpücükten sonra ikisi de ayrı yerlere geçmişti.
Jimin pişman değildi ancak bir yandan da kızacak diye korkmuştu. Omzunda uyumuş olan Taehyung'a baktı özlemle.
Zamanında olan kahverengi saçlarını boyatmıştı. Hala saçları yumuşaktı ancak biraz yıpranmış etkisi yaratmıştı boya. Zaten onu bekliyordu Jimin. Kendi saçlarını düşündü.
Fazlasıyla boyatan oydu aslında. Pembe, turuncu, sarı, kırmızı demeden her renge boyamıştı. Şimdi ise orjinal saç rengindeydi. Taehyung'un en sevdiği şekil.
Onun için güzel planlar kafasında dönüp duruyordu. Ancak kapının açılması ile kafasını kapıya doğru döndürdü Jimin. Taehyung'u iyi tanıyordu. Uykusunu tamamı ile alana kadar uyanmazdı.
"Ben geldim. Barıştınız değil mi?" diye soran Jin'e gözlerini devirdi. Sanki o kadar kolaydı inatçısını yola getirmek.
Uyuyan Taehyung'un bedenini kucağına aldığında birşey farketti. Taehyung' u eskiden zar zor kucağında tutardı kaslı haliyle. Şimdi zayıflamış olması onu tedirgin etmeye yetiyordu.
Kendisini sebep olarak görmeye başlamıştı Jimin. 'Herşey düzelecek' diyordu kendine.
Bedeni alıp okuldan çıktı Jimin. Sevdiği adamın lüks arabasını çektirtecekti. Bu yüzden düşünmeyerek kendi spor arabasına bindi. Tabiki ilk önce uyuyan Taehyung'u arabaya yerleştirdi.
Arabayı daima bildiği olan Taehyung'un ailesiyle yaşadığı eve doğru sürdü. Kısa bir yolculuktan sonra o eve geldiklerinde Taehyung'una baktı Jimin.
Gülümsedi. Pamuk adamını görünce gülümsedi. Sevdiğini görünce, ya da kalbinin diğer yarısını ya da ilk ve son aşkını, hayatını geçirmek istediği, ilkini...
Evet doğru. Onlar ilklerini beraber yaşadılar o ilk akşam. Ancak sonraki ilişkileri gerçekten çok kötüydü.
Flashback
Karşılıklı olarak ramen 🍜 yiyorlardı. İlk sevgili oldukları akşam Jimin'in evinde olmaya karar vermişlerdi.
Jimin yerinden kalkarak mutfağa gitti ve siyah beyaz olan mutfağın bir dolabından viski 🥃 bardakları çıkardı.
Diğer dolaba gidip iki şişe de viski aldıktan sonra sevdiği adamın yanına gitti.
Onun kalbine zararlıydı Taehyung. Güzelliği ile konuşması ile asiliği ile kırılganlığı ile. Taehyung'u her haliyle seviyordu Jimin.
Onun kalbini hızlandırıyordu. Eriyip bitiriyordu onu meleği. Onu defalarca öpmek istiyordu. Defalarca onunla sevişmek istiyordu ancak canı acır düşüncesiyle vazgeçiyordu vazgeçilmezinden. Dolgun dudaklarının arasındaki dudakları hayal edince ereksiyona giriyordu.
"Şerefe sevgilim!"
Bardağı kaldırıp onunla tokuşturan Taehyung'la aynı anda gülümsediler birbirlerine.
Sonra diktiler kafalarına. O iki şişe bitti. Fazlasını bile içtiler. Umursamadılar. Dans ettiler. Oyun oynadılar. Sırlarını söylediler.
Jimin bir şişe daha almaya giderken Taehyung'u durdurdu onu.
"Seni istiyorum."
Jimin sarhoş kafasında olduğu için anlamadı.
"Ne dedin?"
*Smutun başladığı yer. Okumak istemiyorsanız devam etmeyin. *
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Leave Me (VMin)
FanfictionKapak Tasarımcısı : @Badgirldown__ Bana ne kadar acı çektirsende yine seni seviyorum yine seni seveceğim. Unutmaya çalıştım seni ama olmadı. Şimdi kendimi senin dalgana bırakıyorum sevgilim. Seni herşeyinle kabul ederek.