Hikayemizin 2. bölümü ile karşınızdayız. Umarım beğenirsiniz. Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Medyada sert sarışınımız, EVA var. İyi okumalar xx
"Eva?" dedi orta seslilikte Ada.
"Hımm?" Eva, çoktan sanal aleme dalmıştı bile.
"I-ımm.. şey benim sana bir şey söylemem gerekiyor.."
"Dinliyorum, canım." Demişti Eva gayet sakin bir ses tonuyla.
"Sanırım aşık oldum."
"Ne?!?" Eva telefonunu aniden masaya bırakıp biraz fazla yüksek bir ses tonuyla bağırmıştı. Bir-iki saniyeliğine kantindeki gözler Eva'ya çevrildi.
Ada ise sadece muzip bir sırıtış yapmakla yetindi..
"Bak tüm okulun sana bakmasını istiyordun.. İşte, dileğin gerçekleşti" diyerek Eva'yla yeniden dalga geçti Ada.
"AŞIK MI OLDUN?!?" dedi Eva hala şaşkınlığını gizleyemeyerek.
"Ştt, biraz kısık sesle konuşur musun lütfen?"
"Ada, 1-2 saniyeliğine telefonda takılıyorum ve hemen ardından bana pat diye AŞIK OLDUĞUNU SÖYLÜYORSUN?!"
"Hemen olan bir şey değil herhalde."
Eva kaşlarını çattı.
"Geçen seneden beri bi'şeyler hissediyor olabilirim.." Ada bu cümleyi söylerken mırıldanmıştı.
"VE BUNU BANA DAHA YENİ SÖYLÜYORSUN! YAKIN ARKADAŞ OLDUĞUMUZU SANIYORDUM!" Eva, yeniden sesini yükseltti.
Kızlar arasında kısa bir sessizlik oldu.
"Neyse.." Sessizliği Eva bozmuştu "Anlat, kim bu çocuk? Adı ne? Kaçıncı sınıf? Bizle aynı yaşta mı? Bölümü ne? Hangi sınıf?" Eva çoktan Ada'yı soru yağmuruna tutmaya başlamıştı.
"İstediğim sorudan başlaya bilir miyim?"
Eva, Ada'nın bu sorusuna sadece gözlerini kırparak onay verdi.
"Öncelikle aynı yaştayız ve anlayacağın üzere 12. sınıf. Ve yiyecek-içecek bölümünden. Adı Deniz Saraç."
Eva sol kaşını kaldırarak; "Kim?"
"X Saraç."
"Bu ismi daha önce hiç duymadım."
"Pek popüler değil sanırım"
Eva, Ada'ya 'emin misin?' bakışı attı.
"Tamam." Dedi Ada. "Belki de hiç popüler değil."
"Adını duymamamdan anlaşılıyor. Sen nerden tanıyorsun bu çocuğu? Şimdi de yeni zaafın ezikler mi oldu?"
"Geçen sene aynı kulüpteydik. Ve o ezik değil tamam mı? Sadece, yani bilirsin, popüler olmayı seven bir tipe benzemiyor gibi."
"Hı-hıı" Eva, Ada'yı umursamamıştı. "Kesinlikle bir ezik."
"Bana şu çocuğu bir ara göstersene, tipini merak ettim."
"Ezik tipleri mi –Ada bunu elleriyle tırnak yaparak söylemişti- merak ediyorsun, Eva?"
"Hayııır." Eva yüzünü buruşturmuştu. "Sadece en yakın arkadaşımın kalbini çalan eziği –ki Eva bunu Ada'yı sinir etmek için, üstüne basa basa söylemişti.- merak ediyorum. Çok mu şey istiyorum, Öztunç?"
Eva'nın huyuydu bu, genellikle arkadaşlarına isimleriyle seslenmek yerine ya kesinlikle onlara tam oturan bir lakap takardı, ya da genellikle soyadları ile hitap ederdi. Eva, Ada'ya Boo Bear lakabını takmıştı. Çünkü Ada tam bir ayı yavrusu gibiydi. Uykusuna çok düşkündü, sürekli yemek yiyen, uyuşuk, üşengeç birisiydi. Ve Ada'nın bu rahatlıkları Eva'yı sürekli delirtiyordu. Aslında iki kız birbirlerine çok zıttılar. Aynı sanatçılardan tutun, kıyafet zevklerine kadar her şeyleri aynı olabilirdi ama kesinlikle karakteri özellikleri çok farklıydı.
Ada, Eva'ya göre daha saf, daha masumdu. Herkesle iyi geçinir, kimse hakkında olumsuz konuşmazdı. Yardımsever ve kimseye hayır cevabını veremeyen, kesinlikle küfür etmeyen, çok sakin olan bir kızdı. Eva'ysa belirli kişilerle takılırdı hep, ve olabilecek her şeye sinirlenen, sinirlendiğinde sürekli küfreden bir kızdı. İnsanların onun hakkındaki düşünceleri bir gram umurunda olmazdı. Dışarıdan çok sert bir görüntüsü olsada aslında içinde çok narin, çok kırılgan bir kız vardı. İnsanlara bu yönünü göstermeyi asla sevmezdi Eva.
Eva, Didim'de bir lisede okuyordu. Babasının hastalığı yüzünden İzmir'e taşındılar. İzmir'de oturdukları semte yakın bir liseye kayıt oldu.
Yeni sınıfının kapısının önüne gelince içeriye göz attı Eva. Herkes küçük gruplar oluşturmuş birbirleriyle konuşuyorlardı, açıkcası Eva'yı zerre umursayan bir kişi bile yoktu. Daha sonra ona doğru gelen bir kız gördü.
"Merhaba" dedi kız. Kız Eva'ya çok samimi aynı zamanda çok da itici gelmişti.
"Merhaba" Eva çok sahte bir gülümseme atmıştı kıza.
"Ben Zeynep."
"Eva."
"Yanım boş, benimle oturmak ister misin?"
Sadece kafasını sallamıştı Eva, ve kızın yanına geçti. Etrafına bir göz attı ama hala kimse onu umursamıyordu. Eva pek takılmadı bu duruma aslında. "Bende onları umursamıyorum zaten" diye mırıldandı kendi kendine.
"Zeynep, yeni gelen kıza sorsana One Direction dinliyor muymuş?" bunu Eva'nın arka sırasında oturan kız fısıltıyla sormuştu. Eva, aslında duymuştu ama duymamış gibi yaptı ve Zeynep, Eva'ya aynı soruyu yöneltti.
"One Direction dinliyor musun?"
"Evet." Eva, oldukça kısa cevaplar verme kararı almıştı.
"Ne kadar az konuşurlarsa o kadar iyi." Dedi içinden, ve tekrarladı. "Ne kadar az konuşurlarsa o kadar iyi..."
"Evet, dinliyormuş." Zeynep soruyu soran kıza fısıldayarak cevap vermişti.
Ve olanlar o zaman oldu. Arkadaki kız cevabını alır almaz sırasından kalktı, Eva'ya doğru yöneldi ve "Kardeşimm." Diyerek Eva'ya sıkıca sarıldı. Eva büyük bir şaşkınlığa uğramıştı, böyle bir şeyi yaşayacağı, özellikle de okulun ilk günü aklından dahi geçmemişti. Kaşlarını çattı ama kıza sarıldı. Çünkü çok içten gelmişti kızın sarılışı Eva'ya.
Kız Eva'ya gülümseyerek "Ben Ada." dedi
"Eva." Bu sefer Eva'nın yüzünde büyük, içten bir gülümseme vardı.
Ve birbirlerinden çok zıt olan iki kızın arkadaşlığı böyle başlamış oldu...
Not: Bildiğiniz üzere hikayeyi 2 kişi yazıyoruz ve bu bizim gerçek tanışmamızdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERKEK DEDİKODUSU
TienerfictieSıla Eva Arslan ve Ada Öztunç... Onlar her ne kadar dış görünüşten birbirlerine benzeseler de, karakteri özellikleri çok farklı olan iki en yakın arkadaş... Son yıllarının bu kadar hareketli geçeceği akıllarından bile geçmemişti. Aşk, dersler ve a...