9. Bölüm

349 21 8
                                    

Eveeet uzun bir aradan sonra yeni bölüm koyuyorum.  Hikayemin kendiliğinden keşfedilmesini beklemem çok mu ironik acaba? çok konuşmayayım hikayemi takip eden @prettyhazza23 çok teşekkürler bu bölümü sırf senin için yazıyorumm canım :) 

Eğer olurda okur sayısı artarsa yeni bölümler her gün gelecektir :)

Keyifli okumalar! xx

Önceki bölümden hatırlatma:

Bana doğru bir adım atıp aramızdaki mesafeyi azalttı.

"Hmm haklısın galiba harika olan benim" diyerek göz kırptı.Ukala. Kendini beğenmiş.

"Sen bana az önce Harry mi dedin?" diyerek gözlerini kıstı.

"İsminin bu olduğunu sanıyordum?" ben de onun gibi gözlerimi kısarak hızlıca cevap verdim.

Başını iki yana sallayarak "hayır ben bunu kastetmemiştim. Biliyorsun Styles da iyiydi" dedi.

Hayır neden dinliyorduım ki? Yine onu etkilemle ilgili bir şeyler saçmalamadan önce ondan kurtulmalıydım.

Bakışlarımı ondan çekerek bir kaç adım geriye attıp kollarımı bağladım.

Yere bakarak fısıltıyla "dayanabilirim, sadece bir kaç dakika" diyerek kendimi teselli etmeye başladım.

Bu hareketim onun kahkaha atmasına sebep olmuştu. Umrumda bile değildi. Jack kamerayı yeniden mi üretiyordu acaba! Nerede kalmıştı?

jack'i gördüğümde hiç olmadığım kadar sevinmiştim. Sonunda bu işkence bitiyordu. Yüzümdeki kocaman gülümsememle Harry'e döndüm.

"Bir daha asla görüşmemek üzere Styles." Artık umursamıyordum. Ona istediğim gibi seslenebilirdim.

Bunu söylediğimde aniden gözleri parladı ve o sinsi gülüşü dudaklarına yayıldı.

"Hiç sanmıyorum güzelim"

Jack yanımıza ulaşmadan söylediği bu sözler beynimde alarm etkisi uyandırmıştı. umursamaz görünmeye çalıştım. Jack elindeki kamerayı boynuna astıktan sonra neşeli sesiyle konuşmaya başladı.

"Ee ne kaynatıyorsunuz bakalım?"

"Hiçbirşey" diyerek kısa kestim.

Yavaş adımlarla hastanenin çıkışına ilerledik. Ben geriden onları takip ediyordum. Harry ve Jack Range Roverin önünde durduklarında biran panikledim. Bizi eve götürmek gibi bir düşüncesi varsa eğer hemen kaçış planı bulmalıydım. Jack'in telefonu çalmasıyla düşüncelerim bölündü.

Jack arayana baktıktan sonra "tanrım jesica beni öldürecek onu tamamiyle unutmuşum" diyerek çağrıya cevap verdi.

"Özür dilerim. Geç kaldığımın farkındayım. Stüdyoya çok yakınım be-" duraksayıp devam etti "Hey bu çok iyi geç kalmış sayılmam. Tamam orada görüşürüz" diyerek telefonu kapattı.

Harry kaşlarını çatarak "Stüdyo?" dedi.

Sorma şeklinden dolayı gözlerimi devirmeme engel olamadım. Bu çocuğun tek kelimeyle konuşması sadece bana mı batıyor acaba?

Harry biran bana baktı galiba hareketimi görmüştü.

"Şey ben dans akademisinde okuyorum ve stüdyoda isteyenlere dans dersi veriyorum" Jack grurla anlattı.

"Wow adamım bu çok havalı" Harry o yavaş aksanıyla belirtti.

Ciddiyim, aksanı bile beni çileden çıkartıyor.

Jack yüzündeki gülümsemeyle yanıtladı. "Teşekkür ederim dostum. Şimdiii.... benim gitmem gerek."

"Tamam seni gideceğin yer bırakayım sonrada Lucy'i eve bırakırım."

Kendi arabamla gelmeliydim. Kesinlikle onunla tekrar arabaya binmeyeceğim. Asla. Hele yanlızken. Beynim bunu kaldıramaz.

İtiraz etmek için ağzımı açmıştım ki Jack benden önce konuşmaya başladı.

"Aslında benim gideceğim yer buraya çok yakın, 5 dakikalık yürüme mesafesinde" diyerek ekledi.

"Tabii Lucy'i eve bırakabilirsen çok memnun olurum, başına bir iş gelmesini istemem" deyip güldü.

"Bu komik değildi." düz sesimle konuştum. Ama Harry bunu tabiki komik bulmuştu aptal aptal sırıtıyordu.

"Tamam jesicayı daha fazla bekletmeden ben gideyim"

Harry derin bir nefes alarak "son bir şey daha. Bu hafta havuz partisi düzenliyoruz gelmek ister misiniz?" dedi.

Ne? Yani...ne!!!! Ben ondan kurtulmaya çalışıyordum ama o.. Ne yapmaya çalışıyordu! Hiç sanmıyorum güzelim sözleriyle bunu mu kastetmişti yani?

Jack kocaman açtığı gözleriyle "evet tabiki geliriz!" dedi.

Başımı iki yana sallayarak şok içinde konuşmaya başladım. "hayır hayır hayır.. hayır gelemeyiz!"

Jack şaşkın ve kızgın bakan gözlerini bana dikti. Ne halt ediyorsun bakışlarını atıyordu.

"Yani demek istediğim... şey ıım ben gelemem. Ama eğer sen istiyorsan gidebilirsin jack" Sesimi biraz yumşatarak konuşmuştum.

"Neden?" Harry'nin kısa ve net sorusu karşısında afalladım.

"Şey.. gelemem çünkü.. liseden uzun süredir görüşmediğim bir arkadaşımla buluşacağız" Aniden aklıma gelen bir yalanı öne sürdüm.

"Pekala tam olarak hangi gün?" Harry alaycı bakışlarını bana dikti.

Tanrım işte şimdi sıçtım. Bize havuz partisinin gününü söylememiştiki!

Şey.. ım salı?" Lütfen tutturmuş olayım. Lütfen.

Şu işe bak partimizi o gün yapmıyoruz.. yani sorun çözüldü"

Harry zafer kazanmış gibi ellerini kaldırarak cevapladı.

"Detayları telefonda anlatırım Jack telefon numaranı yazar mısın?" diyerek elindeki telefonu Jack'e uzattı.

Harry ile bakışlarmız buluştuğunda bana göz kırptı. şaşkınlıktan dilimi yutmuş olabilirdim. İtiraz edememiştim bile!

Jack bize veda edip yanımızdan ayrılırken içimden konuştum

şimdi ne halt yiyceksin acaba Lucy!

Evet biliyorum biliyorum çok kısaaaa :( burda bitirilir mi ya!! bla bla

Ama ne yapayım yazacak ilhamı bulamıyorum :/

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 20, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

FAMİLİAR 'Harry Styles'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin