Karadeniz laz kızı görsün!
Babam bir tane ev tutmuştu. Çok güzel, 2 katlı bir evdi. İçerisi de çok geniş ve güzeldi fakat temizlik nasıl bitecekti?? Yanımızdaki eşyaları indirdik ve temizliğe başladık.
.
.
Hepimiz temizlik yüzünden yorgunluktan ölüyorduk. Biz temizlik yaparken nakliye aracı da geldi eşyaları da indirdik, yerleştirdik sonuç ölü ruh gibi oldum 🙄
.
.
1 gün sonra:Hayy ben böyle alarmın.... Yine alarma söverek kalktım banyoya gidip işimi hallettim. Üstümü değiştirdikten sonra aşağı indim.
"Günaydın"
"Günaydın kızım"
Kahvaltı yaptıktan sonra cenazeye gittik.
.
.
Dedemin seveni çoktu. Bunu çocuk aklımla bile fark etmiştim. Bugün bir kez daha anladım. Dedem arada sırada İstanbul'a gelirdi ama fazla durmazdı. Bir kaç aydır gelmiyordu. Sanırım onu hasta halinde görmeyelim diye. Bu kadar düşünceli bir dedeydi. Her zaman bizi severdi. Ama ben öz dedem sanıyordum 2 gün öncesine kadar.. Yiğit'i bir komşuya vermiştik. Babam erkekler kısmına gitmişti. Ben, Asiye Ablam ve annem kenara geçmiş baş sağlığı dileklerini kabul ediyorduk. O sırada arka arkaya siyah arabalar durdu. İçinden takım elbiseli 4-5 erkek falan indi. En son inen ise ağzımın yarım metre açılmasını sağladı. Çünkü inen uçaktaki hödük beyimdi. Ben bön bön bakıyordum ki Asiye ablanın kolumu dürtmesiyle kendime geldim."Nefes kuzum iyi misin? Ağzını kapa sinek kaçacak"
"İyiyim abla"
Asiye ablam bana böyle derken o da takım elbiselileri gördü. Peki neden o da ağzını açtı ??
"Abla ağzını kapat sinek kaçacak"
"Laflarımı bana satamazsın! Kız Nefes şu adam çok karizmatik be"
"Öyle mi abla"
"Değil mi?"
"Değil."
O kadar hödüğe dik dik bakınca hödük beyim beni gördü, gözlüğünü indirdi tekrar baktı ve gözlüğünü yine taktı (üff düştüm), yanıma doğru gelmeye başladı. Ben ise heyecandan ne yapacağımı bilemiyordum.
"Senin burda ne işin var?" diyebildim. Asiye abla ise noluyor bakışıyla bana bakıyordu.
"Bende aynı soruyu sana soracaktım. Asıl senin burda ne işin var?"
"Dedemin cenazesine geldim"
"Neee? Yoksa Nee-fess?"
"E-evet de sen?"
"E yuhh kızım nasıl unutursun kardeşini?"
"T-tahirr"
İkimizde kocaman sarıldık. 8 yaşına kadar yediğimiz, içtiğimiz ayrı gitmezdi ta ki İstanbul'a gidesiye kadar. O kadar uzun zaman sonra böyle bir karşılaşma neydi? Bu bir tesadüf müydü değilse bu duruma ne ad verilir?
.
.
Cenaze bitince herkes baş sağlığı diledikten sonra gittiler. Annemler de gitti. Bende dedemin mezarının yanına geldim.Tahirden;
8 yaşından sonra Nefes'ime kavuşmuştum. İlk defa kalbim böyle atıyordu. Karşılaşmamız bir tesadüf müydü?
.
.
Cenaze bitince gözlerim Nefes'i arıyordu ki kısa süre içinde gördüm. Yaklaştıkça sesini duyabiliyordum."Dede ben geldim. Dede diyorum umarım kızmazsın. Yani ben seni dedem bilmiştim. Neden söylemedin ki öz dedem olmadığını? Benden neler sakladınız? Neler oluyor? Sizin sırrınız ne? Sen söylememiş olabilirsin ama ben de Nefes Zorlu'ysam bunu öğreneceğim merak etme. Bu arada ben hakkımı helal ediyorum da sende et olur mu? Hoşçakal dedem" diyip çiçek bırakıp suladı. Ağladığına emindim. Çünkü Nefes hep merhametliydi. Ağlamasına bakmayın o çok güçlü bir kızdı. Çoğu erkek ondan korkardı. Çünkü milleti bakışıyla yetmezse yumrukları ve tekmeleriyle döverdi..