Sonunda eve yerleşmemiz bittiğinde derin bir nefes aldım. Çok uykum vardı ama kızlar yeni evimizi kutlamamız konusunda ısrar ediyordu."Saçmalamayın daha yeni yemek yedik. Yatıp zıbaralım işte" Jisoo unni bana öldürücü bir bakış attı. "Bence dışarı çıkmalıyız."
"Oldu. Bir de pasta keselim isterseniz. On katlı falan" ellerimi açarak on katlı pastayı havada gösterdim.
"Amma sıkıcısın Lisa. Bir kafeye gidip bir şeyler içelim. Hem belki yakışıklı erkekler görürüz." Rose sırıtarak bana bakınca gözlerimi devirdim. "İşin gücün erkek. Otur da bir ders çalış." bana dil çıkardı ve üzerimizi değiştirmek için odalara dağıldık.
Sabahtan beri evi temizle, kolileri aç, eşyaları yerleştir pestilim çıkmıştı. Yorgunluktan ölmek üzereydim ve dışarı çıkmak istiyorlardı. Bu kızlar gerçekten manyaktı.
"Aişh! İşsizler"
Hazırlanınca odamdan çıktım. Ev iki katlı olduğu için herkesin kendi odası vardı.
Ceketlerimizi alıp evden çıktık.
Eve yakın bir yerlerde kafeye girdik. İçerisi baya kalabalıktı. Zar zor bir masa bulup oturduk. Zaten yorgundum bir de başım ağrıyacaktı.
"Kızlar ne içersiniz?" Jennie unninin sorduğu soruya karşılık direk "Sıcak çikolata" diye karşılık verdim. Garson geldiğinde siparişleri söyleyip koyu bir sohbete daldılar.
Ben ise etrafı süzüyordum. Bir sürü masa vardı. Kafenin dizaynı biraz barı andırıyordu. Masalardan ayrı içecekleri yaptıkları yeri bu bölümden ayıran bir de düz uzun bir masa vardı. Ve önüne bar tabureleri dizilmişti.
Taburelerin üçü doluydu. Taburelerdeki çocukları süzdüm. Baştan aşağı siyah bir çocuk, saçları turuncu bir çocuk ve sarışın biri vardı. Sarışın olanın bu tarafa dönmesiyle göz göze geldik.
Öylece ona baktım. O da suratsız bir şekilde bana bakıyordu. Çocuğun teni bembeyazdı ve simsiyah giyinmişti.
Uzun bir süre bakıştıktan sonra gözlerini kaçıran ben oldum. Neden bu kadar uzun süre baktığımı bilmiyordum. Normalde erkeklerle pek alakası olan biri değildim. Tanımadığım insanların yüzünü incelemezdim, onlara uzun süre bakmazdım.
"Lisa!" Rose'un birden bağırmasıyla korkarak ona baktım. "Ne diye birden bağırıyorsun? korktum!" elimi kaldırıp gözlerimi kapattım ve derin bir nefes aldım.
"Birden mi? En az on kez seslendim. Duymayınca bağırmak zorunda kaldım" sinirle ona baktım. "Ne var!" gözlerini devirdi "Git içeceklerimize bak. Hala getirmediler." tek kaşımı kaldırarak ona baktım. "Neden ben?"
Jisoo "Çünkü biz sohbet ediyoruz. Yeni okulumuzu konuşuyoruz. Sen hiçbir şey yapmıyorsun. Sadece etrafı süzüyorsun. Sen git çünkü sohbetimizin bölün-"
"Tamam ben giderim. Yeter ki sus" ayağa kalktım ve uzun masanın olduğu yere ilerledim. Kollarımı masaya dayayarak içecek hazırlamaya yarayan aletlere baktım. Bir kız milkshake hazırlıyordu.
"Hey! Merhaba." kız bana döndü. "Buyrun efendim" kıza gülümsedim "Sipariş vereli uzun zaman oldu ama.." cümlemi devam ettirmeden kız önündeki kağıtlara baktı.
"Ah üzgünüm efendim, kağıt siparişleri hazırlanan kağıtların arasına karışmış. Hemen hazırlıyorum."
"Önemli değil" tam dönüyordum ki taburelerde oturan çocuğu farkettim. Önündeki kahve dolu kupasını yüzük dolu elleriyle kavramış kahve dumanını izliyordu. Bu kadar ruhsuz görünmesi doğal mıydı?
Bazen ben de böyle olabiliyordum ama bu çocuk gibi başka bir alemde yaşamıyordum. Çok fazla izlediğimi farkedince tıpış tıpış kızların yanına döndüm.
Saçmalık.
Sıcak çikolatamı bitirip burdan defolmalıydım. Yorgun kafayla saçmalıyordum.
"Sen iyi olduğuna emin misin Lisa?" Jennie unni elimi tutarak bana gülümsedi.
"Hayır değilim. Çok yorgunum. Çok uykum var. Başım ağrımaya başladı. Yorgun olduğumu söylemiş miydim? aişh cidden!" bana güldü ve yanaklarımı sıktı. "Sıcak çikolatanı bitir ve git. Güzel bir uyku çek" göz kırptı ve taburelerdeki oğlanları kesen Rose'a döndü. "İyice abarttın"
"Ne abartması be! Çocuk taş mübarek" simsiyah giyineni kastediyordu.
"Git tanış. Sap olmaktan kurtul da biz de senin taş meteor deyip kafamızı ütülemenden kurtulalım." muzhip bir bakış attı ve ayağa kalktı. "Bana şans dileyin kızlar." sırıttım ve kendini motive edişini izledim.
Manyak kız.
Bu sırada telefonuma mesaj gelmişti.
Bilinmeyen numara: Korkudan öldün mü yoksa?
Merak etme henüz sadece adını biliyorum
Ama ilerde korkmanı öneririm
Korkup özür dilersin
Çok az bir ihtimalle seni affedebilirim
Lisa: Olmayan beyninle ihtimallerden bahsetmen beni şaşırttı doğrusu
Ama çaban taktire şayan
Bilinmeyen numara: Ha ha ha
Eğleniyora benziyorsun
Ama merak etme fazla sürmez
Lisa.
.
Endişlense miydim?
Şuan bu çocuğu takmak içimden gelmiyordu. Daha doğrusu başımın ağrısından bir şey düşünemiyordum.
❀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Swag Love ✔ վօօղӀíςҽ
FanfictionLisa: Yanlış numaraya mesaj atan bir gerizekalıya göre fazla dilin uzun Bilinmeyen numara: Emin ol elim de uzun Bilinmeyen numara: Sana ulaşmak fazla zamanımı almaz Lisa: Göt herif Bilinmeyen numara: Ne dedin sen Lisa: Demedim gerizekalı yazdım Bili...