"Bugün hangi gün?" Jisoo unnie ders programını ayarlarken sıkıntılı bakışlarını kitaplardan bize yöneltti. Üçümüzde aynı anda esneyerek yaslandığımız kapıdan omuz silktik."Bir an önce gitsen de biz uykumuza geri dönsek?" Chaeyoung kafasını kaşıyarak açık tutmaya çalıştığı gözleriyle Jisoo unnieye bakmaya çalıştı.
"Çarşamba unnie." Jennie unnienin mırıltısı kulaklarına ulaşınca öfkeli bakışlarını ayakta durmaya çalışan Rosie'den gülümseyerek Jennie unniye yönelten Jisoo unnie, birkaç güzel sözcüğün ardından son kitabı da çantasına attı ve çıkışa ilerledi.
"Bana bakın, sakın cozutmayın. Önceki senelerdeki gibi kaybolursanız sizi bulmaya gelmem. Kötü yola düşüp paranızı yasal olmayan yollarla kazanmaya başlarsınız ve okul hayatınız yanar. Ve ben de doktor olduğumda size asla bakmam. Tanımamazlıktan gelirim." sabahın yedi buçuğunda uykudan ayakta duramayan bize attığı bu uyarı fırçasının ardından bir şey söylememizi beklemeden okul istikametinde yürümeye başladı.
"Sadece bir kez kaybolmuştuk.." fısıltı şeklinde dudaklarından dökülen sözcükleri duymamıştı.
Chaeyoung kapıyı kapatıp yukarı doğru bildiğiniz yardırdı.
"Ulan şerefsiz!" Jennie unnie de arkasından uçarken onları umursamadım. Chaeyoung zaten merdivenleri yarılamıştı ona yetişemezdim. Yetişsem bile Jennie unnie hayatta o yatağa yatmamıza izin vermezdi.
Kızlar gecesinden sonra, geç yatmamızın eseri olarak okula zombi gibi gitmemizin ardından dersleri büyük hezimetli sürünmelerle tamamlamış eve zar zor gelebilmiştik. Tabi gelirken Chaeyoung çoğu kez ölüm tehlikesi atlatmıştı. Jisoo unnie onun yüzünden uyumadığımızı - ki bu doğru - defalarca dile getirdikten sonra Rosie'yi boğazlamaya kalkmıştı. Ben bunu yerimde öylece izlerken Jennie unnie olaya müdahale etmiş ve Chae'yi Jisoo unnie'nin elinden kurtarmıştı.
Eve geldiğimizde eşkıya gibi her şeyimize el koyan Jisoo unnie, yukarı kattaki daha düzenlemek için hiçbir yerine ellemediğimiz odalardan birini onun için düzenlemezsek yıl boyunca ödevlerimizde yardımcı olmayacağını söylemişti. El mahkum odayı temizleyip nevresimleri kattaki tek iki kişilik yatağa sermiştik. Dahası koskoca yatakta, daha saatin akşam sekiz olmasını umursamadan kapıyı kilitleyip tek başına uyumuştu. Biz de sürüne sürüne aşaya inip kül kedisi gibi salonda yerde yatmıştık.
Bugün de çarşambaydı ve tek Jisoo unnie okula gidiyordu. Bu yüzden ondan boşalan yatakta yatmak için eminim ki yukarıda birbirini boğazlayan iki gerizekalıyı umursamak yerine uykudan geberen beynimi mutlu etmeliyim.
"Unnie saçımı bıraaaaaak!!" Chae'nin çığlının ardından gelen pat sesiyle yüzümü buruşturdum. Umarım ölmemiştir.
Soğumaya başlayan kanepeye, yorganın altına iyice sokularak gözlerimi kapattım. Saat on gibi hazırlanmak için kalkacaktık. On iki gibi ise festival başlıyordu. Her sene olduğu gibi bu festival için okulu asıyorduk. Festival gece yarısına kadar sürse de bizim bu kadarına iznimiz olmadığı için akşam saatlerinde Jennie unnienin babası bizi alıp eve bırakıyordu. Kendisi doktordu ve okul için sırf festivale gitmemizden kaynaklanan devamsızlığın ilerde sorun olmaması için bize rapor yazıyordu.
Bunu üç yıl önce yapmaya başlamıştık. İlk yıl hiçbirimizin ailesinin haberi yoktu ve biz gece yarısını geçen bir saate kadar festivalde kalmıştık. Kalabalık konser alanında birbirimizi kaybederek hepten kaybolduğumuzda baştan beri gitmemizi istemeyen Jisoo unnienin unnielik iç güdüleri ağır basmış ve bizi almaya gelmişti. İlk Jennie unnieyi bulmuş ardından da patlamış mısır reyonunda mısır yiyen beni bulmuştu. Tabi yediğim bir buçuk saatlik zaman dilimindeki patlamış mısırların parasını da ödemişti. Ardından hayatımda yediğim en büyük dayağı yemiştim galiba. Omzumun çıktığı konusunda ısrar etsem de kimse bunu ciddiye almıyordu. Yıllardır çıkık omuzla dolaşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Swag Love ✔ վօօղӀíςҽ
FanfictionLisa: Yanlış numaraya mesaj atan bir gerizekalıya göre fazla dilin uzun Bilinmeyen numara: Emin ol elim de uzun Bilinmeyen numara: Sana ulaşmak fazla zamanımı almaz Lisa: Göt herif Bilinmeyen numara: Ne dedin sen Lisa: Demedim gerizekalı yazdım Bili...