1.1

561 50 71
                                    

Kapı yavaş yavaş açılırken, vücudumdaki tüm hücrelerime kadar korkuyordum. Jungkook'un bu sesler karşısında uyanmasını dua ediyordum.

Ama ne fayda.

Kapı en sonunda tamamen açıldığında, derin bir soluk verdim. O kadar rahatlamıştım ki. Bir an da bedenimi saran güven duygusu ve şaşkınlıkla kapıyı açan kişiye sarıldım.

Jimin

Sarılmama karşılık verdi ve var gücüyle o da bana sarıldı. Gözyaşlarımı tutamayıp ağlamıştım ve Jimin elleriyle yanaklarımı silmişti.

Üstünde siyah boğazlı bir kazak vardı ve saçlarını griye boyamıştı. Altında ise diz kısımları yırtık siyah bir kot vardı. Oldukça hoştu. Ve yine bir Jimin klasiği yapıp siyahtan başka hiçbir şey giymemişti.

"Çok korktum."dedim bir yandan omzuna vurarak. Gerçekten çok korkmuştum.

"Biliyorum."dedi ve ardından geri çekilip yüzümü inceledi.

"Yeni saçlar yakışmış, kırmızı kırmızı güzel olmuşsun."dedi ve göz kırptı.

Ağlamam dinmişti fakat yanaklarım hâlâ ıslaktı, bu nedenle ilk önce yanaklarımı sildim sonrasında ise Jimin'e güldüm.

"Jimin, ben saçlarımı bir ay önce boyadım. Yine de teşekkür ederim."dedim ve ona sıkıca sarıldım."Hem sen de saçlarını boyamışsın, hoş olmuş."dedim ve ardından geri çekilip kafasını okşadım.

Güldü ve biraz bana baktıktan sonra yüzü ciddileşti."Chaeyoung, neden geldiğimi bilmen gerek."

"Bilmesem de olur, sana güveniyorum. Ama tabii anlatmanı isterim. Sonuçta bu gerçekten önemli olmalı."

"Tamam"dedi ve ardından biraz düşündü. Sanırım cümlelerini düzenlemeye çalışıyordu. Acaba ne olabilirdi ki. Hem Jimin yaralı değil miydi? Nasıl bu kadar çabuk iyileşmişti?

"Bütün eşyalarını sessizce topla, ben de o sırada Jungkook'a bir not bırakacağım. Umarım nottaki şifreyi anlar."

"Tamam"dedim ve ardından sessiz adımlarla montumu ve ayakkabımı giydim.

Jimin de yanıma gelince olabildiğince sessiz bir biçimde dışarı çıktık ve kapıyı kapattık.

Evin önünde daha önce hiç görmediğim, siyah bir araba vardı ve görünüşe göre pek kaliteli değildi.

Jimin arabaya doğru yürürken, ben de onu takip ettim ve ardından arabaya bindim.

Araba sigara kokuyordu. Bu kokuya dayanamadım ve ön koltuğun camını açtım. Gerçekten midemi bulandırmıştı ve biraz öksürmüştüm.

"Bütün camları açar mısın, çok kötü kokuyor."dedim arabaya yeni binmiş olan Jimin'e.

"Tamam"dedi ve bütün camları açtı.

"Chaeyoung sana bütün bunları arabada anlatacağım çünkü fazla zamanımız yok."

"Peki" kafamı her zamanki gibi cama yasladım ve konuşmasını bekledim."Dinliyorum."

"İlk önce, Jungkook senin kaçırıldığını düşünmeli. Ona kesinlikle hiçbir şey çaktırmamalıyız. Çünkü gerçekten çok gizli bir olay var."ardından durdu ve arabayı sola doğru bir caddeye sürmeye başladı.

"Chaeyoung, bulunduğumuz durum gerçekten çok riskli anlıyor musun? Jungkook'dan hoşlandığını biliyorum ama ona hiçbir şey anlatamazsın."

Kafamı camdan kaldırmayarak "Tamam"dedim. Acaba Jungkook beni merak eder miydi? Diye düşündüm. Belki de hiç umursamazdı.

Bu düşündüklerimle moralim biraz bozuldu ve içimden kendi kendime 'Düşünme Rosé, sen sadece bir sincapsın, düşünme.'diye geçirdim.

euphoria ❦ RoséKookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin