ACI TELEFON

160 39 2
                                    

RÜYA' NIN AĞZINDAN :

Eve yürüyorduk. Babam en son cumartesi aramıştı ve son 2 gündür aramıyordu. Vay be ! Onun gözünde buymuşum meğer. Baba olduğu için yapmak zorunda olduğu " sorumlulukları " vardı. Onu da 2 gün önce yaptı ya tamam ! Bunları düşünürken eve gelmiştik. Burukça gülümsedim. Burcuların evini kendi evimden (!) daha çok benimsemiştim. Peki ya sonra ne olacaktı ? Ailesine karşı yalanımızı ne kadar daha devam ettirecektik ? Ya babam bizi takip edip de bulursa ? Aslında istese bulurdu yani. Aklıma onu aramak gelse de bu düşünceyi hemen kafamdan attım. Burcu' ya sordum :

-" Ya ailen yalanımızı öğrenirse ya da bir yerde tıkanırsak ? "

Bana baktı. Gözlerimde teselliye ihtiyacım olduğu kitliydi. O da bunu anlamış olacaktı ki o kilidi kırmak istermişçesine :

-" Merak etme canım. Öyle bir şey olamayacak. Güven bana. " dedi tam gözlerime bakarak. Kafa salladım.

Eve girdiğimizde güler yüzüyle Aysel Teyze karşıladı bizi. Babası da gelince yemeğe oturduk. Ne güzel bir aile tablosuydu. İstem dışı gözlerim doldu.

-" Aaa n'oldu kızım " dedi telaşla Aysel Teyze."

-" Size yük oluyorum. Kusura bakmayın "

-" Ah kızım ne kusuru. Ailen Ankara' dan dönene kadar bizdesin." dedi itiraz istemeyen bir ses tonuyla. O sırada telefonum çaldı. Kimin aradığını tahmin etsem de yine de baktım ve doğru tahmin (!) : Babam.

-" Kim arıyor kızım ? "

-" Babam. "

-" E aç hadi. Bak belki bir gelişme vardır."

Ayağa kalkıp masadan biraz uzaklaştım. Açmak zorundaydım. Bana bakıyorlardı. İsteksizce açarak kulağıma götürdüm :

-" Alo "

-" Alo " Bu babamın sesi değildi. Birden panik yapmıştım.

-" S-siz kimsiniz ? " dedim korkuyla.

-" Rüya Hanım. Siz bu beyefendinin nesi oluyorsunuz ? "

-" Kızıyım. Siz kimsiniz ? " dedim sabrımın taştığını belirterek.

-" Ben polis memuru Yusuf. " dediği an bacaklarımdaki güç sanki gitmişti. Bir yere tutundum.

-" P-polis memuru mu ? " Boğuk bir sesle devam ettim.

-" Babama bir şey mi oldu ? "

-" Trafik kazası geçirdi "

-" Trafik kazası mı ? " gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Telaşla ve bağırarak söylemiştim. Ateş ailesinin gözleri benim üzerimdeydi. Herkes bana endişe, korku ve telaşla bakıyordu.

-" Rüya Hanım. Babanıza araba çarpmış. Kameralardan aracın plakasını tam tespit edemesek de siyah bir Porsche olduğunu biliyoruz. "

Siyah. Bir. Porsche ...

Nefesim kesilmişti. Zar zor aldığım nefesle sordum :

-" Hangi hastanede peki ? " Bir süre sessizlikten sonra konuştu.

-" Maalesef babanız olay yerinde vefat etmiş. Başınız sağ olsun . " dediği an telefonu yere düşürdüm.

-" Kızım! İyi misin ? " Aysel Teyze' nin sesi inanılmaz telaşlı çıkıyordu. Cevap veremedim. Kitlenmiştim. Gözümü kırpamıyor, yutkunamıyordum. Burcu hemen yanıma geldi. Başımı kendine çevirdi ama boş bakıyordum. Birden bacaklarımın varlığını hissetmedim ve çığlıklar eşliğinde başımı yemek masasına sert bir şekilde vurdum. Bilincim yavaş yavaş kapanmaya başladığında bile polis memurunun sözleri kafamda yankılanıyordu :

-" Başınız sağ olsun "

Hala boğuk sesler geliyordu. Telaş içeren sesler. Sonra taşındığımı hissettim. Bir süre daha sesler duyduktan sonra bilincim kapandı ve kendimi karanlığın ve yalnızlığın kollarına bıraktım.

Bana oldukça uzun gelen bir süre sonra bilincim yerine gelmeye başlamıştı. Neredeysem, odada sürekli " Bip-bip-bip" sesleri vardı ve odanın kokusu tanıdıktı : Hastane Kokusu. Başım gerçekten çok ağrıyordu ve gözlerimi açmaya gücüm yoktu. Elim sıcaktı sanırım birisi elimi tutuyordu. Bir süre daha öyle durduktan sonra gücümü topladım ve gözlerimi araladım. Elimi tutan Burcu' ydu ve ailesi dışarıda oturuyordu.

-" İyi misin canım ? " dedi endişeyle. Hala cevap verecek gücü kendimde bulamamıştım. O yüzden kafamı iki yana salladım.

-" Ne dedi polis memuru ? " Tekrar ağlamaya başladım.

-" Şşşş tamam özür dilerim. Eğer istiyorsan çıkayım " Gitmesini istemiyordum. Zaten yeterince yalnız kalmıştım hayatta. Tüm gücümü topladım ve tek nefeste :

-" Babam trafik kazasında ölmüş. " dedim. Burcu' nun gözleri dehşetle kocaman açıldı. Elimi bıraktı ve yatağımın yanındaki koltuklara çöktü. Daha sonra yanındaki masada duran suyu içti, bir bardak da bana uzattı. Susamıştım.

-" Şimdi ne olacak ? " Sesim hala eski gücüne kavuşmadığından kısık çıkıyordu.

-" Bilmiyorum. İstersen her şeyi anlatalım. Belki bu daha yararlı olur "

-" Hayır. Benim kendi evime gitmem lazım. O üvey kadın evi terk ederse beni yetiştirme yurduna verirler " diyince ikimiz de ürperdik. Yüzümdeki kan çekilmişti. Hissediyordum. Düşüncesi bile korkunçtu.

-" Peki. Doktorlar zaten serumla vücuduna takviye yapıyorlar. Eğer iyisen akşam taburcu olabilirmişsin. O yüzden sen şimdi dinlen. Akşam gidersin. Ben annemlere bir şeyler söylerim. Yorgunsun diye de onları odaya almam " dedi ve sıkıca sarıldı.

-" Teşekkür ederim Burcu " dedim minnettarlıkla.

Aklıma aniden siyah Porsche geldi. Biliyorum, kaç tane siyah Porsche vardır ama işte yine de bir şüphe kavuruyor içinizi. Şimdi ben ne yapacaktım? Üvey annemle zaten 18' imi bitirene kadar kalırdım. Hayatımı o kadınla yaşayamazdım. Şu anda ailemden kimse yoktu. Artık ben bir kimsesizdim ...

EVET BİRAZ DRAM KATAYIM DEDİM. ÖNÜMÜZDEKİ 3-4 GÜN BÖLÜM GELMEYEBİLİR ÇÜNKÜ GİDECEĞİMİZ YERDE Wİ-Fİ YOK. KENDİNİZE İYİ BAKIN. HŞÇAKALIN ...

Altın TozuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin