MUCİZE

227 45 2
                                    

   Babamın bir şey söylemesine fırsat vermeden odamın kapısına koşarcasına gittim. Kapının 1-2 m. gerisinde bizi dinleyen yılana omuz atıp evin kapısına yöneldim. Babam odamın kapısının orasa duruyordu. Pencereden dışarı baktım.  Lanet olsun ki yağmur yağıyordu. Son kez babama döndüm ve :

-" Seçtiğiniz hayat bu kadınla ise ben almayayım ! " deyip, kapıyı çarparak çıktım.

   Yağmurda boş boş yürümeye başladım.  Paramı, montumu, inancımı, gururumu; az önce odamda bırakmıştım.  Ahh ! Çığlık attım ve hıçkırarak ağlamaya başladım.  Kendime sövdüm. Sokakta şansıma -sanırım- kimse yoktu. Varsa da umrumda değil.  Yarın okul vardı ve ilk günden gitmeme çok çok çok kötü olacaktı.  Kapşonlu tişörtüm olmadığı için kafam ve içindeki düşünceler fazlasıyla ıslanmıştı.  Bu da iyiydi. Eğer böyle ıslanırsam, bir de soğukta sabaha kadar kalırsam zatürre olurum, ölürüm ve kurtulurum diye düşündüm.  Bağırdım :

-" Rüyaaa !!! Hani buraya ilk geldiğinde yeni hayatın güzel olacaktı lannn !!!  Hani !!!!  Hani bu ev diğer evine göre daha güzeldi ha ?! "  Banka yumruk attım.  Elim çok acımıştı ama en azından sinirimi - kendime olan sinirimi - biraz olsun hafifletmiştim. BİRAZ OLSUN !!!

  

Kaybettikçe bir çentik attı,

Alnımın üstüne tanrı büyüdün dedi,

Bu yağmurlar bu yüzden,

Birden gelir kış fark etmezsin,

Kalbinde siren sesleri,

Batar gemilerin bu yağmurlar yüzünden

,

Uyan Kanar ellerin korkarsan eğer,

Bak burdayım ölmedim hala,

Tutunuyorum uçurum kenarına,

Senin için unutmak için,

Annem için annem için,

Büyüdükçe bir sayfa attı,

Takvimin üstünden,

Tanrı Yorgunsun dedi,

Bu yağmurlar bu yüzden,

Birden giderler fark etmezsin,

Kalbinde siren sesleri,

Ağlarsın belli olmaz,

Bu yağmurlar yüzünden.

   Şarkı sanki benim için yazılmıştı. Şarkı sözlerini söylerken hep böyle hissederdim. Kederim, üzüntüm, öfkem sanki şarkı sözü ile bütünleşen sesimle bedenimi terkederdi. Ama sonra hızla yere düşer, bin bir parçaya ayrılır, sonra da  ayağıma batardı. Ben buydum işte !!! Laboratuvardaki fare misali ... Dönen koşu bandında hep koşan,  peynire ulaştığını ve ya yaklaştığını sanıp rahatlamışken, aslında daha en başında olduğunu hatırlayıp yorulan fare !!! Buydum işte ...

   Ayağa kalktım ama gözüm karardı. Banka geri oturdum.  Yüzümü ellerimin arasına alıp,  dirseklerimi de baldırlarıma koyup oturdum.  Bir süre sadece durdum. Sonra yine ayağa kalktım.  Biraz sendelesem de ayakta durmayı başardım. Evet, sarhoş gibi görünüyordum ama beynim o kadar karışık ve dolu ki !!! Öyle olabilirim. Yürümeye başladım.  Kahvaltıdan başka bir şey yememistim. Çıktığımda saat 21-22  arasıydı. Yürürken birden etraf karardı.  Ve tek hatırladığım yere düşmediğimdi ...

  KUZEY'İN AĞZINDAN

  Yarın okullar açılıyor.  Ayrıca bugün anne ve babamın ölüm yıl dönümü.  Şimdi siz kimle yaşıyor diyeceksiniz. Amcamla yaşıyorum.  Beni sever. Kavgalarımda yanımda durur, beni destekler. Ben de onu severim.

   Annemle babam ben 6 yaşındayken trafik kazasında öldüler.  Onlara çarpan da olay yerinde öldü zaten. O yüzden bugün içimde tarif edilemez bir burukluk var. Kafamı kaldırdım ve dedim ki :

-" Tanrım,  lütfen bugün bana bir mucize göster . "

   Yürümeye başladım.  Boş boş yürüyordum.  Evet, başka ne yapabilirim. Birden aklıma o kız geldi. Icimdeki burukluğa karşı hafifçe gülümsedim. Onu daha tanımadan,  gözlerindeki masumluk yüzünden gülümsemistim. Bu garipti. Tam o an yağmur başladı.  Lanet olsun !! Islanmayi pek sevmem. Bir banka oturdum.  Etrafı seyretmeye başladım.  Kimse de yoktu sokakta. Birden ağlama ve bağırma sesleri geldi. Yürümeye başladım.  Köşeyi dönünce ONUNLA karşılaştım.  Aslında tam olarak karşılaşma olmadı.  Çünkü o yere bakıyordu.  Kendi kendine konuşup ağlıyordu. Sonra ayağa kalkmaya çalıştı ama tekrar oturdu. Bir süre sadece oturdu. Cesaretimi toplayıp ona doğru yürümeye başladım.  Icimden her ne kadar koşmak gelse de, adımlarım gayet sakin ve sessizdi. Sonra ayağa kalktı.  Bana doğru gelmeye başladı ama beni görmedi.  Zaten bana değil yere bakıyordu.  Sarhoş gibi yürüyordu ama adımları netti. Demek ki sarhoş değildi.  Tam yanımdan geçerken birden bayıldı.  Neyse ki onu yere düşmeden tutabilmiştim. O an çok mutlu oldum.  Tanrı' dan istediğim mucize gerçekleşmişti. Etrafta kimseler yoktu. Ama şu an için O BENİMDİ !!

(Arkadaşlar o benimdi derken öyle kaçırma falan yok. Sadece merak ettiği soruları sormak için zamanı var.  :))  )

OY VE YORUMLARINIZI BEKLIYORUM

Altın TozuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin