"Anılar kalıyor..."
"Bu da bir anı."
"Acı bir anı."
"Üfleyelim?"
"Üfleyelim."
...
Bir gün daha yaşamaya devam edebilirdi kız. Şimdi içini anılarının sıcaklığı bile ısıtamıyordu. Çok fazla yarım cümlesi kalmıştı kızın. Çok beklemişti. Çok istemişti, oracıkta sessizliğe kavuşmayı. Ancak buna cesareti yoktu.
Geri dönmeyecek zamanlar, zamanlarından çalıyordu.
("Ah nerede gençliğimiz
Sahilde savruluşları başıboş dalgaların
Yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
Elde var hüzün."
-Atilla İlhan [Elde Var Hüzün])
Kız maceracıydı. Ancak bu sansasyonist sergüzeşt onu derinden sarsmıştı. Filhakika, böyle olacağını tahmin etmişti. Bir vuslat, olumsuz ancak, yok. Nâzenin duygular ne kadar ölebilecekse o kadar öldü kız. Kız... ve hisleri. Onları gömen kimse olmadı.
Amma da meşakkatliydi şu "Özlem". Ne beyhudeydi şu göz yaşları. Dolu, ancak boş.
Şirazeden çıkmış kız, ne yapsın! Düşünceleri bile çelişki barındırıyor. Tanrıya istirhamda bulundu. "Tez bitsin." Kadirşinas olamamıştı kız yalnızca. Sermest gibi dengesiz adımlar atıyordu bir yandan. Bir teâmül müydü bu efkâr? Hayır. Müteessir olmak bu büsbütün. Öyleydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya İntihar Bir Mucizeyse? [YunoKen]
Fanfictionİçine atıyordu oğlan. Sürekli içine atıyordu. Elinden bir şey gelmiyordu ki. Kız gidiyordu. Geriye yalnızca dayanılması güç acıları hatıra olarak bırakarak... Oğlan ağladı. İçine ağladı. Sürekli ağladı. Gri bir tekne...